Dave The Diver: Denizaltı Maceralarının Komik ve Eğlenceli Dünyası
Dave The Diver ile deniz altı maceraları! Balıklar, komik anlar ve eğlence dolu su altı dünyası, kahkahalara hazır olun!
4 saat önce

Küçükken rahmetli dedemle Kaptan Cousteau’nun maceralarını hep birlikte izlememiz denizlerin derinliklerine olan sevgimi hiç yadsıyamam. Şimdi düşününce, o zamanlar hayal ettiğim deniz altında dalgıçlık hayatına ne kadar da yakın hissettiğimi hatırlıyorum. İşte bu yüzdendir ki, ilk görüşte kalbime kancayı takan “Dave The Diver” oyununu gördüğümde gözlerim parladı. Daha ortada fantastik bir şey yokken, oyunun iyi yorumları da cabası! Hemen dedim ki, “Bunu oynamalıyım! Hatta incelemeyi de unutmamalıyım!” Aha da, incelemeyi buraya döküyorum. Gerçekten de pek çok macera bizi bekliyor.
Bizim Dave, Bir Şişman Oğlan
Oyun, midesine oldukça düşkün olan, şişman ve sevimli bir dalgıç olan Dave’i yönetmenizi sağlıyor. Bu adamcağızın başına gelen maceralar ise tam bir komedi filmi havasında. Bir gün, eski dostu Cobra’dan gelen telefonla şoke oluyor; çünkü dostu yeni bir suşi lokantası açmış! Tabi, olaylar burada başlıyor. Dave, “Heeey, ben suşi yiyorum, o zaman yenilerini tatmalıyım!” diye hemen bir uçağa atlayıp yola çıkıyor. Lakin, “Önce şu koca kı… eee… göbeğimi kaldırmam lazım,” diye içinden geçiriyor. İşte böylece üzüm “dalgıç”lığa adım atıyor.
Oyundaki aktiviteler oldukça dikkat çekici. Her gün iki kez mavi sularda dalış yaparak 100’den fazla balık çeşidini avlıyoruz. Başlangıçta pek bir şey yapamıyoruz, sadece küçük balıklar peşinde koşturuyoruz. Derinlikte daha dikkatli hareket etmemiz gerekiyor. Ama sabredin, ilerledikçe derin sularda büyük balıklar selam vermeye başlıyor! Özellikle köpekbalıkları, tabii ki burada dikkat etmemiz gereken durum. Bir yerden sonra samimiyetimin sınırlarını zorlayarak kendimizi canavarımsı balıkların pençelerinde buluyoruz. Ama merak etmeyin, o oyunda ölmek yok! Aksine, oksijen limitimiz bitince hemen tekneye dönüyoruz. Ama başka bir kötü durum da var; topladığınız balıkların çoğunu kaybediyorsunuz, yuh!
İçi Dolu Suşicik
Balık avlama işini tamamladıktan sonra, akşamları suşi lokantasına gidip garsonluk yapıyoruz. Ah, burada o kadar çok iş var ki! Restoranın dekorunu değiştirmek mi, yardımcı garsonlar ve aşçılar tutmak mı, yeni menüler geliştirmek mi? Dave The Diver bu konuda hepsini alt üst ediyor. Sanki benim üstüme düşen okyanusta balık avlamak değil, lokantanın sosyal medya hesabını yönetip özel balıklar tutmak! “Ne alaka?” derken, Dave bizi durmadan yeni yeni aktivitelere yönlendiriyor. Mini oyunlar, gece dalışları, bilimsel araştırmalar derken “Yahu, bu küçük bağımsız oyun ne kadar derinlikli olabilir ki?” diye düşünüyorum. Gerçekten de şimdiden bu kadar macera varken tam sürüm çıktığında neler olacak, hayal bile edemiyorum. Şu haliyle bile yemek değil, oynamak için ideal!
Artılar:
- Enfes piksel grafikler; gözlerimize bayram ettiriyor.
- (Şimdilik) 100’den fazla balık çeşidi; bu cennette kaç balık olduğu bile anlatılamaz.
- Onlarca yan aktivite; sıkılma şansın yok!
- Esprili hikaye; kahkaha içinde ilerliyorsunuz.
- Eğlenceli oynanış; her anı keyif dolu!
Eksiler:
- Hâlâ erken erişimde olması; hızla tam sürüme geçmesini istiyoruz.
Ara Karar: Dave The Diver, böylesine bir bağımsız oyundan beklemeyeceğiniz kadar zengin içerik barındırıyor. Tam her şeyi gördüğünüzü düşünürken karşınıza yeni bir etkinlik çıkıyor. Fikir, sadece balık avlayıp bir restoran işletmek değil; arada bir canavarla savaşacak, fotoğraflar çekecek ve eski uygarlıkları inceleyeceğiz! Erken erişimde daha fazlası olacak mı, bilemiyoruz. Ama bu haliyle bile bir harika!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?