Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

6 dakika okunma süresi

5

Activision Blizzard Davası: Oyun Sektöründe Cinsiyetçi Kültüre Karşı Bir İsyan

Activision Blizzard davası, oyun dünyasında cinsiyetçi kültüre karşı bir isyan! Oyun karakterlerinden daha cesur duruşlar sergileniyor!

admin

5 saat önce

Activision Blizzard Davası: Oyun Sektöründe Cinsiyetçi Kültüre Karşı Bir İsyan

Temmuz ayının sonlarına doğru, Kalifornia Adil İstihdam ve Konutlandırma Dairesi (kısa adıyla DFEH), Activision Blizzard’a karşı ilginç bir dava açtı. Bu dava sıradan bir dava değil! İşyerinde sürekli cinsel istismar ve cinsiyete dayalı ayrımcılık iddialarıyla yüklü. Şaşırmadım, çünkü oyun endüstrisindeki bu tür skandallar adeta bir “epidemik” haline geldi. Herkes haberi duyduğunda büyük ihtimalle “Vay be, yine mi?! Hadi ordan!” derken, içimde bir üzüntü belirdi. Hepimiz biliyoruz ki, bu tür sorunlar sadece Activision Blizzard’a has değil, tüm oyun sektörü anlamında büyük bir yara. Cinsiyetçilik ve ayrımcılık, sanki oyun sektörünün DNA’sında yazılı.

Activision Blizzard Davası: Oyun Sektöründe Cinsiyetçi Kültüre Karşı Bir İsyan

Taht kuralı gibi bir kural var: Önce birileri suçlanır, sonra mağdurlar susturulur ve suçlular bir süre “Kendime bir tatil ayırmak istiyorum” diyerek ortadan kaybolur. Bazen başka pozisyonlara geçerler ve tekrar aynı korkunç döngüye dönerler. Yani bu bir “Lego” oyunu gibi: Bir yerden kırıyorsunuz, başka bir yerden yapıştırıyorsunuz. Ama DFEH’nin Activision Blizzard’a yönelttiği bu suçlama sıradan değil; birçok iddia ve kanıtla dolu! Dava, sadece bir şikayet değil! Gerçek hayatta acı çeken insanlara ses vermek adına açılmış bir dava.

Başlamadan Önce: Bir Kalabalığı Uyanık Tutun!

Haberler yayıldığında, sosyal medya adeta bir savaş alanına döndü. TIME, NY Times, LA Times, Bloomberg Law ve The Guardian gibi dünya çapında tanınan medyalar, DFEH’nin Activision Blizzard aleyhine açtığı davayı masaya yatırdı. Detaylar oldukça rahatsız ediciydi. İlgili kanallarda ve sosyal medya platformlarında olmadık hakaretler ve yasaklamalar gündeme geldi. Bu işin içinde dönen olayların çirkinliğini gözler önüne seren bir dava. Ama tabii ki, bazı insanlar bu durumu normalleşmiş buldu. Ne de olsa oyun dünyasındaki bazı karanlık kutular, yıllardır gizlice mazur görüldü.

Activision Blizzard Davası: Oyun Sektöründe Cinsiyetçi Kültüre Karşı Bir İsyan

Belki de bu noktada herkesin sorması gereken bir soru var: “Eğer durum bu kadar kötü, neden ayrılmıyorlar? Neden başka bir yerde çalışmıyorlar?!” İşte burada çok önemli bir noktaya geleceğim. Activision Blizzard’daki sorunlar, onların kendi iç durumlarından öte, oyun sektöründe genelde mevcut olan bir durum. Kadın çalışanlar, beyaz atlı prensin gelmesini beklemiyorlar; onların bir yere ait olma, bir değişim yaratma çabası var. Bunu herkes anlamıyor ve bunun arkasında yatan yapıyı sorgulamıyor. Büyük oyun stüdyolarının sadece erkek egemen bir kültüre sahip olmadığını, bu döngünün –yani sömürücü bir sistemin– tüm sektörü sarmaladığını unutmamak lazım!

