Embracer Group’un Suudi Yatırımı: Para mı, Prensipler mi?
Embracer Group'un Suudi Yatırımı: Para mı, Prensipler mi? Olayı bir komedi skeçine dökmeden geçmeyin! Yatırımın tadını mizahla çıkarın!
5 saat önce

Geçen hafta, Embracer Group’un Suudi Arabistan’ın veliaht prensi Muhammed Bin Salman tarafından kurulan Savvy Gaming Group’tan tam 1 milyar dolar yatırım aldığı haberine tanık olduk. Evet, yanlış duymadınız; bir milyar dolar! Hani bazen markette, sadece bir dolara şanslıyızdır ya, burada ise durum tam tersine dönmüş. Bu yatırım, Embracer Group’un hisselerinin %8.1’ine tekabül ediyordu ki bu da hisse sahipleri için gündeme bomba gibi düştü. Suudi Arabistan’ın insan hakları sicili göz önünde bulundurulursa, böyle bir yatırımın sonuçları ortada. Hayat bazen tam bir komedi gibi, değil mi?
Embracer CEO’su Lars Wingefors ise bu durumu tersine çevirmek için adeta elinden geleni yapıyor. “Bu konuda farklı görüşleri olan kişileri anlıyorum,” demekle işin içinden çıkmaya çalıştı. Ancak bu yatırımı kabul etme kararının kolay olmadığını belirtmekte de gecikmedi. Karşılıklı ilişkiyi sağlamlaştıracak ve kendi şirketlerinin çalışma düzenini etkilemeyecek bir yolda olduklarını söylüyor. Sanki elinde sihirli bir değnek var gibi, “Şunu açıkça söylemek istiyorum ki Embracer benim, CEO’larımızın ve yönetici ekiplerimizin idaresinde işletilmeye devam edecektir,” dedi. Baktığınızda, bu kadar iddialı bir söylemin ardında, “Siz almayın, biz senenin en iyi kampanyasına adım atıyoruz!” diye bağıran bir reklam var sanki.
Wingefors, duygu yüklü bir anlatımla devam ediyor: “Embracer, özgürlük, kapsama, insanlık ve açıklık prensipleri üzerine kurulmuştur. SGG ile olan alışveriş bunu hiçbir şekilde değiştirmeyecektir.” Tamamen özgürlük ve insani değerler üzerinden yola çıkılıyor ama bir taraftan milyar dolarlık bir yatırım var. Burada, hisse sahipleri için, “Yatırımcımız iyi ama insan hakları ne olacak?” sorusu kafalarda beliriyor. “SGG yaklaşık olarak oyların yüzde 5’ine ve ana paranın da %8’ine sahip; Embracer’a yatırım yaptılar çünkü vizyonumuzu, stratejimizi ve liderliğimizi destekliyorlar,” diyor Wingefors. Anlaşılan, bu kadar paranın hareketi herkesin içine bir sıcaklık salıyor ama acaba yapılan işler de aynı sıcaklığı taşıyacak mı?
Wingefors’un açıklamaları arasında dikkat çeken bir diğer detay ise, “demokratik olmayan bir ülkeden” neden yatırım aldıklarıydı. Cevaplar pek de sürpriz olmadı, elbette ki “para!” Yani o meşhur yeşil kağıtlar. Öyle ki, “Embracer gibi bir makinenin çalışmaya devam etmesi için yakıta ihtiyacı var, o yakıt da para,” diyerek durumu biraz da olsa mizahi bir dille sunuyor. Yani, bir noktada paranın her şeyin önünde olduğunun altını çizmek istemiş. Dünyada uzun vadeli sıcak para sağlayabilecek birkaç kişinin varlığını da dikkatle vurgulayan Wingefors, “Para olmazsa yolculuğumuz yavaşlar,” diyerek şakayı tatlı bir gerçek söylemine dönüştürmeyi başarmış. Sonuç olarak, bu durumun nasıl bir hal alacağını göreceğiz; insanlık, özgürlük ve para arasındaki bu komedi dolu üçgenin nereye varacağını hep birlikte göreceğiz.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?