Guardians of the Galaxy Vol. 3: Marvel Evreninin Son Sözleri ve Duygusal Yolculuklar
Galaksinin koruyucuları geri döndü! Yıldızlar arası bir düğün ya da uzaylıların üzüntü yanakları mı? Kıyamet ve kahkahalar birbirini kovalıyor!
5 saat önce

Marvel Sinematik Evreni, tam 30 filmi aşkın sayısıyla artık gözle görülür bir şekilde ezilmeye başlamış durumda. İlk olarak, genel kitle zamanında büyük bir coşkuyla keşfettikleri bu evrenin şimdi ne kadar eski göründüğünü hayretle izliyoruz. Herkes için bir hayal dünyası olan bu yapımlar, artık gişe gelirlerinin yanı sıra, hayal gücümüzü de törpülüyor. Geçmişte daha ilgi çekici olan bu yapımların yerini şimdi, abartılı CGI efektlerinin ardında saklanan ve az para kazanan emekçilerin ağır çalışma koşulları alması izleyici olarak bizi bir hayli düşündürüyor. İyi bir film bulmak işkenceye dönüştü. Kim demiş 30 film aşkı fazladır? İşte burada Disney Plus’ın içerik bombardımanına girmesi, Marvel’ı iyice zor bir duruma soktu. Öte yandan, DC’nin ürettiği daha düşük kaliteli yapımlar, suyu sulandırıp, mütevazı bir süper kahraman düzeltme alanı hazırladı. Uncle Sam de zaman zaman onların yaptığı hatalara gülüp, “Buna da film mi derler?” tezini patlatacak gibi görünüyor.
Ancak biz yine de bir şekilde, o heyecanla karşımıza ilk defa çıkan ve içimize işleyen serilerden biri olan Guardians of the Galaxy’nin çift rötarlı vedasını bekliyoruz. Ağlamıyorum gözüme rakun tüyü kaçtı. Tabii ki bu veda sadece Guardians’ın sonu olmayacak. James Gunn, “Hadi ben de şu DC formasını geçireyim!” demişken, bu durumu daha melodramatik hale getirerek hem die-hard Marvel fanatiklerini hem de DC’ye geçecek olanları biraz üzmek isteyebilir. Filmden beklentilerimiz tavan yaparken, Gunn’ın, “En çok yapmak istediğim ve memnun olduğum proje The Suicide Squad” dediği göz önünde bulundurulursa; o içindeki hüzün bir bombaya dönüşebilir. Guardians’ın başarısını elde ederken, öte yandan onların içindeki disfonksiyonel aile dinamikleri ile güldürüp düşündüren sahneler, izleyici için unutulmaz birer parça olacaktır.
Şimdi, filmde Rocket Raccoon’un hikâyesinin, kendisiyle yine aynı dünyada yaşayan su samuru Lylla’nın hikayesini de kapsayarak sonlandırılacağı tahminleri var. İşte bu gerçek bana ilginç gelmişti. Bu filmin sırlarındaki farklı zaman çizgilerindeki ikili ilişkiler ya da döngüler pek dikkat çekmese de, Peter’ın kaybettiği Gamora ile yeniden bir romantizmin başlayacak olması ve Groot’un tekrar yetişkinliğe adım atması netleştiriyor gibi görünüyor. Peki, 2 saat 29 dakika sürecek bir film için düşüncelerimiz nereye evrilecek? Yine de, bu sürenin bir yandan korkutucu, diğer yandan heyecan verici hale geldiği aşikâr.
Bir yandan Guardians of the Galaxy Vol. 3’ü beklerken, “Film çok şişer mi?” korkusu da insana bir soğuk ter döktürebiliyor. Malum, genel olarak çizgi romanların daha uzun formlarda anlatılması, sinema filmlerinin kısa ve öz olması gerektiği gerçeğini göz önünde bulunduruyor. James Gunn, “Tek bir saniyesi bile boşa gitmeyecek; yağı yok, kemiği yok” derken, izleyici olarak umudumuzu pek kaybetmememizi sağlıyor. Filmin test gösterimlerinden gelen olumlu tepkiler de bunu kanıtlar nitelikte. Tıpkı bir pilotun uçağa daha önce binecek olan cesur yolcuları havalandırması gibi, Gunn da bizi bu son yolculuğa alacak.
Hi Evolutionary? High Evolutionary’nin kapıda beklediği, ne kadar sürprizle dolu bir üçüncü film olacağı merakla bekleniyor. Bunu elbette herkes biliyor; ancak James Gunn’ın, “Bunu çizgi romanın ruhuna uygun ancak bambaşka olarak yansıttım.” deme cesareti de takdir edilesi bir durum. Gözyaşlarıyla değil ama, bu kahkaha dolu yolculuk bize o Rocky gibi “Bu iş böyle bitecek!” dedirtecek. Artık sinema biletleri fiyatları, aşırı abartılı özelleşmiş süper kahraman hikayeleri ve bunların ardında yatan gerçeklerle dolup taşarken, belki de en azından drama türü bir filmde gülmek için en iyi fırsatımız bu olacak. |
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?