Carrie Fisher ve Star Wars: Efsanenin Sonuna Doğru

Star Wars’ın Prensesi Carrie Fisher: Bir Efsanenin Sonuna Doğru

2015 yılının Aralık ayında Disney, herkesin merakla beklediği yeni Star Wars üçlemesinin ilk filmi The Force Awakens ile sinema dünyasını sarsmıştı. Film, hem eski hem de yeni nesil hayranları tarafından büyük bir heyecanla karşılandı. Ama bir yıl sonra, 2016 yılının Aralık ayında, hepimizin gönlünde taht kuran Prenses Leia olarak tanıdığımız Carrie Fisher, aramızdan ayrıldı. O an, birçok Star Wars hayranı için adeta Galaksinin en karanlık anıydı; sanki Darth Vader, Jedi’ların en sevdiği bisküvileri çalmış gibiydi.

Fisher’ın vefatından sonra izlediğimiz The Last Jedi, onun hatırasına saygı duruşu niteliğindeydi. Bu filmde, Fisher’ın daha önce çekilmiş olan sahneleri kullanıldı. Hatta bu Cuma vizyona girecek olan The Rise of Skywalker filminde de benzer bir durum söz konusu olacak. Yani, Carrie Fisher, Force’la birlikte geri dönüyor gibi! Belki de Yoda’nın ‘Yoda’nın ruhu’ gibi bir şey, ama bu sefer Carrie’nin şahane sahneleriyle dolu bir film. Hani şu ‘Hayalet Jedi’ var ya, işte o türden bir şey!

The Rise of Skywalker, Skywalker Efsanesi’ni sonlandıracak olan serinin dokuzuncu filmi. Ve J.J. Abrams, bu filmin Carrie Fisher adına büyük bir anma töreni olacağını vurguladı. Biraz duygusal, değil mi? Hani şu, “Bu film gerçek bir gözyaşı dökme seansı olacak!” diye düşündüğümüz türden. Abrams’ın sözleri ise şöyleydi: “Buradaki herkes gibi ben de Carrie’yi çok seviyordum. Onu uzun zamandır tanıyordum ancak Force Awakens‘da birlikte çalışmadan önce bu kadar iyi bilmiyordum.”

Şimdi, buradan çıkarabileceğimiz ders şu: Eğer bir gün uzayda bir şeyler ters giderse, Carrie Fisher’ı canlandıracak bir ikame bulamayız. Yani, “Hey, bilgisayara Carrie Fisher’ı yap!” dediğimizde, o bilgisayar bir şaka yapıp bize sadece bir Jedi şapkasından başka bir şey veremez. Bunu kimse istemez, değil mi?

Fisher’ın sahneleri üzerinde uzun bir mesai harcadıklarını belirten Abrams, “Tabii ki Carrie aramızda olsaydı diye düşündük ancak onun buradayken hissettiklerini hissetmek imkansızdı.” dedi. Yani, kısacası, Carrie Fisher’ın sahneleri için uçuk kaçık bir düzenleme süreci yaşandı. Yıldız Savaşları dünyası, onun mirasına sahip çıkmaya kararlıydı. Eğer Carrie burada olsaydı, belki de “Beni öyle değil, böyle çekin!” diye haykırıyordu. Ama maalesef, bu sefer sadece ışık hızıyla giden bir kurgu yapabiliyoruz.

• Star Wars: The Rise of Skywalker’ın Yeni TV Reklamı, Sürpriz Bozabilir!
• Galaksinin En Delikanlı Milleti: Kim Bu Mandalorlar?

Evet, belki Carrie Fisher şu an aramızda değil ama Abrams’ın da dediği gibi o her zaman Prenses Leia olarak bir yerlerde, bir şekilde yaşıyor olacak. Yeni filmlerde onun mevcut sahnelerinin kullanılmış olması oldukça mutluluk verici. Artık Leia’nın ruhu, galaksiler arası bir komedi filminde bile karşımıza çıkabilir! Hatta belki, “Ben buradayım, Yıldız Savaşları’nın en komik anlarını buraya getirin!” diyecek kadar cesur olabilir.

20 Aralık’ta beyaz perdede son kez Carrie Fisher’ı göreceğiz. Bu durum, The Rise of Skywalker’ın önemini büyük ölçüde arttırıyor. Yani, hazır mısınız? Çünkü bu film, sadece bir Star Wars hikayesi değil, aynı zamanda Carrie Fisher’ın bizlere bıraktığı komik ve duygusal bir miras olacak. Hadi, ışık hızında yol alalım ve bu filmi izlemek için sabırsızlanalım! Ve unutmayın, bir Jedi her zaman hazır olmalıdır!