Dungeons & Degenerate Gamblers: Roguelike Blackjack ile Eğlencenin Kapılarını Aralayın

Bir önceki “Oynadınız Mı?” yazımızda birçok oyun çıkışından bahsetmiştik. Bu oyunlardan bazıları, konsolun başına geçip birkaç saat geçirmeye değerken, bazıları ise ilk 10 dakikada hayal kırıklığına uğratabiliyor. Ne yazık ki bazen üzerlerine yazacak bir şey bulamıyor, sadece ekranın karşısında bakıp kalıyoruz. İşte tam bu noktada, üzerine birkaç söz edebileceğimiz oyunlarla karşınıza çıkmak istiyoruz. Bugün, büyük bir macera ve biraz da abuk sabuk bir mizah ile Dungeons & Degenerate Gamblers’ı ele alacağız. Bir kez daha kartları karalım… Bu yıl oyun severler için fena sayılmayacak sürprizler mevcut. Balatro’nun bu listede yer almasına kimse itiraz edemez, öyle değil mi?

Son yıllarda roguelike türündeki destek oluşturma oyunlarının sayısı hızla artıyor. Ama bu tür oyunları doğrudan bir kart oyununa uygulamak, ne yazık ki oldukça nadir. Neyse ki, Balatro ile bunu başaran bir oyun var karşımızda. Dungeons & Degenerate Gamblers, evet, ismine bakıp da “bu ne böyle?” diye düşünebilirsiniz. Ama inanın bana, içerik tam bir hız treni! Bu sefer karşımıza çıkan tema, roguelike bir Blackjack oyunu. Kimseyi şaşırtmadı, değil mi? Blackjack, diğer adıyla 21, aslında son derece basit bir mantığa sahip: Kartları çekersiniz ve 21’e en yakın el olmaya çalışırsınız. Tabii ki, bu oyunda işin rengi biraz değişiyor.

Dungeons & Degenerate Gamblers, oyuncularının hayatta kalması için iyi bir stratejiye sahip olmasını şart koşuyor. Kazandığınız her bir el, rakibinizin kart toplamı ile sizin kart toplamınız arasındaki fark kadar zarar vermenizle sonuçlanıyor. Rakibinizi alt etmenin yolu, 21’i geçmeden yüksek bir el yapmaktan geçiyor. Hayali bir kumarhane sahasında, amacınız her mücadelede rakibinizin sağlık puanını sıfıra indirmek. Ama dikkat etmelisiniz, çünkü oyunda kazanmak, aynı zamanda kaybetmekten çok daha eğlenceli!

• Karakter Kimliği: Oyun boyunca renkli rakiplerle karşılaşıyorsunuz; Ozan (Bard) “Toss a chip to your dealer!” diyerek ilk selamı çakıyor. Ve biz burada “O ne öyle?” dediğimizi duyuyoruz.
• Çeşit Dünyası: Büyücüyü yendiğinizde “I suppose you may pass…” diyerek uğurluyor. Kılıç Taşıyıcı (Squire) yenildiğinde ise “Have you seen my Knight?” derken, siz de gülmekten kendinizi alamıyorsunuz.
• Birbirinden İlginç Karakterler: Sarhoş, kumarbaz, öğretmen, psikolog… Ve dev fare! Evet, yanlış duymadınız, dev fare. Nihayetinde zindanın arka sokaklarında kaybolmuş bir fareyle de karşılaşabilirsiniz.

Oyun boyunca, rakiplerinizin desteleri de farklı yapıda. Müzikal bir şölen gibi, her biri farklı mücadeleler sunuyor. Belirli sayıda rakibi yendikten sonra, katların patronuna ulaşma vakti! Tabii ki, patron dediysek, bu eski patronlardan değil, yeni trend patronlardan. Ama patronu yenince yaptığınız sevinç dansı, sizin için büyük bir “zafer” anlamı taşıyor. Ve hepimizin birer zindan şampiyonu olma hayalini beslemesi çok doğal, değil mi?

Öyle ki, mücadele aralarında bir şeyler içip alışveriş yapmak, kaybettiğiniz sağlığınızın bir kısmını geri kazanmak gibi alternatiflere sahipsiniz. Bu arada hafıza oyununda, hafızanızı ne kadar güvendiğiniz önemli. Kartlar kazanabilir, destenizi geliştirebilirsiniz. Peki ya bu mini oyunlar? Bir çeşit arka bahçe gibi! Sıkı durun, çünkü kartları kazanmak için düşünmeniz gerekiyor.

Ayrıca oyunun temel niteliği, kart çeşitliliği ile oldukça renkli hale geliyor. Standart Blackjack’ten farklı boyutlara taşınıyor. Hangi desteyle oynamak istediğinizi önceden seçmeniz mümkün. Ve bu seçimin ardından, elinize aldığınız özel kartlarla yön alıyorsunuz. Oyun zamanla öyle bir noktaya geliyor ki, “Bu el kesinlikle gitti!” dediğiniz noktada şans tamamen dönebilir. Ve tabii ki, rakibiniz için de durum aynı geçerlilikte. Yüzlerce özel kart var, bu yüzden işler daha da karmaşık ve eğlenceli hale geliyor.

Fakat dikkatli olmakta fayda var; bu oyunun bazı sıkıntıları da var. İlk çıktığında, dengesizlik konusundan çocuğu kaybeden bir ebeveyn gibi isyan edenler olmuştu. Blackjack’in şans faktörü her yerde karşınıza çıkarken, rakiplerin elindeki desteler avantajınızı zorlayabilir. Hala denge sağlamak için çabaları olduğunu söyleyelim; belki bir gün tamamen toparlanacak. Bu konuda yapılan güncellemeler umut verici, ama biz yine de adımları birer birer atmayı tercih edelim.

Özetle, Dungeons & Degenerate Gamblers, hem keyifli hem de zaman zaman zorlayıcı bir oyun olarak kayda değer bir yere sahip! Arada açıp birkaç tur atmalık bir şeyler arıyorsanız, sizlere tavsiye ederim. Ancak dikkatli olun; bağımlılık yapma potansiyeli yüksek! Balatro’yu sevenler, bu oyuna da bir göz atmayı unutmasın. Unutmayın, oyun bittiğinde bazı şeyler, tumtuğum gibi görünmeyebilir, hepinize iyi eğlenceler!