Hawkeye: Marvel’ın Noel Atmosferinde Yeni Yüzler ve Duygusal Hikayeler
Hawkeye ile Noel ruhunu yaşayın! Okların havada uçuştuğu, yeni yüzlerin ortaya çıktığı ve gülmekten kırılacağınız bir macera sizi bekliyor!
6 saat önce

2021 yılının son günlerine yaklaştığımız şu günlerde, Marvel Sinematik Evreni (MCU) gerçekten de bize harika iki hediye sunmuş durumda. İlk hediyemiz, 24 Kasım’da başlayan Hawkeye dizisi. İkincisi ise geçen hafta vizyona giren Spider-Man: No Way Home. Bu iki eser, soğuk kış akşamlarında içimizi ısıtan sıcacık birer battaniye kıvamında. MCU’nun sunduğu zengin içerikler, domatesin yanında birer turşu misali, her seferinde birer lezzet katıyor. Ancak Hawkeye dizisi, teması itibariyle tam bir Noel atmosferi sunmasıyla diğerlerinden oldukça farklı bir yere sahip. En başından itibaren beni içine çeken bu diziyi izlerken, bir an olsun sıkılmadım; hatta klasik MCU şakaları bile bu sefer hiç batmadı. O kadar güzel bir şekilde yerleştirilmişlerdi ki, dizinin tonuna olan katkıları gerçekten göz ardı edilemezdi.
Hawkeye sadece altı bölümden oluşan bir mini dizi olarak kabul edilse de, Clint Barton’un MCU içindeki geçmişi oldukça derin ve köklü. Orijinal Avengers ekibinde herkes kendi filmlerine sahipken, Hawkeye’ın diziyle onurlandırılması nedense daha içten bir his uyandırıyor. Öyle ki, bu dizi yalnızca bir son değil, aynı zamanda harika bir başlangıç niteliğinde. Şimdi gelin, bu dizinin sunduğu evreni biraz daha derinlemesine inceleyelim. Çocukluk Kahramanı olarak adlandırılan Kate Bishop’un muhteşem kariyer yolculuğu da, izleyenler için büyük bir sürpriz oldu. Zaten dizi, onu sahnelere çıkarırken ben de mutluluktan zıplamak istemedim.
Bazen, dizi içinde ahenk yaratan tek şey Kate Bishop’un varlığı gibi görünüyor. Çizgi romanlarından ilham alarak hazırlanan bu dizi, izleyicileri resmen mest ediyor. Artık emekliye ayrılmaya hazır Clint Barton’ın aile hayatına dönüşü hakkında ilk bölümde hissiyatımız tam olarak belirginleşirken, sakar ama bir o kadar da azimli Kate Bishop’un yükselişi ise tam bir bayram havası estiriyordu. Bu ikili, beraber olduklarında ya komik sahneler çıkarıyor ya da içimizi ısıtan duygusal anlar yaşatıyorlardı. Yukarıda bahsettiğim gibi, ilk bölüm “Kahramanlarınızla asla tanışmayın” diyordu ama ben tam tersi bir sonucu görmeyi tercih ederim; çünkü Clint Barton ile Kate Bishop’un karşılaşması gerçekten mutluluk verici bir durum.
Bir diğer komik noktaya gelecek olursak, Hawkeye’ın imaj problemi! Avengers ekibinin en önemli parçalarından biri olmasına rağmen, Hawkeye’ın çok fazla öne çıkmaması üzerine yapılan espriler oldukça yerinde. Clint kendi isteğiyle göz önünde olmaktan kaçınırken, başındaki tek hedef NOEL’İ ailesiyle geçirmek! Ama işin içine eşofmanlı mafya girdiğinde, bu hedef de pek kolay olmuyor. Neyse ki hem geçmişin yükü hem de Natasha’nın trajik sonu, Hawkeye’ın yanında sevimli Kate Bishop ile biraz da olsa hafifliyor. Kate’i överek gidebileceğim bir yazı yazarken, Bishop ailesinin hikayesinin fazla abartıldığını düşünüyorum. Tabii ki Hawkeye dizisinden çok, Kate’in yükseliş hikayesi daha fazla ön planda tutuldu. Bu durum beni rahatsız etmedi, ama Clint’in solo hikayesinin bu kadar az yer kaplaması hayal kırıklığı yaratabilir.
İzleyiciyi diziye dahil eden bir diğer karakter olan Echo, kendi hikayesini öğrenmemiz açısından önemli bir yere sahip. Gelecek projelerde bu karakterin nasıl bir yöneldiğini görmek için sabırsızlanıyorum. Unutulmamalı ki, Ronin’in Yolu, geniş bir anlatım sunduğu için izleyiciyi farklı bir deneyimle karşılaştırıyor. Yalnızca Kate Bishop’un dramaları değil, Clint Barton’ın geçmişte yaşadığı sancılı süreçler de güzel bir şekilde ele alınıyor. Infinity War sonrası Hawkeye’ın bir ölüm makinesine dönüşmesi ve bununla yüzleşme hikayesi, derinlemesine inceleniyor. “Hawk Eye Redemption” kısımları, izleyiciyi düşündüren ve duygusal açıdan etkileyen detaylar sunuyor. Ancak daha fazla Ronin sahnesi görmek keyifli olabilirdi, kısacası bir denizaltı filminin balık hikayesi gibi izleniyor!
Dizinin sona yaklaşırken, Clint’in değişimini görmek hepimizi heyecanlandırıyor. Kate’in hikayesi ise baştan sona muhteşem bir biçimde işleniyor. Ancak, en hayal kırıklığı yaratan kısım, sonuç olarak dizinin sona ulaşmasıydı. Bu, büyük bir potansiyelin gözler önünde erimesi gibiydi; ancak yine de MCU’nun geleceği açısından belirli temellere şahit olmayı başardık. Avengers müzikali, dizinin en garip ama bir o kadar da eğlenceli anlarından biriydi, yüzümde bir gülümsemeyle izledim. Sonuç olarak, Noel atmosferiyle bezenmiş ve bolca gülme garantili bir dizimiz oldu. Clint Barton’a veda etmek bazı izleyicileri üzecek, ama aynı zamanda emekliliğini sonuna kadar hak ettiğini de gösteriyor.
Kate Bishop’un yükselişine tanıklık etmek ise son derece keyifliydi. Dizinin anahtar kelimesi “eğlence” olunca, aksiyon ya da gizlilik ön planda olan bir ajanlık hikayesi beklemeyin, bu bir mini dizi ve Hawkeye’a veda etmeye hazırlanın. Dizideki sürpriz karakterler ve olaylar, Marvel tutkunlarının büyük hoşuna gidecektir. Birkaç potansiyel harcama dışında, şu ana kadar izlediğim en eğlenceli MCU dizisi Hawkeye oldu. Puanlama gereği: 8/10. İlk iki bölümün yavaşlığı ve gereksiz aile dramaları yüzünden daha düşük bir puan alabilirdi ama sonuç olarak, izlerken gerçekten iyi vakit geçirdim.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?