God of War Ragnarök: Fragman ve Beklentiler Üzerine Derinlemesine İnceleme

Dün geceki PlayStation Showcase, beklentileri karşıladı diyebiliriz. Beklemekten gözlerimiz kırmızı, kalbimiz ise patlama noktasına gelmişken, *karşımıza çıkan yeni oyunlar* ve daha önce dedikodularına kurban gittiğimiz oyunlarla dolu bir gösterim oldu. Sahara çölünde su arama olayının, God of War Ragnarök’un izlenimlerinde kaplanmış hali gibi! Herkesin sabırsızlıkla beklediği God of War Ragnarök, fragmanı duyurulmadan evvel sadece hayallerimizde yaşadı. Artık, beklemekten mahvolmuş ruhlarımızın ihtiyacı olan videomuzı sonunda izleme şansına kavuştuk. Şu an burada büyük bir üzüntüyle söylemek zorundayım ki, eğer fragman hoşunuza gitmediyse, bir doktorla görüşmenizi öneririm.

2018 yılında çıkan God of War, herkesi büyülemişti. Gerçekten *bir başyapıttı.* Şimdi, bunun üzerine yeni bir oyun söylemek istiyorsak, sanırım biraz daha dikkatli olmalıyız çünkü büyük ayakkabılar var! Haliyle, Ragnarök’ün tanıtımı yapıldığında, hepimiz eski oyunla kıyaslamalar yapmaya başladık. Belki bu benim psikolojimden ya da aşırı beklentiden kaynaklanıyor ama ben de yeni bir God of War’la karşı karşıya olduğumuzu hissettim. Bunun kötü bir şey olduğunu düşünmüyorum, çünkü ben hala şu anki durumumdan oldukça memnunum 🙂

Bu arada, ilginç bir bilgi olarak, *önceki oyunun yönetmeni Cory Barlog,* görevini devretmiş. Şimdi, *Eric Williams* yönetiminde bir yolculuğa çıkıyoruz. Eric, 2004 yılından beri Santa Monica ekipleri arasında, o gün bu gündür şansını deniyor ve şimdi krallık tahtına oturmuş durumda. Kendisi deneyim konusunda epey bir bilgi birikimine sahip. Geçmişte ne kadar tecrübe kazandıysa, bu defa Kratos ve Atreus’u tehlikelerden korumak için elinden geleni yapacak. Yine de Cory Barlog’un ayakkabılarından nasıl uyum sağlayacağını görmek oldukça ilginç olacak!

Artık fragman bilgileriyle dalışa geçelim. Bu noktadan itibaren yazının spoilerlı kısmı başlıyor, yasal uyarımı yapmış olayım!

Spoiler istemiyorsanız, vakit kaybetmeden son paragrafa atlayabilirsiniz. Ya da başka bir habere geçiş yapın, oyunlarınızı çalmıyorum, söz!

Ragnarök, önceki oyunun birkaç yıl sonrasında vuku buluyor. Nors Mitolojisinin efsanevi kışı *Fimbulwinter*, kapıya kadar dayandı. Kratos ile Atreus’un yolculuğu daha da çetinleşiyor. İlk oyunun sonunda Atreus’un kimliği hakkında öğrendiğimiz bilgiler, bir nebze cinsiyet bunalımına yol açan bir süreçti. Gerçekten de, devlerin soyundan geldiğini öğrenince işin içinden nasıl çıkılacağının zor olduğunu düşünmekteyim. Haliyle, Kratos’un görevi, Atreus’u bu öyle kolay alışılmadık “Tanrıların Savaşı” sarmalından uzak tutmak!

Ancak, elbette Atreus uslu duracak diye bir şey yok. Duygularına yenik düşmeden bir köşede bekleyecek hali yok! Evet, ikili yollarında aldıkları kararlarla yalnızca kendi kaderlerini değil, Dokuz Diyarın kaderini de etkileyecekler. Tabii ki Fimbulwinter’ı biz onların yönlendirmeleriyle zamanından önce mi getirdik? Kim bilir, bu sırrı çözmek, Kratos’a kalmış!

Rakiplerimizden de bahsetmeden geçemeyeceğim: *Freya ve Thor!* Freya’nın öfkesi zamandan bağımsız olarak sürüyor çünkü ilk oyunda sevimli oğlunun canını aldık. Kim bilir canım, bu intikam peşinde onun gözündeki o dehşet anında “Acaba bana bir çay yapar mı?” diye düşünüyordum, ama sanırım bu anılar, savaşı kaybetmeme neden olacak. Thor ise, üzerimize kabus gibi çökmeye hazırlanan bir diğer rakip! İkiliyi düşününce gözümün önünde canlanan görüntü, pek de hoş değil. Hem *Magni hem de Modi’yi* acımadan yok etmesi, zorlu bir rakip olacağının küçük bir göstergesi. Akıllarda “bizi burada bırakma, tam aksine: Merakla beklediğimiz bir epik savaş olmaya hazırla!” düşünceleri dolaşıyor.

Bunun yanında, fragmanda gördüğümüz farklı düşmanlar ve ilk oyundan dostumuz *Mimir* da tekrar sahne aldı. Hani bir zamanlar dostu saydığımız ve onunla ne maceralar yaşadığımızı unutmamak gerekir. *İkiz cücelerimiz Brok ve Sindri* ile birlikteyken düşmanın karşısında iken gülmekten kırıldığımız anlar. Fragmanın sonlarına doğru ise *Tyr* adında yeni bir müttefikle karşılaştık. “Bu iyi bir işarettir!” dedik. Ama bir yandan da iki eli sağlam görünüyordu. “Hani bu adamın eli yoktu?” diye düşünmeden edemedim. Mitolojik metinler, Tyr’ı tek elli ve kör olarak tanımlıyor. Gözlerim canlandı vurucu bir sahnede… Ne güzel olur belki biriyle karşılaşırız. Yoksa o sahne, *Fenrir ile* bir işbirliğini mi çağrıştırıyor? Havanın ortamında bir garip zen bakışıyla gözlerimiz buluşuyor!

Son bir ayrıntıdan daha bahsedelim: Tyr, aynı zamanda Thor’un üvey kardeşlerinden birisi. Düşünsenize, sözde kardeşlerle baş etmek aslında çok da kolay değil. Onları bir araya getiren bu bağ, bizlere biraz zor olacak gibi. Yazının *sonuna ulaşmaya çalışırken* heyecanımdan kaybolmuşken, umarım ki yazdığım her kelime hoşunuza gitmiştir.

Özetle, dün gece ağzımızı sütlaç gibi tatlı bir deneyimle doldurdular ama arkamızda hala bir çıkış tarihi yok. 2022’nin ilk yarısında geleceğini umuyorum ama bu “ne zaman gelecek?” sorusuyla *beklentimizin* daha da büyüyeceğini biliyorum. O yüzden gözlerimizi dört açmalıyız ve merakla beklemeliyiz. Bu evrenin sırları, oyun dünyasındaki güç dengesini değiştirecek, o yüzden sabırlar! 🙂