Witcher 3 Yeni Nesil Güncellemesi: Büyülü Grafikler ve Komik Anlar

Sevgili Oyungezerler, “Witcher 3 övme, övdürme, övmeyenleri ikna etme” serüvenimize hoş geldiniz! Eğer Witcher evrenini tanımıyorsanız, o zaman mümkünse hemen yanınıza bir Witcher alıp birkaç canavarı defetmeye başlayın. Zira bu oyuna dair çok şey yazdık ve konuştuk; ama her seferinde heyecanımızı kaybetmeden, aynı coşkuyla yeniden dalıyoruz bu büyüleyici dünyaya. Kim bilir, belki bu yazıdan sonra bir daha o kadar yeterli bahane bulamazsınız! İşte CD Projekt Red’in (CDPR) yeni nesil güncellemesi ile birlikte bir kez daha Kıta topraklarına doğru yola çıktım. Hadi gelin, bu maceraya benimle birlikte atlayın!

Witcher 3 hakkında bugüne kadar yazılan o kadar çok şey var ki, oyunun temaları, karakteri ve oyun mekaniğiyle ilgili her türlü bilgiye parmak basmış durumdayız. Ama ben bu sefer elimde kova miğferimle, ciddiyetten uzaklaşıp, sizinle birlikte bu oyun ile ilgili en son gelişmelere göz atacağım. Tabii ki ilk durağımız yeni nesil güncellemesinin getirdiği muhteşem grafikler! Şimdi bir elinizi çiçeğe, diğerinizi de yemyeşil çimenlere koyun, çünkü gözleriniz bayram edecek! Düşünün ki, bir zamanlar bu oyun sadece güzel bir grafik setine sahipti, şimdi ise Mario Bros’daki tuğla gibi pat pat pat pat düşen grafiklerden çok daha öte, aman Tanrım! Her yeni bakış açısıyla köyleri, dağı, tesadüfen denk geldiğimiz güzel yaşlı kadını -evet o kadın, hani üstüne rivayetler okuduğumuz biri var ya!- görebileceğimiz detaylarla dolu!

Dünyanın Doğasında Gizli Güzellikler

Çok değil, birkaç gün önce Kaer Morhen’in balkonundan aşağı bakıp, uzaktaki dağların tepelerine, cennetten fışkıran köylere dalıp gittiğimde, kızıl gün doğumunun bıraktığı o eşsiz manzarayı gördüm. Gözlerim, açılıp kapanan bir çocuk gibi parladı ve dedim ki “Bundan daha güzeli olamaz!” Bir an da bu güzelliklerin, oyunun sadece bir parçası olduğu, bu kadar uzun bir yolculuktan sonra hala sahnede kaybolabilmek gibi büyülü bir şey olduğunu hissettim. Oyun, görsel anlamda bir çeşit görkemli balona dönüştü sanki. Ray Tracing dediğimiz şey, tam olarak bu manzaralardaki gerçekçilikle out of the box bir ilişki kurdu. Yeni nesil güncellemesi ile birlikte, zaten görsellerdeki etkileyicilik baş döndüren bir düzeye ulaştı.

Ayrıca, bu yenilik sadece grafikle sınırlı değil. Yeni kamera açıları da durumu mükemmelleştiriyor. Artık savaşıyor, keşif yapıyor ya da atımıza bindiğimizde, olayın tam ortasında kendimizi bulabiliyoruz. Ah, o yaz ayırdık mı orada? Omuz kameramızı açma veya kapatma işlemini tek tıkla gerçekleştirebiliyoruz. Adamlar, oyunu oynarken kahramanımızın panik haline geçmesini istemiş gibi, her açıyı özenle tasarlamışlar. Hem eğlenceli hem de etkili!

Oyun Kaçıranlar? Sakin Olun!