Şimdi, işin komik tarafına geçelim. Diğer stüdyolar zor durumda kalınca, insanlar hemen “Oh my goodness! Şirketten ayrılın!” diye haykırıyor. Hadi oradan! Kadınlar bu suçlamaların altında yatan baskıyı düşündüklerinde hakim kalamıyorlar bile! Bulduğumuz çözümler düşüneyim: “Üzerine bir ‘caps’ bir de ‘meme’ yapmayı denedim ama olmadı?” Her insana söylemiyoruz tabii ki, “Yaşamak için kararlar vermelisin!” gibi sözler. Ama bu öyle bir kapı ki, sadece kapıyı kapatmakla kalmıyor, içerdeki karanlığı da sürükleyip götürüyor.

Activision Blizzard Davası: Oyun Sektöründe Cinsiyetçi Kültüre Karşı Bir İsyan

Olaylar Nasıl Gelişti?

DFEH’nin bu davası cidden önemli çünkü California’da 100’den fazla çalışanı olan şirketlerin artık cinsiyet, ırk ve etnik kökenlere göre ayrımını gerektiren yasanın altında açılan ilk dava. Oyun sektöründeki, şu an tartışmasız bir sorununun en açık örneği! Ve inanır mısınız, birçok kişi bu durumları sadece “lüzumsuz” olarak değerlendirdi. Hadi gelin şimdi, Activision Blizzard’ın içindeki olaya biraz daha ayrıntılı bakalım. Konular çok çirkin, çok mide bulandırıcı.

Bu kadar kötü bir ortamda (bir stüdyoda) bir çok kötü ruhlu insanın çalıştığını iddia etmek belki de abartı değil. Kadın çalışanlar aynı iş için erkeklerden daha az destek alıyor, terfi almaları engelleniyor ve erkek çalışma arkadaşları kendi işlerini kadın çalışanlarına yıkıyor. Takım partisinden bahsedilmiyor bile! İş toplantılarına gelen erkeklerin alkol alıp “cube crawl” adını verdikleri, masadan masaya kadın çalışanlara sarkmaları ve sonu intihara giden durumlar, ortamda bir “frat boy” kültürü olduğunu gözler önüne seriyor. Bu cesareti nereden alıyorlar peki? Cevap basit: Bu durum şirketin menfaatleri doğrultusunda sistematik olarak görmezden geliniyor.

Activision Blizzard Davası: Oyun Sektöründe Cinsiyetçi Kültüre Karşı Bir İsyan

Buna Bir Son Verin!

Şimdi asıl soruya gelelim: Activision Blizzard bu davadan çıkar mı? Çıkma olasılığı oldukça yüksek. Neden mi? Çünkü bu tür durumlar, halihazırda mevcut olan bir kültürün üstüne gelince, insanların “ahh, şöyle yapsak güzel olur” demesiyle geçmiyor. #MeToo’nun yorumları altında yürüyen bir dünya burası. Ama iş sadece bu davadan hayatta kalmaları değil; asıl mesele, insanların arınmasını sağlamak. Oyun sektöründe ciddi bir değişim gerçekleşecek mi? İşte bunu umut ediyoruz. Şu aralar ortalıkta dönen hikayeler, daha önceki dönemlerin karanlık zamanlarından çok daha fazla ses getiriyor.

Aktivistler ve destekçiler, stüdyonun sosyal medyaya yansıyan açıklamalarına karşı çıkmaya başladılar. Gösteriler yapılıyor, destek mesajları uçuşuyor. Ancak şirketin bu davranışları yer yer ciddiyetle karşılanmıyor; zira protestoya katılan çalışanların sonra işten atılma ihtimali gündeme gelmeye başladı. Bu da insanları bir noktada düşündürüyor: “Acaba ben de susturulacak mıyım?” İşte bu noktada olayın tatlı kısmı bitiyor. Bunun ötesinde bir “sıfır tolerans” politikası olmalı. Ama politikayı yönetenlerin kafasındaki zihne girince, ortalığı velveleye vermemin de pek bir anlamı kalmıyor.

Activision Blizzard Davası: Oyun Sektöründe Cinsiyetçi Kültüre Karşı Bir İsyan

Yine de, Activision Blizzard’ın bu davaya verdiği yanıtı ve durumun gelişmesini takip edecek ve belki de bir gün bu durumu “bir oyun bozan”, “ahmak işgüzar” gibi görecek cesur kişilerle karşılaşacağız. Inşallah, daha da ileri adımlar atabiliriz. Çünkü artık bir şeylerin değişmesi gerekiyor ve bunun için mücadele eden çalışanlar var. Yaşamak için savaş vermek zorunda değiliz, hayır. Damat da olamaz, sadece insan gibi yaşayabiliriz!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?