Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

3 dakika okunma süresi

5

Blasphemous 2: Karanlık Metroidvania Dünyasında Yeniden Buluşma

Blasphemous 2 ile günahlarınıza tekrar merhaba deyin! Karanlık Metroidvania dünyasında yine kaybolup, bolca komik anı biriktirin!

admin

7 saat önce

Blasphemous 2: Karanlık Metroidvania Dünyasında Yeniden Buluşma

Ah, Blasphemous! Metroidvania türünün “karanlık ve şatafatlı” çocuklarından biri. Bu oyunu her zaman övgüyle anmamın sebebi, onun büyüleyici piksel sanatıyla bezenmiş derin atmosferi ve elbette ki vahşet dozu. Bir nevi, “ben burada işteyim” diyen bir vampir gibi dans ediyor. Hani bazı oyunlar var, onları bitirdikten sonra anılarını bir daha hiç yaşamıyormuşsun gibi hissedersin. Ama Blasphemous, aklımdan çıkmayan bir arkadaş gibi, bazen burnumu sokmaya gelir. Sanki “Nasılsın?” diye soruyor; ben de yüzümdeki gülümsemeyle “İyiyim, sen?” diye yanıtlıyorum.

Blasphemous’un karanlık temalı grafikleri, insanı öyle bir sarıyor ki kendinizi bir anda Orta Çağ Avrupa’sında, lanetli bir köyde buluyorsunuz. O grafiklerin, o atmosferin, o iğrenç yaratıkların arasında kaybolmak, artistik açıdan bir ziyafete dönüşüyor. Piksel sanatı demek, bu oyun için az kalır; bir tür “sanat eseri” demek daha doğru olur. Bir bakıyorsunuz ki, yanınızdaki çalgıcı, ateşten kılıcıyla yaratıkları kesiyor ama müzik öyle bir çalıyor ki, sanki dans edilen bir baloda, ahşap zemin üzerinde kayıyorsunuz. İşte Blasphemous’un en güzel yanlarından biri de bu; hem korkunç hem de eğlenceli! Ne güzel bir ikilem, öyle değil mi?

Üç yıl önceki maceramızdan bahsetmem gerekirse, oldukça derin bir hikaye ile karşılaşıyorsunuz. Eğri büğrü karakterler, çok anlamlı diyaloglar ve tabii ki unutulmaz müzikler! O müzikler, öyle bir atmosfer yaratıyor ki, bazen bilgisayarımın başında otururken, kendimi bir film izliyormuşçasına kaybolmuş bulabiliyorum. Ah! O müzikler… Carlos Viola’nın ellerinden çıktığını düşünmek bile insanı tüylerini diken diken ediyor. Geleneksel bir Türk dizisi gibi, hüzünlü, yoğun ve bir o kadar etkileyici.

Biliyorum, Blasphemous 2 duyurusu beni o kadar heyecanlandırdı ki, gözlerimdeki ışıltıdan geçilmiyor. O fragmanı izlediğimde içimden bir “Vay be!” dedim ki, komşularım duymadı. Ama bence, şişman martıların bile etkilenebileceği bir güzellikte. Hikaye, Wounds of Eventide DLC’sinin bitişinde kaldığı yerden devam edecek. Yani, artık çok daha fazla yaratık, çok daha fazla aşk ve biraz daha fazla kanla karşılaşacağız.

Şimdi Blasphemous 2’nin web sayfasını ziyaret ettim ama orada çok fazla bilgi bulamadım. Sanırım koca sayfa, kendisi de merak içinde gizlenmiş. Ama eğer müzikler gene Carlos Viola’nın elinden çıkarsa, kesinlikle yeme de yanında yat diyorum. Artık o kadar rahatsız edici müziklerle büyüleyeceğiz ki, komşularımız bir yerden sonra bizi “Yeter artık!” diye kapımıza dayandığında, cevap veremeyeceğiz.

Bu yaz aylarında PC, PS5, Xbox Series ve Nintendo Switch için çıkacak olan Blasphemous 2, “geliyorum dostlar!” diye haber salıyor. Beklenen o an geldiğinde, tüm oyunseverler olarak ekran başında dans etmeye hazırız. O yüzden eğer oyunsever bir dostunuz varsa, ona bu oyunu önerin. Unutmayın, Blasphemous bir şekilde herkesin aklından çıkmaması gereken bir macera. Ta ki bir gün göz kırparak “yeniliklerimle geldim!” demesine izin verene kadar…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?