I.G.I. Origins: Soğuk Savaş Temalı Aksiyon Dolu Bir Macera

I.G.I. Origins, oyun dünyasına kısa bir fragman ile merhaba dedi. Fragmanın içerdiği sıradışı sahneler, bizlere bu heyecan verici oyunun neler sunacağı hakkında ufak bir ipucu verdi. Fragman, oyunun hala geliştirilme aşamasında olduğunu belirtirken, “Hele bir gelişip büyüsün, biz sana bakarız” der gibi bir mesaj da vermiş. Yani, bu haliyle bile dikkat çekici olmasına rağmen, son sürümde nelerin değişeceği konusunda yüksek beklentilerimiz olabilir.

Projemizin ana karakteri Michael King, 1980 yılındaki Soğuk Savaş dönemine geri dönmemizi sağlıyor. O yıllar, bir eliyle nükleer silahları tutarken diğer eliyle de kahvemi yudumladığım günleri hatırlatıyor. Ah o zamanlar, komşunun duvarına tırmanmamız gerekse bile, en azından oyun oynamak zorunda kalmıyorduk! Fakat I.G.I. Origins, efsanevi bir içerik vadediyor. Dünyayı tehdit eden bir savaşın arifesinde kahramanımızla birlikte gönlümüzdeki kahramanlık hayallerini gerçekleştirmek için kollarımızı sıvayacağız.

Nükleer savaş tehditleri, yeraltı sığınaklarının yapılmasına ve yan komşunun “Aman, benim bahçeme girmeyin!” diyerek bahçesini kapamaya başlarken, biz de karakterimizle düşmanlarımızı alt etmek için kıyasıya bir mücadele içerisine gireceğiz. Oyun, gölgelerin arasında kaybolmamak için bir çırpıda iki pizza sipariş etmek gerektiğini hatırlatıyor gibi. Tek başımıza nükleer kıyametin eşiğine gelirken, arkadaşlarımıza “Beni bırakma!” diye haykırdığımızdan eminim.

• Mücadele dolu görevler: Michael King’in karşısına çıkacak çeşitli düşmanlar, her an her yerde karşımıza çıkabilecek potansiyele sahip. Kim bilir, belki bir gün düşmanımız komşumuz Ayşe Teyze olur!
• Savaş taktiği ve gizlilik: Düşmanın alımlı bakışları arasında kaybolmamak için şehirdeki en iyi kamuflaj giysilerini bulmanız gerekecek. Kim bilir, belki de en son modaya uygun koruyucu giysiler bile bulabilirsiniz!
• Büyük planlar! Michael King, kahramanımız olarak harita üzerinde çizeceği stratejik planlarla düşmanları bir bir alt edecek. Tabii, bir yandan da kahve molası vermeyi unutmamak gerek; çünkü savaşta bile yetersiz kafein, zaferi getirmez!

Fragmandaki sahneler, gerçekten de çarpıcı bir atmosfer yaratıyor. I.G.I. Origins, tüm bunları yaşarken oyunculara sadece savaşın değil, beraberinde gelen müziklerin, hikayelerin ve tamir edilmiş evlerin coşkusunu da sunacak. Bir yanda düşmanlar, diğer yanda ise yere düşen pizza dilimleri… “Düşmana iki pizza yolladım ben de” moda sözleriyle dolu bir savaşmanlık bu!

Ne ekrandan gözlerimizi ayırabiliriz, ne de ilerleyen aylarda I.G.I. Origins’in son halini beklerken, “Neden henüz buralardasınız?” sorusunu kendimize sorabiliriz. Oyunseverler olarak bu aşamayı geçen yılın kıtırları arasında sakince beklerken, kapılarımızı bu çatışma dolu dünyaya açalım ve Michael King ile yeni bir maceraya atılmaya hazır olalım! Haydi, oynayacak zaman geldi! Kim bilir, belki de bu arzulu bekleyiş, bizi efsanevi bir savaşın tam ortasında bulacak.