Farm to Table: Tarımdan Restoran İşletmeciliğine Eğlenceli Bir Geçiş

Hepimizin aklında, hayal gücünü zorlayan, kimi zaman çok komik, kimi zaman da tam bir kaos ortamı yaratan oyunlar vardır. Bu oyunlardan bir tanesi, ‘Survivors of the Dawn’. Görsel olarak güçlü ve oynanış açısından da oldukça çılgın bir deneyim sunuyordu. O oyunun atmosferinden çıkıp, bu sefer çok daha sakin ama bir o kadar da eğlenceli olan bir simülasyon oyununa geçiş yapacağımızı duyduğumda, aklımda bir soru belirdi: “Bu oyun, acaba o çılgın geliştiricilerin başka bir projesi mi?” Ama hayır, bu sefer “Farm to Table” ile karşı karşıyayız. Hani şu tarla ekip biçmekten, restoran işletmeciliğine terfi ettiğimiz o güzelim oyun!

Farm to Table, sadece sebze meyve yetiştirmekle kalmayacak, aynı zamanda tarımın derinliklerine dalmamıza ve doğanın nimetlerinden faydalanmamıza olanak sağlayacak. İnanın bana, artık sadece marketten aldığımız ürünleri yemek yapmakla yetinmeyeceğiz. Kendi tarlamızda organik sebzeler yetiştirecek, günlük süt ve taze yumurta almak için hayvanlarla uğraşacağız. Tabii, bu hayvanlar o kadar kolay olmayacak, bazen ineklerimiz sabah uykusundan uyanmak istemeyecek, bazen de tavuklarımız yumurtlamak için tam zamanında kalkmayacak! İşte bu, çiftçilikteki gerçek zorlukları bizlere sunacak.

Farm to Table, sadece bir çiftlik simülasyonu değil; aynı zamanda işletmecilik becerilerinizi de geliştireceğiniz bir oyun. Gerek yemek pişirme konusunda yaratıcı olmanız, gerekse menü oluşturma aşamasında gıda trendlerini takip etmeniz gerekecek. Düşünün, bir yandan taze sebzeleri toplayacak, diğer yandan da şık bir restoranda yemek pişireceksiniz. Hatta bir “Organik Market” açarak, kendi ürünlerinizi satma şansına bile sahip olacaksınız. Ama dikkat! Pazar günü işlerinizi büyütmeye çalışırken, bir yandan da garsonlar, şefler ve çiftçiler işe almak zorunda kalabilirsiniz. Yoksa bir gün, restoranın mutfağında kaybolmuş bir tavukla baş başa kalabilirsiniz!

• Hayvancılık yaparken, hayvanların tuhaf alışkanlıkları ile karşılaşabilirsiniz. Mesela inekleriniz, sabahları kahvaltı saatinde çay içmeyi tercih edebilir.
• Arı kovanları ile uğraşırken, arıların sizinle sohbet etmeye çalıştığını düşünebilirsiniz. Aman dikkat, yanlış bir şey söylerseniz, arıların tepkisi pek de hoş olmayabilir!
• Balık tutma kısmı ise ayrı bir eğlence. Suya attığınız olta ile birlikte, balıkların sizinle dalga geçtiğini düşünebilirsiniz. “Oltanızı çekin, ben balık değilim, balıkların lideriyim!” diyebilirler.

Bütün bu çılgın ve komik durumlar, Farm to Table’ı sıradan bir simülasyondan çok daha fazlası haline getiriyor. 23 Temmuz’da Steam’e eklenen bu oyunun, istek listenize eklemek için sabırsızlanıyorsanız, acele edin! Zira bu eğlenceli çiftlik hayatı, sizi bekliyor!