Zelda: Echoes of Wisdom İncelemesi – Yaratıcılık ve Keşif Dolu Bir Macera
Zelda: Echoes of Wisdom incelemesinde yaratıcılık ve keşif dolu büyüleyici bir maceraya adım atın. Oyun dünyasında yeni keşifler yapın!
6 saat önce
Bütün serinin adını taşıyan prenses sonunda mumsuz bir şekilde kontrolü bize devretti. Genelde ana hikayette Link ile birlikte oyun oynarken, Zelda’yı kurtarma görevimizdeydik. Hatta bu durumdan habersiz olanlar, haklı olarak Link’i Zelda zannedebiliyordu. Bu bağlamda Echoes of Wisdom’ı özel bir oyun olarak nitelendirmek mümkün. Zelda, Link kadar savaşçı değil; onun yerine “kalem kılıçtan keskindir” ilkesini yansıtıyor. Zaman içinde neredeydi dersek, çoğunlukla kurtarılmayı bekliyordu. Ancak, Zelda’nın oyuna adını veren zekasıyla -tabii ki sizin de zekanızı katmanızla- yapabileceklerinize şaşırmaya hazırlanın! Biraz da siz kurtarıcı olun prenses…

Echoes of Wisdom, 2019 yapımı Link’s Awakening ile neredeyse birebir aynı bir görsel dizayna sahip. Minyatür bir Breath of the Wild ya da Tears of the Kingdom olarak da düşünebilirsiniz. Hyrule’un aşina olduğumuz bölgelerinde, tanıdık ırkların arasında maceraya başlıyoruz. Link olarak oyuna giriş yapıyor ve yine Zelda’yı kurtarma görevindeyiz, ancak bu sefer karanlıklara kapılıyor ve onu kurtarmak Zelda’nın sorumluluğuna kalıyor. Karanlık diyince, Hyrule’un dört bir yanına açılan çeşitli boyut kapıları insanların içine çekiyor. Bu kapılar üzerinden Hyrule’un karanlık bir versiyonuna geçiyoruz. Amacımız elbette Hyrule’un çeşitli noktalarında açılan büyük kapıları kapatmak ve içeridekileri (bir de Link’i!) kurtarmak.
Zelda’nın bu karanlık görevinde ona Tri adında ışık saçan bir varlık destek ediyor. Tri, Zelda’ya çeşitli büyülü yetenekler sağlıyor; bunlardan ilki ise nesnelerin kopyasını yaratabilme yetisi. Masa, yatak, kutu, ağaç, taş, örümcek, yılan… Yazmaya kalksam koca bir paragraf kaplar! Oyun boyunca karşılaşıp kopyalamayı öğrendiğiniz obje ve yaratık sayısı gerçekten çok fazla. Bu kombinasyonları düşündüğümüzde, ortaya çıkacak olan çeşitlilik ve yaratıcılık alanı çok etkileyici. Nintendo, oyuncuya farklı oyuncaklar sunarak tamamen özgürce kullanma imkanı tanıyarak, en iyi olduğu konulardan birini başarıyla tekrarlıyor. Breath of the Wild ve Tears of the Kingdom’ın başlangıcındaki gibi, bu oyun da bize “Bu dünya senin, istediğin yöne git, istediğini yap” tarzında bir yaklaşım sunuyor. Elimize eşyaları veriyor ve “Bak bunları böyle kombinleyerek çözümler üretebilirsin,” diyor. Mesela masa ve kutuyu yan yana koyup ulaşamadığınız bir yere zıplayabilir, ancak nesnelerin sayılı kopyalarını yapabileceğinizi unutmamanız gerekiyor. İyi eğlenceler!” Eğer bir yerde tıkandıysanız ve bulmacayı bir türlü çözemediyseniz, biraz daha düşünerek ve farklı kombinasyonlar deneyerek problemle çeşitli açılardan yaklaşabilirsiniz; çünkü çözüm genelde elinizdeki nesnelerde gizli. (Ya da sıkılmazsanız Youtube’a dönersiniz, aaaah ah, o zaman Youtube mı vardı? :P)

