Indika: Psikolojik Macera Oyunu İçin Nefes Kesen Bekleyiş

Geçtiğimiz Ekim ayında duyurulan Indika, gerçekten de hemen dikkatimizi çekti ve hemen takip listelerimize girmeyi başardı. Bütün o heyecan dolu anların ardından, Steam Next Fest‘te demosunun paylaşılmasıyla birlikte biz de oyunun tadına bakma fırsatı bulduk. Oynamak bir yana, resmen âşık olduk! Şimdi ise, sabırsızlıkla beklemekteyiz; tek düşündüğümüz şey, “Bu ne zaman çıkacak?”

İşin ilginç kısmı, dağıtımcı 11 bit studios ve geliştirici Odd Meter tarafından yapılan yeni duyuru ile bu bekleyişin Mayıs ayında sona ereceğinin müjdesi verildi. Hayırlı olsun! Artık saatlerimizi, günlerimizi saymaya başladık. Doğrusu, boş oturup herhangi bir iş yapmaktansa, Indika’nın çıkışına kilitlenmiş durumda bekliyoruz. Hatta o kadar sabırsızız ki, oyun çıkmadan kendimize bir ritüel bile oluşturdum; her gün sabah kalkıp “Acaba oyun çıktı mı?” diye kontrol ediyorum. Ama hiç çıkmamış gibi hissediyorum çünkü her şey Palestine’de bir batikel gibi geri geliyor…

Indika, hikaye odaklı üçüncü şahıs görünümlü bir psikolojik macera oyunu olarak tanımlanıyor. Oynanışın merkezinde bir genç rahibe var, kendisiyle birlikte ilginç bir yolculuğa çıkıyoruz. Baktım ve düşündüm, “Ne kadar da iyi bir rahibe olurum?” diye, ama bu Adam gibi olmuş; her neyse, kendisi bir tarikat üyesiymiş. Ayrıca bu serüvende ilginç bir yol arkadaşı da var; o da şeytan. Yani bir nevi, şeytanla tatlı tatlı sohbet ediyoruz. Şeytan dostumuzun geniş görüş açısı, bazen bizi tuhaf durumlarla karşı karşıya bırakıyor; “Rahibe, biraz korku ve şehveti birleştirsek mi?” diye soruyormuş gibi.

Bu bekleyişin sonunda, belki öyle muhteşem bir oyun çıkmayacak, belki de incelemelerde çok da yüksek ortalamalar yakalayamayacak, ama bir şey var ki bu oyunun benim için bu yılın “iyi ki oynadım” dedirtecek oyunları arasına gireceği kesin. Hatta geçmişte oynadığım bazı oyunları hatırlıyorum, bazen sıradan ve ciddiyetsiz gibi görünen oyunların insanın kalbinde özel bir yere sahip olduğu gerçeği var. Yani kim bilir, belki de Indika, onu oynayanların ruhuna dokunacak intihar gibi ses çıkaran bir peri masalıdır? Uno oyunu gibi bir etki yapabilir, “yeterince komik olamaz mı?” gibi düşünceleri içinde barındırıyor olabilir.

Ayrıca, demoda gördüklerim gerçekten benim için yeterli oldu; o atmosfer, o duygusal derinlik… Bazen böyle oyunlara denk gelirsiniz; evet, herkese hitap etmez, çok da iddialı değildir, ama işte o hafif garip, ayrı bir formu vardır ve sizin kalbinizde iz bırakır. Indika da bana o hisleri veriyor, “Hayat senin için bu kadar da güzelleşebilir,” diyor sanki. Tabii ki bunun doğruluğunu 8 Mayıs’tan itibaren hep beraber göreceğiz. Merakla bekliyoruz, tüm kalbimizle yakından takipteyiz. Belki de Mayıs ayında, “Kalk ve oyna!” nidaları eşliğinde ciddi bir hüsran veya güzellik yaşayacağız. Ancak kesin olan bir şey var ki, bu kaygılarımıza rağmen, oyunu sabırsızlıkla beklemek elbette ki başlı başına bir eğlence!