Yapay Zeka ve Seslendirme: Tomb Raider Krizi Üzerine Düşünceler

Geçtiğimiz günlerde, video oyunu dünyasında bir fırtına estiren bir olay meydana geldi. Tomb Raider’ın Remastered versiyonunda seslendirmelerle ilgili yaşanan durum, birçok oyuncuyu şaşırttı ve gülümsetti. Düşünsenize, yıllar önce seslendirdiğiniz bir karakterin yeni bir oyunda, üstelik izniniz olmadan, yapay zeka tarafından taklit edildiğini öğreniyorsunuz. Bu ne, yeni bir bilim kurgu filmi mi yoksa sadece “Sesinle Gel!” adlı bir yarışma mı?

Her şey Aspyr adındaki stüdyonun, oyunun 4. ve 6. versiyonlarındaki dublajları, orijinal ses aktörlerinin seslerini yapay zeka ile kullanarak gerçekleştirmesiyle başladı. Bu durum elbette ki saflığıyla ünlü oyuncuları rahatsız etti. Özellikle Fransız seslendirme sanatçısı Françoise Cadol, durumu fark ettiğinde bir yandan “Ben burada nerede dinlendiriyorum bu sesimi?” derken, diğer yandan Aspyr’e ihtar çekmeye karar verdi. “Kendim gibi sesimi kullanamazsınız!” dediği yazılı bir açıklamada, sesi üzerine yapay zeka tarafından oynanan oyunlar oynamak istemediğini de ekledi. Kim bilir, belki de bu sırada kendisi için büyük bir geri dönüş planlamaktadır! Üstelik aynı sorun Brezilya’nın Portekizcesi dublajında da yaşandı. Lene Bastos bu durumu duyduğunda telaşla, “Yahu benim sesim tamamen özel, bir aletin peşine düşmeyecek kadar iyi!” diye fısıldamıştır muhtemelen.

Aspyr, bu karmaşa içinde yapılan yanlışlığı anladı ve derhal bir açıklama yapmak zorunda kaldı; orada bu seslendirmelerin oyundan çıkartıldığını duyurdu. Bu durum, Cadol ve Fransız seslendirme sanatçıları derneği Les Voix tarafından “yapay zekaya karşı bir zafer” olarak kutlandı. Birileri “Vay be, yapay zeka günümüzün süper kahramanı mı oldu?” diye düşündü belki de. Ancak, bu olaydan sonra duyulan özürler ve kaldırılan yapay zeka destekli dublajların yol açtığı karmaşa, elbette ki bir zeka gösterisi olmanın ötesine geçti. Düşünün ki, bir gün bütün seslendirmeler yapay zeka tarafından üstlenilir ve bizler sadece bilgisayarlarla muhabbet etmeye çalışır hale geliriz; o zaman “Sesimi nerede bulurum?” sorusunu sormaya başlayabiliriz.

Bu gibi olaylar dünyanın nasıl hızlı değiştiğini gözler önüne seriyor. Bir yandan yapay zekanın sağladığı imkanlar fazlasıyla etkileyici; ancak diğer yandan bu teknolojilerin insan emeğine zarar vermesi, durup düşünmemizi sağlıyor. Belki de seslendirme sanatçıları bir araya gelip yapay zekanın elinde yeni yetenekler kazanıp kazandıklarını tartışmaya açacaklardır. “Bir yapay zeka olarak biz de sesimizle yarışabilir miyiz ya da bunu yapamayacak kadar mıyız?” soruları kafaları karıştırıyor. O dönem geldiğinde Cadol ve Bastos’un neler yapacağını düşündüğümüzde, muhtemelen sadece gülmekle kalmayıp “Sesimizi kendi başımıza yeniden kazanalım!” bitik ifadesiyle buluşacağız.

Sonuç olarak, bu durum hem cesur ses aktörlerinin hem de teknoloji dünyasının karşı karşıya geldiği ilginç bir bileşen olarak karşımıza çıkıyor. Yaşanan bu olay, yapay zeka destekli projelerin ne kadar hızlı geliştiğini ve insan emeğinin her zaman bir öncelik olduğunun altını çiziyor: Evet, bu teknolojilere hayran kalıyoruz, ama bir yerden sonra seslerimiz de bizimdir. Hatta bir gün biz seslendirme sanatçıları olarak bir araya gelip “Ses müdafileri” tarafından seslerimizi koruyacağız gibi gözüküyor. Olası bir yapay zeka isyanında onlardan hayatta kalan tek ses sanatçıları biz olacağız!