Death Stranding 2: Hideo Kojima’nın Yeni Macerası

Bu Ayın En Önemli Oyunu: Death Stranding 2!

Bu ayın en önemli oyunu hangisi sorusunun cevabı bana göre kesinlikle Death Stranding 2. Hani şu, Hideo Kojima’nın kafasında dönen tuhaf fikirlerin bir araya geldiği ve bizler için karmaşık bir evren yarattığı oyun. Kojima’nın bu sefer nasıl bir sürpriz yapacağını görmek için sabırsızlanıyoruz. Bunu söylemekle kalmayıp, ciddi anlamda sabırsızlandığımızı belirtmek isterim; ne de olsa bir hafta kadar bir süre kaldı!

PlayStation tarafından paylaşılan yeni fragmanda, şimdiye kadar neler olup bittiği 6 dakika içerisinde özetlenmeye çalışılıyor. Yani, bir çay içip bir paket cips açacak kadar kısa bir zaman diliminde, tüm evreni anlama fırsatınız var! Dikkat edin, bu çayınızı içerken gözlerinizi ekrandan ayırmayın, yoksa ne olduğunu anlamadan bir yerden bir bebek ya da bir çanta fırlayabilir!

İlk Oyun ve Bizi Bekleyen Zorluklar

İlk oyunda, “Death Stranding” adı verilen felaket sonucunda parçalanmış bir dünyanın ortasında bulmuştuk kendimizi. Ölüler dünyasıyla yaşayanların dünyası arasında sınırlar o kadar silikleşmişti ki, sanki bir sanat sergisine girmiş ve her şeyin birbiriyle iç içe geçtiği bir tabloya bakıyormuşuz gibi hissediyorduk. İnsanlar birbirlerinden kopuk topluluklar içerisinde hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlardı. Hatta bazıları, korkunç bir yalnızlıkla, dünya ile bağlarını kopararak inzivaya çekilmişti. O kadar yalnızdılar ki, bir gün bir ağaç gördüklerinde, “Bunu neden hiç aramamıştım?” diye kendi kendilerine soruyorlardı!

Kahramanımız Sam ‘Porter’ Bridges de soy isminin hakkını verip, yeni köprüler kurarak birbirinden ayrı düşmüş insanlar ve şehirler arasında bağlantılar sağlamaya çalışıyordu. Yani, bir nevi insanları bir araya getiren bir sosyal medya yöneticisi gibi! Tabii, bu işin çok daha zorlayıcı ve tehlikeli bir versiyonu. Sam’in cebinde bir telefon yok, ama en azından bir bebek var; o da nereye gideceğini bilmiyor!

Death Stranding 2’de Bizi Neler Bekliyor?

Şimdi, 2. oyundaysa bizi daha zorlu düşmanlar bekliyor gibi görünmekte. Bu düşmanlarla yüzleşmek ve bir kez daha insanlara umut verebilmek için 26 Haziran’ı bekleyeceğiz. Yani, 26 Haziran’ı dört gözle beklerken, kendinizi düşmanlarla dolu bir dünyada hayali bir savaşta bulabilirsiniz. “Önce beni yen, sonra benim için köprü inşa et!” mottosuyla düşmanlarımızla yüzleşeceğiz. Belki de bu düşmanlar, Sam’in karşısına çıkan o tuhaf karakterlerin bir uzantısıdır; kim bilir? Belki de düşmanlar, Sam’e “Seni bulduk, ama öncelikle bir çay içmemiz gerek!” diyeceklerdir.

Death Stranding 2 ile buluşmak için sabırsızlanıyoruz! Oyun dünyasında neler olacağını görmek için çok yakından takipteyiz. Umarım bu sefer Kojima, gizemli hikayesiyle bizi daha da derinlere çekerken, aynı zamanda biraz kahkaha katmayı da ihmal etmez. Sonuçta, hem düşmanlarla savaşırken hem de bebekle yolculuk yaparken biraz eğlenmek kimseye zarar vermez, değil mi?