Oyun Dünyası İçin Tarihi Bir An: Colette’nin Oscar Zaferi

Bu yılki Akademi Ödülleri, yani Oscar’lar, birçok kişi için heyecan verici bir etkinlik olmanın ötesinde, oyun dünyası için de tarihi bir anı barındırıyordu. Oyun ve sinema dünyası arasındaki sınırların giderek belirsizleştiği bu dönemde, Respawn isimli oyun stüdyosu, Oscar kazanan ilk oyun stüdyosu olarak tarihe geçti. Şaka gibi ama gerçek! Oyun dünyası, altın heykelciklerden birini kucaklayarak “Ben de buradayım!” dedi. Peki, bu olay ne anlama geliyor? Oyunların sadece eğlence aracı olmaktan öte, sanatsal bir ifade biçimi olarak kabul edilip edilmeyeceği üzerine düşünmeye ne dersiniz?

Respawn’ın ödül kazanmasına vesile olan belgesel ise, Medal of Honor: Above and Beyond oyunu için hazırlanan Colette adlı kısa belgesel. Yani, sanırım bir oyun stüdyosunun Oscar kazanması için gerekli olan tek şey, bir belgesel çekip bir kahramanın hikayesini anlatmak. Belgeselin yıldızı, 92 yaşındaki Colette Marin-Catherine. Kendisi, 2. Dünya Savaşı sırasında Fransız direnişinde yer almış bir kahraman. Belgeselde, Colette’nin Almanya’ya gidip, savaşta kaybettiği kardeşi Jean-Pierre’in öldüğü esir kampını ziyaret etmesi, izleyicilerin yüreklerini burkuyor. Bir yandan anılarını paylaşırken, diğer yandan bizlere tarihin soğuk yüzünü hatırlatıyor. Yani, Colette sadece bir belgeselin yıldızı değil, aynı zamanda tarihin de yaşayan bir parçası!

Colette belgeseli, oyunun içindeki savaş tecrübesini daha da derinleştiriyor. İyi de, biz neden her yıl en iyi film, en iyi yönetmen gibi kategorilerde oyunları göremiyoruz? Oyunların sinema ile olan bu derin bağı, ileride Oscar ödüllerinde yeni kategorilerin açılması için bir neden olabilir mi? Oyun camiasında “Oscar, oyunlara gelmez!” diyenlere inat, Colette’nin ödülü, bu fikri çürütüyor. Belki de bir gün, “En İyi Oyun Filmi” ya da “En İyi Oyun Belgeseli” kategorileri göreceğiz. O zaman, oyun geliştiricileri arasında “En iyi senaryo” ödülünü almak için nasıl bir rekabet yaşanacağını düşünmek bile oldukça eğlenceli!

Bu gelişme, oyun dünyası için bir başka önemli kapı açıyor. Artık oyun yapımcıları, yalnızca eğlenceli bir deneyim sunmanın ötesinde, derin ve anlamlı hikayeler anlatmaya yöneliyor. Belgesel türü, oyun dünyasında farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Ancak, bu da bir soruyu gündeme getiriyor: Acaba ileride her oyun için bir belgesel mi çekilecek? Düşünsenize, Fortnite’ın yapım sürecini anlatan bir belgesel! “Oyun yapımcıları, sabah 9’da toplantı yapıp, öğleden sonra kahve molası veriyor. Çalışanlar, arada bir de ‘Evet, bu karakter muhteşem olacak!’ diye heyecanlanıyor.” Kulağa pek heyecan verici gelmiyor değil mi?

Sonuç olarak, oyun dünyasının Oscar kazanması, sadece bir ödülden çok daha fazlasını ifade ediyor. Bu, oyunların da sanat olarak kabul edilmesi için bir adım. Ve belki de ileride, bu yeni bakış açısıyla birlikte, oyunlar için özel ödül geceleri düzenlenir. Oyunseverler, “İşte En İyi Oyun, En İyi Oyun Senaryosu, En İyi Oyun Müzikleri” gibi kategorilere sahip olur. O zaman herkes, “Oyun dünyası da burada!” diye bağırabilir. Şimdilik Colette’nin Oscar’ı ile yetinelim ama kim bilir, belki bir gün Call of Duty için de bir belgesel izleriz!