Ubisoft’un Yeni Abonelik Sistemi: Nostalji ile Dijital Dünyanın Kesişimi
Ubisoft'un yeni abonelik sistemi ile nostalji ve dijital dünya bir araya geldi! Oyun hayranları buraya, eskinin hatıraları çağırıyor!
15 saat önce
Hayatımızdaki her şeyin bir şekilde dijitale evrilmesi, adeta modern zamanların bir zorunluluğu haline geldi. Geçmişte evlerimizin köşelerinde özenle sakladığımız dev fotoğraf albümleri, artık dijital bulutlarda kaybolmaya yüz tutmuş durumda. O devasa albümleri karıştırırken bulduğumuz nostaljik anılar gibi, eski oyunların fiziksel kopyalarını bulmak da neredeyse imkansızlaştı. Oysa ki içinde yaşadığımız bu dijital evrende, hepimiz sanal bir koleksiyon oluşturmayı seviyoruz. Yani Ubisoft bu durumu anlamış gibi gözüküyor. Biz buradayken birileri de mutlaka bu geçişleri analiz etmekte değil mi?
Ubisoft’un abonelik hizmetlerinin başındaki isim Philippe Tremblay, Ubisoft+’ın yeni paketlerini duyurdu. 2019’dan beri bildiğimiz Uplay+ adı, şimdi Prestige ve Classics olarak ikiye ayrıldı. Yani şimdi, Zorro gibi maskenli çul dağcıları değil, Premium ve Classics paketlerini göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Premium ürünü ayda 17.99 dolar karşılığında alabiliyorsunuz. Sadece hoşlandığınız oyunları bir kenara bırakmakla kalmayıp, ayrıca tüm büyük Ubisoft oyunlarını çıkış günlerinde oynamanın keyfini de sürebiliyorsunuz. Hava durumu gibi değişen oyun dünyasında, bu fırsat gerçekten kaçmaz! Diğer yandan Classics, sadece belirli özenle seçilmiş oyunları kapsıyor; bu paketi almak istiyorsanız cebinizi biraz daha seçici kullanmalısınız, çünkü fiyatı yalnızca 7.99 dolar.
- Ubisoft, Prince of Persia: The Lost Crown adlı oyunun demosunu paylaştı. Bu, kim bilir belki de yeni bir klasik olma yolunda.
Tremblay, abonelik sistemlerinin giderek büyüdüğüne dikkat çekerek, hala oyuncuların oyunlara “sahip olmak istediklerini” dile getirdi. Tamam, kabul ediyorum; hepimiz oyunlarımızın dijital raflarda durmasını ve “Benim!” diye bağırmasını severiz. Hani o eski kapakları, kutuları ve o güzel oyun halleri vardı ya, o duygular hepimiz için değerlidir. Ama dikkat! Tremblay’e göre, bu yeni sistemle birlikte, “sahip olma” hissi devam ediyor. Bir parça merakla söyledikleri hakikaten anlam buluyor mu? “Evde hala iki kutu DVD’im var,” diyor kendisi. Sanırım o kutular, bazı eski anıların tıpkı sırça köşk gibi korunmasını sağlamakta…
Ubisoft’un bu yeni hamlesi, sadece şirket için değil, oyuncular için de ilginç bir macera. Oyuncuların, kendi oyunlarına duyduğu sevgi üzerinden şekillenen bu durum, oyun dünyamızın gelişimi için bir fırsat mı yoksa tehdit mi? “Bence en önemli şey bu,” diyor Tremblay. Ancak oyuncular arasında, bu tür sistemlere karşı iki farklı görüş var. Bazıları, dijital sahipliğin sürekliliğine güvenip bu yeni modele sıcak bakarken, diğerleri nostalji diye yalvarıyorlar. Sizin için bu dramın çözüm noktası hangisi? Yine de, “ihanet” gibi hissettiren bu durum bizi bir araya getiren bir tema değil mi? Hala oyunları “sahip olmak” mı istiyorsunuz, yoksa bu yeni dijital dünyayı benimsemek mi? Haydi, söz sizde!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?