Ubisoft’a Karşı Oyuncuların Mücadelesi: The Crew Davası ve Oyuncu Hakları

Geçtiğimiz aylarda Ubisoft’un, orijinal The Crew oyununu Nisan ayından itibaren artık oynanamayacağını duyurması, oyuncular arasında tam bir şok etkisi yarattı. Hemen hemen herkes, yıllardır eğlenceli zamanlar geçirdiği bir oyunun yok olduğunu öğrenince gözyaşlarına boğulmuş olabilir. Bu durum, “yaşlanan oyuncular” için sadece bir oyun kaybı değil, aynı zamanda bir parça çocukluk anısıydı. Gerçekten de 10 yıl boyunca oyunculara sürekli destek veren bir geliştiricinin, sadık kitlelerini böyle yüz üstü bırakması pek de hoş bir durum değil.

Bu durumdan rahatsız olan iki cesur ruh, Ubisoft’a karşı kolları sıvadı ve mahkemeye başvurmaya karar verdi. Evet, doğru duydunuz! Platformsuz kalan bu adamlar, ellerindeki fiziksel kopyaları delil göstererek iddialarını ortaya koyuyorlar. Bu süreçte, Ubisoft’un asıl amaçlarının, oyuncuları “bir malı satın almakla” nasıl kandırdığını savunuyorlar. Gerçekten de düşündüğünüzde, lisans satışı ile fiziksel bir ürün arasında dağlar kadar fark var. İşte tam bu noktada, ”Ah, biz oyun satın alıyorduk, lisans değil!” diye haykırmak istiyorlar.

Davayı Kaliforniya eyaletinde açan bu ikili, Ubisoft’tan sadece kendilerine değil, aynı zamanda oyunun kapatılmasından etkilenen pek çok oyuncuya da tazminat talep ediyor. Yani, bu durumda sadece kendilerini düşünmüyorlar, arka planda kalmış tüm oyuncuların hakkını da savunuyorlar. Diyelim ki, “Burası yalnızca bir oyun değil, belki de umutlarımızı eklediğimiz bir platform!” diyorlar. Ubisoft’un, Assassin’s Creed 2 ve Assassin’s Creed 3 gibi diğer oyunlarının sunucularını kapatmasını örnek göstermeleri de, durumun ne kadar karmaşık olduğunu gösteriyor. Yoksa Ubisoft, bu sunucuları kapatmakla su katılmamış bir bakıra mı dönüştü? Bu, tam olarak merak konusu!

Ayrıca, daha önce bahsettiğimiz Stop Killing Games isimli organizasyon da harekete geçmiş durumda. Şu anda neredeyse 400.000 imza toplamışlar. Yani, zamana karşı bir yarış içindeler. Her imza, aslında oyun dünyasının ‘‘kişilikli karakterleri’’ olarak sayılabilecek pek çok oyuncunun sesi oluyor. Burada kaybedenler kim, kazananlar kim anlayabilmiş değiliz; ama bu durumu ciddiye almamak imkansız. Olayın komik yönü ise, bu imzalar arasında “meşhur” olan birçok oyuncunun içinde yer almasını bekleyebilirsiniz. Anlaşılması zor ama komik bir durum değil mi?

Sonuç olarak, bu olay Ubisoft’a karşı açılan bir dava olabilir, ama aynı zamanda, oyuncu topluluğunun sesini yükseltme çabası da diyebiliriz. İşte bu nedenle, oyuncuların hakları için savaşı kazanmaktan başka bir yol yok gibi görünüyor. Oyun dünyasında bu gibi olaylar, “iyi ki oyun oynuyoruz” demenin yanı sıra, “iyi ki birlikte bu sektörün bir parçasıyız” dedirten türden.