Bağımsız Oyun Geliştiricilerinin İlham Verici Başarı Hikayeleri

Herkesin “Ben de bir GTA yaparım” diye düşündüğü o anlar vardır, değil mi? Yani, birinin tek başına zengin bir oyun yaratma hayalini gerçekleştirmesi oldukça ironik ve bir o kadar da komik. Normal şartlarda, milyon dolarlık bütçelere sahip olan AAA oyun projelerinin arkasında yüzlerce insan çalışırken, tek başına bir oyun yapmanın zorluklarını bir düşünsenize! Ama, şimdi karşınıza çıkaracağımız ilk dört yapım o kadar muhteşem ki, “Ben de yapabilirim!” dememek elde değil. Evet, bu oyunların arkasında genellikle bir ya da birkaç kişi var ve çoğu, “Ne yapıyorum ben!” diye düşünerek uzun yıllar emek vermişler. Hadi gelin, bu ilginç bireysel başarı hikayelerine birlikte bakalım!

• Chained Echoes: Matthias Linda’nın Kickstarter sayfasını açtığı zaman, bu oyunun tam yedi yıl süreceğini kimse tahmin edemezdi! Yüzlerce insanın çalıştığı oyunları bir kenara bırakın, o esnada bazıları onun dolandırıcı olduğunu bile düşündü. Ama yıllar sonraki başarılı sonucu görünce “İyi ki bu çocuğu yargılamışız!” dedirtircesine muhteşem bir eser ortaya çıktı.
• Midnight Fight Express: Jacob Dzwinel, bu oyunu tek başına yapmakla kalmayıp, aynı zamanda çocuk sahibi olmanın zorluğunu da çekti. “Tek başına oyun yapmanın tadı tuzu yok!” diye haykırışını duyar gibi oluyorum! Geliştirme sürecinde o kadar çok tasavvurlara dalmış ki, yine de gurur duyacağı bir eser elde etti.
• Thomas Was Alone: Geometrik şekillerin duygularının olduğu fikrini akıllara kazandıran bu oyun aslında basit bir hikaye ile başladığı için, ilk başta pek ilgi çekmemişti. Ama Mike Bithell’ın ilk haftasında 100.000 tıklanma almasıyla işlerin rengi değişti! Başladığı yere bakılırsa, bu oyunla birlikte BAFTA ödüllerine koşmuş oldu!
• Banished: Hodorowicz’in hikayesi, bir yandan da oldukça komik. Zombi temalı bir RPG yapmayı denemiş ama hemen pes etmiş! Zaten kimse zombilerle yaratıcılığını harcamak istemez değil mi? Sonra, daha büyük bir projeye atılma kararı almış ve üç senede adam akıllı çalışarak “İşte, bana böyle bir oyun lazım!” demiş.

Minecraft, bildiğiniz gibi oyun tarihinin en çok satanlarından sadece biri. İlk versiyonunu sadece bir haftada geliştiren Markus Persson, Microsoft’un dikkatini çekince “Ben artık rahatça spor yaparım” demiştir herhalde. Ama bu süreçte, oyun uğruna yapılan fedakarlıklar ve yaşanan zorluklar da dikkate değer!

Aynı şekilde, Braid, bağımsız oyunların dikkat çekici bir örneği olarak, Jonathan Blow tarafından hayata geçirildi. İlk çıkışında ödüller kazanmış olsa da, “Bir dahaki sefere daha fazla fırça kullanırım” diyerek hikayesini yenilemek zorunda kaldı. Tabii ki, bütün bu çabalar onu, bağımsız oyunların önünü açan şaheserlerden biri haline getirdi.

Ve yukarıda saymadığımız daha birçok ilginç, son derece eğlenceli ve kendine has hikayesi olan oyun var. Her biri kendi başına sıfırdan başlayarak büyük bir başarıya imza atmış. Özellikle Undertale, Toby Fox’un beklenmedik başarı hikayesinin en güncel örneği olarak hala dillerden düşmüyor! “Niş bir oyun” diyerek başladığı yolculuğunda, beklenmedik bir popülerlik kazandı ve dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.

Oyun geliştirmek her ne kadar karmaşık ve zorlu bir süreç gibi gözükse de, bu bağımsız yapımcıların azmi ve inadı, en zorlu anlarında bile yaratıcılıklarını konuşturarak ortaya muazzam eserler çıkarmalarını sağladı. Ancak, biliyorsunuz ki bu işler için biraz da şansa ihtiyaç var; yoksa bir daha “Ben de bir oyun yapmam!” dediğiniz anlar olacaktır!