İhtimaller denizinde boğulalım prenses
Oyun, aksiyondan çok bulmaca çözmeye odaklanıyor. Bulmacaları, BotW ve TokK’daki shrine’lar gibi değerlendirebilirsiniz. Eşya kopyalama yeteneği dışında, ilerledikçe başka yetenekler de kazanacaksınız. Kendinizi bir nesneye (veya bir yaratığa) bağlayıp hareket ettirebilme örneğinde olduğu gibi. Shrine’larda elinizdeki yetenekleri kullanarak bulmacaları çeşitli yollarla çözebiliyorduk; burada da aynı yaklaşım mevcut. Bir bulmacanın tek bir çözümü yok. Hatta bazı oyuncular öyle yaratıcı çözümler bulmuş ki, “Vay be, bu da yapılabiliyor muymuş!” diye hayret ettim. Kullanacağınız nesneleri nasıl değerlendireceğiniz tamamıyla sizin hayal gücünüze kalmış. Oyun içinde haritayı daha hızlı keşfetmek için binek hayvanınız da olacak, ancak ata ihtiyaç duymadan hızlıca gidebileceğiniz birçok yol mevcut. Çözüm tamamen sizin elinizde!

Aksiyon konusunda ise isterseniz kısa bir süreliğine Link’in güçlerini kullanmak için dönüştüğünüz bir form alıyorsunuz, çünkü Zelda oldukça pasif bir prenses. Link’in ünlü kılıcını ya da okunu kullanarak düşmanları alt etme şansınız var, ancak bu özellik sınırlı bir süreyle kullanılabiliyor. Stratejik düşünmekte fayda var. Düşmanları Zelda ile yok etmek istiyorsanız, oyun bir anda Pokémon’a dönüşüyor. Öldürdüğünüz her türlü varlık kopyalamayı öğrendiğiniz için, oyunda ilerledikçe elinizde bir dolu yaratık birikiyor ve bunları hangi şekillerde kullanacağınız yine tamamen size kalmış. Uçan yaratıklar mı var? O zaman mızrak atan bir canavarı seçin! Taş fırlatan yaratıkları üst üste dizerek mini bir kule yapabilir, kontrol gücünüzle onları yönlendirebilirsiniz. Ya da mayın döşeyip düşmanı mayınların etrafına çekin. Anlayacağınız, seçenekler o kadar fazla ki keşfettikçe “Aaa bunu da yapabiliyorum!” demek ek bir keyif katıyor. Küçük bir öneri; öğrendiğiniz her şeyin açıklamalarını menüden mutlaka kontrol edin; çoğu, ne işe yaradıkları konusunda ipuçları sunuyor.
Her taşın altına bakalım prenses
Hyrule halkı da sizden çeşitli taleplerle gelecek. Bazıları “Şu şekilde bir şey varmış, çok görmek istiyorum!” diyor ve eğer bunu kopyalamayı başardıysanız, hemen getirmenizi isteyebiliyor. “Oğluma şu balığı götür” diyenler de var. Elinizde bir nesne varken zıplayamayacağınız için, balığı tepedeki çocuğa ulaştırma yolunu bulmanız gerekecek. Benzer yan görevler, mini oyunlar ve harita üzerinde keşfedilecek pek çok sandık mevcut. Bunun dışında bazı taşların altında para çıkacağı için, gerçek anlamıyla her taşın altına bakmanız da yararlı olabilir. Yani, Zelda oyunlarındaki klasik keşif ödüllendirme sistemi Echoes of Wisdom’da da oldukça yerinde bir şekilde karşımıza çıkıyor. Minyatür görünümüne rağmen oyunun haritası oldukça geniş ve dolu.

Oyun, genel keyif verici yapısı, yaratıcılık alanında sunduğu özgürlük ve oynanabilirliğiyle “saf Nintendo eğlencesi” olarak övgüyle anılmayı hak ediyor. Ancak, beni rahatsız eden unsurlar arasında envanter sistemi ilk sırada. Her seferinde onlarca nesne arasından seçim yapmak gerçekten yorucu. “Sık kullanılanlar, en son alınanlar” gibi sıralama yapılabilse de, sık sık farklı nesneler kullanmam gerektiği için istediğimi bulmak tempomu düşürüyor. Bu sıkıntılar mına kişisel bir tercih ama bulmaca çözmekten pek keyif almadığım ve çabuk sıkıldığım için bazı bulmacalar sabrımı zorladı. Açık sözlü sayılırım ve fazla yaratıcı olduğum da söylenemez. Ancak, siz elinizdeki belirli parçalarla harikalar yaratabilen ve bundan keyif alan biriyseniz, Echoes of Wisdom tam da size hitap eden bir yapım!


Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?