Star Wars’un En Tuhaf Anları: Sors Bandeam ve ‘Dew It’ Repliği Üzerine

Star Wars tarihinin en tartışmalı dönemlerinden biri olan prequel üçlemesinin tuhaf evrenine hoş geldiniz! Bu evrende, Jedi’nın ne kadar muhteşem olduğunu savunanlar ile Sith’lerin karanlık tarafını yüceltenler arasındaki çekişme neredeyse bir “Darth Vader doğacak mı, yoksa Anakin tekrar iyi bir yürek olacak mı?” sorusuyla dolup taşıyor. Ancak, bu tartışmaların arasında zaman zaman, öyle replikler çıkıyor ki, insanın kafasında dönüp duruyor. Palpatine‘in “Dew it” demesi gibi. Yani, burada “dew it” demek de ne? Bir bahçeye çıkıp çiçek sulamak mı? Yoksa elimizdeki Yıldız Savaşları sonrasında bir orkestra kurup şarkı mırıldanamak mı? Kız arkadaşınıza “bir şey yap” dediğinizde takındığınız o o tuhaf yüz ifadesi mi? Bu replikler, karakterlerin derinliklerini değil, kedilerin nasıl da harika birer dost olduğunu anlatıyor sanki.

Ayrıca, bir diğer kült replik, tahmin edersiniz ki Sors Bandeam‘dan geliyor. Episode 3’te, taze Darth Vader olmuş Anakin Skywalker‘ın gazabının ilk kurbanlarından biri olan gençling’in macerası tam da burada devreye giriyor. Sors’un sinematik kariyeri, Star Wars’un laneti altında bocalıyor gibiydi. Ross Beadman ise bizlere bu gençling için öyle özel bir replik bırakmış ki, “Master Skywalker, there are too many of them! What are we going to do?” demesi adeta sinema tarihine kazınmış durumda. Ross’un canlandırdığı Sors’un ismi, kendi isminin bir anagramı olmasıyla da dikkat çekiyor. Yani, Ross’umuz aslında Sors olarak geri dönebilir! Neden olmasın? Hatta Star Wars evreninde bu döngüler pek çok filmde önemli bir yere sahip.

• Andor, Star Wars Zaman Çizgisinde Nerede Yer Alıyor?

Bir aktör için bu tür bir rolü almak aslında oldukça alaycı bir durum. Ross, daha önce The Geekend’e verdiği röportajda bu rol için yalnızca 90 sterlin (yani yaklaşık 100 dolar) aldığını açıklamış. Düşünsenize, Darth Vader kadar ikonik bir sahnede oynamak için neredeyse bir Starbucks kahvesi fiyatına anlaşmış! Bununla birlikte, normalde sahnesinde konuşma olmadığını belirtmiş. Yani, o 10-15 dakika süren çekimlerin tamamında “çok fazla replik yok, sadece bak!” demiş olabilir. Ve en önemlisi, Hayden Christensen‘in sahne öncesinde kendisini korkuttuğunu da eklemiş. Bunu duyduğumda aklıma bir soru takılıyor; acaba Hayden, genç Ross’u “Sith Lord’u olmak ister misin?” diye mi korkutmuştu? Yoksa sadece keyif için mi abuk sabuk gürültüler mi çıkartıyordu?

Ross’un en büyük şoku, karakterinin -yani Sors’un- akıbeti olmuş. Ross şöyle diyor: “Öldüğümü anlayıp kabullenmek biraz zaman aldı. Durumun farkına varınca kendim için yas tutmaya başladım.” Şaka gibi değil mi? Tam bakiyeyi buldum derken, “Bitti, dostum! Sith Lord’ların düşmanısın!” dendi ve anides ecel terleri döktü. Eğer yaşasaydı, muhtemelen Sithlerin bir parçası olurdu çünkü “tüm okul arkadaşlarımı öldüren kişiden intikam almak” isterdi! Düşünüyorum da, böyle bir Star Wars olayı akıma gelir ise sosial medyanın nasıl da çalkalandığını görebilirdik. “Ölümden dönüş” hikayesinin yanı sıra, What If Star Wars senaryolu bir çılgına dönüşebilirdi. Neyse ki, bizi başka maceralara yönlendirip pazara döndürmüyorlar!

Sonuç olarak, altı yaşında bir replik ile hafızalara kazınan Ross Beadman‘ın kariyeri, tıpkı Sors Bandeam gibi Episode 3 ile birlikte sona gelmişti. Ancak, belki de diğer gençlingler gibi, onun da başka bir galakside gizemli bir hayatı vardır, kim bilir? Bir kahraman olarak Star Wars’da tek seferlik bir rol alması bile, onun kariyerinde bir “force” etkisi yarattığı kesin!