Oyun Sektöründe İşten Çıkarmaların Kötü Etkileri ve Ekip Ruhunun Önemi
Oyun sektörü işten çıkarmalarla dolu! Ekip ruhu o kadar önemli ki, yoksa kahramanlarımız bile boss fight’a hazırlıksız çıkabilir!
21 saat önce
Son iki yıldır oyun sektöründe işten çıkarmaların ardı arkası kesilmiyor. Bu durum, hem çalışanlar hem de oyunseverler açısından tam bir kabus gibi. Oyun stüdyolarının yöneticileri, bu durumu bir zorunluluk olarak sunmaya çalışsa da, bana sorarsanız bu bir beceri eksiği olabilir. Belki de yöneticiler, sıkıcı toplantılarda çalışanlarını motife etmenin daha eğlenceli yollarını bulamadıkları için bu geri dönüşümsüz kararları almaya yöneliyorlar. Jesse Schell, işte bu konuda kafa yoran bir isim. Kendisi, sadece yetenekli bir oyun tasarımcısı değil, aynı zamanda Schell Games’in CEO’su olarak da karşımıza çıkıyor.
Schell, GamesIndustry.biz ile yaptığı bir röportajda, işten çıkarmaların tehlikelerini oldukça çarpıcı bir şekilde ifade etmiş. 2002 yılında kurduğu stüdyoda bir tek geliştiriciyi bile işten çıkarmadığını belirtirken, “Çalışan sayınızı değil iş yapış biçiminizi değiştirin,” diyor. Bu söylemi, yönetim stratejilerini sorgulamaya iten bir ayna gibi! Gerçekten de, ekibini bir bütün olarak görebilen ve ekip ruhunu güçlü tutabilen bir liderin, işten çıkarmalara yönelmesi zordur. İşte burada ekip ruhunun değeri ortaya çıkıyor. Schell’in dediği gibi, “Bir kişiyi işten çıkardığınızda sadece onun yeteneklerini değil, diğer insanların da onunla birlikte çalışma deneyimini kaybetmiş oluyorsunuz.” Yani, ekipler ıssız bir adada kalmış gibi hissetmeyip, birbirlerine destek oluşturarak güçleniyorlar.
Burada ilginç bir noktaya daha değinmek gerekli: İşten çıkarılan bir çalışan, sadece iş gücünü değil, ekip dinamiklerini de altüst ediyor. Düşünsenize, yıllarca birlikte çalışan herkesin gözünde o kişinin oluşturduğu bağlar birden yok oluyor! Bu durumda, kalan ekip üyeleri yalnızca olmayan arkadaşlarının yerini aramakla kalmıyor, aynı zamanda moral motivasyonlarını da kaybediyorlar. “Birisi işten atıldığında, sanki tüm şarkıcılar bir anda sahneden inmiş gibi hissediyorsunuz,” gibi bir his, ekibin moralini oldukça düşürüyor. Bir an takım arkadaşınızın arkanızda olmadan, patronun şarkılarınızı söylemesini hayal edin! Sadece hayali bile tuhaf değil mi?
Schell’in bu görüşleri, stüdyoların yöneticilerine ciddi dersler çıkarma fırsatı sunuyor. Bir işten çıkarma kararı alırken, sadece anlık tasarrufları değil, uzun vadeli ilişkileri ve ekip yapısını da düşünmek gerekiyor. Belki de bu yöneticilere bir öneri: Toplantılarda işten çıkarmaktansa, ekip içindeki yetenekleri keşfetmeye yönelik yaratıcı oyunlar oynayın! En azından bu şekilde, çay molalarında bir başarı hissi sağlanır. Ve kesinlikle patronun, “artık çalışma düzenimizi değiştiriyoruz” dediği bir ortamda, ekip ruhunun güçlenmesine yardımcı olur.
Fırsatı olanların Jesse Schell’in röportajına mutlaka göz atmasını öneririm. Zira oradan çıkarılacak çok ders var. Hatırlayın, eğlence dolu bir çalışma ortamı yaratmak sadece işten çıkarmalarla değil, aynı zamanda güvenli ve sağlam bir atmosferle mümkündür. O yüzden tüm yöneticilere önerim, sabah kahvelerini içerken bir kez daha düşünmeleri; belki de işten çıkarttıkları insanların yerini almak için bir çayacak kadar güvenden uzak gelmiyor! Ne de olsa, en iyi ekipler, birlikte çalıştıkça daha güçlü hale gelir!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?