Tabii ki; her güzel oyunun bir karası vardır, değil mi? Witcher 3’te de olmasa olmaz, birkaç kaşınan nokta var. En büyük sorun, benim için oyunların 4-5 saatte bir çökmesi oldu. Bir anda gözlükteki konsantrasyonum dağıldı ve “Ekran yanıyor!” diye çağrıştım. Neyse ki otomatik kayıt alma özelliği var, böylece kaybımız az oluyor. Ama işte, bazen bazı yerlerde çimlerin yeşil çizgiler haline geldiği grafiksel hatalarla karşılaşmak da cabası! “Neden ben?” demekten kendimi alamadım. Tabii Ray Tracing özelliği, benden çok şey almak istiyor, ama isyan etmek yerine kapatıp Ultra ayarlara devam edebildim. İnsan düşünmeden edemiyor, “Sırt çantamda bir Porsche mi taşımam gerekiyor?”

Ayrıca, benim canavarların yapay zekâsı ile yaşadığım anlar da komik! Bir gün, bir hayaletin peşinden koşuyorum, hayalet “Hadi ordan, ben kaçmak için buradayım!” der gibi kaçıyordu. Böyle komik anlar, her zaman mutlu ve unutulmaz oluyor. Kulaklarımda çığlıklar, gözlerimde oyun zevki! Ama bu tür durumlar oldukça nadir. Ömrümüz boyunca bir kaç kez bile karşılaşacağınız türden şeyler. Tekrar tekrar dediğim gibi, sorunlar olsa da genel atmosfer ve aşamaları göz önüne alındığında hepsini affediyorsunuz.

Ekstra Bonuslar ve Yenilikler

Bunun yanı sıra, yeni eklenen özellikler ve öğeler de dikkat çekici. Opsiyonel bir “enemy upscaling” sistemi, eğer zevk alıyorsanız, canavarların da seviye atlayarak sizinle birlikte güçlenebileceğini gösteriyor. Yani eğer yan görevleri tamamlayıp Skellige’ye giderken düşmanlar size sallar durur, daha dikkatli olmanız gerekiyor. Tıpkı kahvaltıda aldığınız kafein gibi, bazen şakalı bazen de zorlu geçiyor. Ancak her şeyin katlanılabilir bir şekilde sınırları olduğunu unutmamak gerek!

Gwent kitabı olarak bilinen yeni bir ekleme, farklı kartların nerede kaç tane kaldığını kolayca kontrol etmemizi sağlıyor; böylece at hırsızları kadar düzenli olma ihtiyacımız oluyor. Netflix’in Witcher dizisiyle ilgili güncellemeler de olmuş! Henry Cavill’in karakterinin giysilerini, Dandelion’ın dizideki kılığıyla beraber oyunun içine taşımayı başarmışlar. Birkaç yeni zırh seti eklenmiş, ama bu konuda şunu söylemeden geçemeyeceğim, bazıları çok komik duruyor. Giyen herkesi bir Witcher gibi hissettirirken, bence ağzımı açıp kalıp gülümsedim!

Sonuç olarak; Witcher 3, geçmişin efsanesi, geleceğin başyapıtı olarak, her yeni nesil güncellemesiyle durmadan kendini yeniliyor. Sonuçta, bir kağıt parçasındaki eski şarkının melodisi gibi, oyunun enerjisi hepimizi cezbetmeye devam ediyor. Bakalım, önümüzdeki yama yolculuğunda ki küçük problemlerden tamamen kurtulacak mı? Eğer hala Witcher dünyasında kaybolmadıysanız, o zaman çal kemancı, lele ley leley! Yani, daha ne bekliyorsunuz? Kapanırken, şöyle kısaca bir düşleyelim: Güçlü, zeki ve hafif komik bir karakter olan Geralt, hepimizi gerilmekten kurtarıyor!

Artılar:

• Muazzam karakterler ve çarpıcı bir hikâye!
• Ray Tracing kapalı iken bile büyüleyici grafikler!
• Ekim alanında sayısız seçenekler!
• Genel NPC çeşitliliği!

Eksiler:

• Ciddi çöküş dönemi!
• Grafiksel hatalar bazen başımızı ağrıtabilir.

Son Karar: Son on yılın en iyi RPG’lerinden biri olan Witcher 3, kendisini daha da öne çıkararak avantaja dönüşen bir başarının peşinde koşuyor. Bunu yapılandırırken, ardından bir sonraki on yılın sırlarını da çözmeye hazırlanmalıyız!NOT: 9,5