Fable: Nostaljinin Melodisi ve Oakvale’in Büyüsü
Fable ile nostaljinin melodisine ve Oakvale'in büyüsüne dal! Unutma, tavşanlar bile bazen sihirli olabilir, dikkat et!
19 saat önce

Oyun dünyası, bizleri sadece görselleriyle değil, aynı zamanda müzikleriyle de etkileyen bir evren. Herkesin aklında yer eden bir melodi, bir oyun anısı vardır. İşte bu noktada Fable, tüm oyuncuların kalbinde özel bir yere sahip. Elbette, Peter Molyneux’un oyun üzerinde verdiği sözler bir kenara, Fable, adını gerçekten de hakkıyla taşıyan bir yapım. Hani bazen bir dizi izlerken ya da bir film izlerken, “Bu sahne nereden tanıdık geliyor?” diye düşünürsünüz ya, işte Fable da bu hisleri fazlasıyla yaşatıyor. Yani, bir nevi “Oyunların Nostaljik Masalı”.
Oakvale, bir çocuk olarak başlayıp yaşlı başlı, saçı sakalı ağarmış birine dönüşmemizle biten bir yolculuk. O küçük çocuğun ilk başta ne kadar saf ve masum olduğunu hatırlıyor musunuz? Doğum günü hediyesi arayışında olan o tatlı çocuk, birden bire karanlık bir hikayenin içine sürükleniyor. Ama gelin görün ki, bu çocukluk anılarının en eğlenceli kısmı, o dönemdeki maceralar değil, aslında onun o sevimli hali. Hani “tavuk kovalayan çocuk” dedikleri var ya, işte o tam da böyle bir karakter. Gerçi, tavuklar bir süre sonra karakterin peşinden koşmayı bırakıyor da, biz yine de o sahneyi unutmuyoruz.
Şimdi Oakvale’i bu kadar özel yapan şeylere gelelim. Elbette ki müzik bu işin en büyük parçası. Danny Elfman’in bestelediği o melodiler, bir masalı dinliyormuşuz hissini veriyor. Çocukluğumuzda dinlediğimiz masallar gibi, her notasıyla bizi geçmişe götürüyor. Bugün bile o melodileri dinlediğimizde içimizi bir sıcaklık sarıyor. Hani bazen “Neden bu kadar melankolik oldum?” diye sorgularken, bir anda Fable müziği çalmaya başlıyor ve içimizdeki “tavuk kovalayan çocuk” yeniden uyanıyor. O an, dertlerinizi unutturacak kadar saf bir mutluluk kaplıyor içimizi.
Evet, Fable’ın yeni oyunu ufukta göründü. Bu durum elbette ki heyecan verici, fakat içimde bir korku var: Acaba yeni Fable, Oakvale’in o nostaljik müziğine yaklaşabilecek mi? İhtimal vermiyorum, çünkü geçmişteki o sihirli anları yakalamak, sıradan bir oyun yapımcısının harcı değil. Hani derler ya, “eski güzel günler” diye, işte tam olarak o günlerden bahsediyoruz. Yeni müzikler, yeni grafikler, yeni karakterler… Hepsi güzel ama Oakvale’in ruhunu yakalayabilirler mi? Onu göreceğiz!
Sonuçta, Fable, sadece bir oyun değil; aynı zamanda bir anı. Onun müzikleri, ruhumuzu besleyen melodiler gibi. Belki de yeni Fable’da, o tanıdık melodilerle birlikte yeni maceralara atılacağız. Ama bir şey kesin: Oakvale’in o buram buram nostalji yüklü müziği, her zaman kalbimizin en köşesinde yaşayacak. Düşünün ki, bir gün parkta oturuyorsunuz, birisi yanınıza geliyor ve Fable müziği çalmaya başlıyor. O an ne kadar eğlenceli olurdu, değil mi? İşte, Fable’ın büyüsü tam olarak burada yatıyor!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?