XPG Summoner Klavye İncelemesi: Şıklık ve Performansı Bir Arada Sunuyor
XPG Summoner klavye incelemesiyle, şıklık ve performansın tam kıvamında buluşmasına hazır olun! Klavye, parmaklarınızı dans ettirecek!
21 saat önce

Evde kaldığımız şu süreçte, bizim kadar bilgisayarlarımız da oldukça zor günler geçirdi. Ne de olsa, bilgisayarlar da insan gibi, sürekli açık kalmaya ve kullanılmaya alışkın değiller. Her gün on saatlik bir Zoom toplantısı, ardından birkaç saatlik oyun seansı derken, klavyelerimiz aniden “Yeter, bu kadar yüklenmeye tahammül edemem!” diye haykırmaya başladılar. En son emektar klavyemi emekli etmek zorunda kalınca, yeni bir klavye arayışına girdim. Elbette bu dönemde bir klavyeden beklediğimiz en önemli özellik insancıl fiyat. Zira düzgün klavyelerin fiyatları birer birer bin liraları geçmiş durumda. Olacak şey değil, değil mi?
Bu yüzden, ilk harfi A, L, R olan bütün markalar kafadan elendi. Düşünsenize, “A” harfiyle başlayan bir klavyenin fiyatı, altın kaplama olabilir, o kadar yüksek! Sonunda gözüm XPG Summoner’a takıldı. Bu klavye, kömür rengi fırçalanmış alüminyum gövdesiyle, ince tasarımıyla ve şıklığıyla dikkat çekiyor. Artık üzeri gereksiz ıvır zıvır dolu klavyelere burun kıvırıyoruz biliyorsunuz, minimalist yapılar kalbimizi çalıyor. Summoner’ın tasarımı, masada az yer kaplayan, kolay taşınabilen ve modern görünen bir ürün olmasını sağlıyor. Ayrıca, üzerinde Türkçe Q dizilimindeki standart tuşlar dışında sadece bir ses ayar tekerleği bulunuyor ki bu, bir klavyede en çok görmek istediğimiz özelliklerden biri!
Klavye, Cherry MX Blue anahtar kullanıyor. Yani, ses çıkaran ve basma hissi veren tuşlara sahip. Dilerseniz daha sessiz/düz Kırmızı ve hızlı/yumuşak Gümüş anahtarlı modelleri de mevcut. Tabii ki ben, basma hissini sevenlerden biri olarak maviyi tercih ettim. Tuşların yerleşimi ve büyüklükleri de oldukça tatmin edici. Türkçe tuş dizimi olduğundan büyük “Enter” tuşuna sahip. Yani, o kadar kahve içip bilgisayar başında oturduktan sonra “Enter” tuşuna basarken, parmağımı kaydırmamak için büyük bir tuşa ihtiyacım vardı. Klavyenin üzerinde ayrıca bir USB geçiş portu da bulunuyor. Farenizi veya masaüstündeki cihazlarınızı buraya takabilirsiniz. USB kabloları da kumaş örme kaplı ve görünüşte oldukça kaliteli. Yani, bu kabloları da koparacak kadar sert bir mücadeleye girmeye çalışmayın, zira öyle bir şey olursa kablolar “Bize bu kadar işkence yapma!” diye sızlanabilir!
Ayrıca, manyetik olarak takılan memory foam bir bilekliği var. Ben bileklik kullanmadığım için takmadım ama oldukça şık ve rahat görünüyor. Belki de klavye bilekliği, “Beni kullanmadığın için bana yazık oluyor!” diye fısıldıyordur. Klavyenin yedi farklı moda sahip RGB aydınlatması, gece karanlığında bile klavyenizi bir disco partisinde gibi hissettiriyor. Hem renk ve aydınlatma modlarını, hem de klavyenin üzerindeki tüm tuşları beraberinde gelen Prime yazılımı ile yönetebiliyorsunuz. Oldukça kullanışlı bir yazılım olmasıyla birlikte tek tek tuşları yönetebilmesi de iyi düşünülmüş. Eğer makro kullanıyorsanız, F1-F5 arası tuşlar bu özelliğe sahip, F10-F12 arasına da medya özellikleri atanmış. Yani, klavyenizle sadece yazmakla kalmıyor, aynı zamanda DJ’lik yapabiliyorsunuz!
Sonuç olarak, genel üretim kalitesi, tuşlarının kalitesi ve tasarımı ile XPG Summoner, bir klavyede aradığım tüm özellikleri sağlıyor ve üstelik fiyatı da makul. Yani, üzerine fazla para koyup alacağınız rakiplerinin, bu klavyeden tek bir üstün yanı yok. Summoner ile XPG, resmen seviye atlamış gibi görünüyor. Eğer yurt dışında bir tatil planınız yoksa, bu klavyeyle birlikte oturup oyun oynamak, bilgisayar başında saatler geçirmek için daha iyi bir neden olamaz!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?