Sunderfolk: Hayvan Fantastik Dünyasında Dört Kişilik Oyun Gecesi Deneyimi
Sunderfolk'ta hayvan dostlarınızla dört kişilik bir oyun gecesi yapın! Eğlence, kahkaha ve belki biraz tüy dökülmesi garantili!
15 saat önce
Oh, dostlarım, ailemle bir “oyun gecesi” düzenlemeyi ne kadar çok özledim anlatamam! Yer gök “Çocukların yarın okulu var, biz gitsek mi?” diyenlerin tekrarı dolu. Neyse ki, elime bir kahve alır, kuş tüyü yastıkların üzerine yayılırken rahat bir gülümseme ile “Kalsın, bu gece de oyun oynuyoruz!” diye haykırırım. Fakat gerçek şudur ki, hayatın bu getirisi, kişisel zorluklarımın oldukça kemikli bir parçası haline geldi. Gözlerimin bir yerden bir yere kaydığı, akşam 10’da çayı nasıl içeceğimizi düşünerek sohbet ettiğimiz bir dönemdeyiz meğer. Ama işte, Sunderfolk’u gördüğüm anda tüm bu düşüncelerim gözümde canlandı ve içim kıpır kıpır oldu. “Vay be, bu gerçekten harika bir fikir!” dedim, ve inanın, o anda aklımdan geçen tek şey, “Bu oyun tam da benim gibi oyun gecesi özleyenler için!” oldu.

Sunderfolk tam da o “benim gibi insanlara” hitap eden bir oyun olarak karşımıza çıkıyor. Bilirsiniz, Playstation’da patlayan o parti oyunları vardır ya, Hidden Agenda, Knowledge is Power, That’s You! filan. Hah işte, Sunderfolk da özünde o tarz bir oyun ama bu sefer tam da “Bu nasıl kimsenin aklına gelmedi ki daha önce?!!” dedirtecek bir hayvan fantastik dünyasına dalıyor. Oyun, bizi oturduğumuz kanepeden kaldırmaya çalışırken elimizde telefonlarla karakterlerimizi kontrol ederek bir maceraya sürüklüyor. Yani, siz bir yandan atıştığınız cipsle tanışırken diğer yandan fantastik evrenlerde hayvan karakterleri ile savaşlara dalıyorsunuz.
Sunderfolk, aslında çoğunlukla dijital bir masaüstü rol yapma tecrübesi gibidir. Her bir karakterin kendisine özgü bir sınıfı var ve “hayvan suratları” ile süslenmiş durumda! Hayvanlar mı dedim? Evet, tam olarak öyle! Bizimle birlikte gelen karakterlerden birisi keçi, o bile Ranger olmuş! Yani düşmana o kadar uzaktan saldırıyor ki, aklımın almayacağı uzaklıkta oklar atıyor. Ama tabii ki yalnız değil; kuzgunumuz da var, dağıttığı büyülerle düşmana ışınlar yapıyor. Yarasamız var, bir bard gibi müzik yaparak ekibe güç veriyor. Ve elbette, bir kutup ayısı bile var! Bu arkadaşımız Berserker olarak görev yaparken, yere öyle bir çakıyor ki, düşman aniden yerin üstünde uçuşan cücüğü gibi kalıyor. İşin aslında, toplamda altı kahraman var ve bunların her biri, özellikleri ile birbirinden farklı bir deneyim sunuyor.

İşte tam bu noktada dört kişilik takımımızı oluşturduktan sonra Sunderlands’i tehdit eden gölgelerle yüzleşmek üzere harekete geçiyoruz. Oyun başladığında ise, sıra tabanlı bir taktik-RPG deneyimi oluşmaya başlıyor. Telefonumuzdan verdiğimiz komutlar, karakterimizin ne yapacağına karar vermemizi sağlıyor. Öyle keyifli bir serbestlik ki, kimin neyi yapacağı belli değil, yani tam bir kaos ortamı. Bu yayınlanan videolardan anladığım kadarıyla, haritayı etkili kullanmak bir strateji gerektiriyor, zihnimde kurgulamak için mücadele veriyorum!
Peki, yalnızca savaş mı yapıyoruz? Elbette hayır! Geri döndüğümüz şehir Arden, bizim şehrimiz! Hangi binaları inşa edeceğiz, hangi bölgeyi geliştireceğiz gibi konularda kararlılığı tamamen biz belirliyoruz. Macera içerisinde karakterlerimizin gelişmesini sağlamak da yine burada gerçekleşiyor. Kasaba halkıyla etkileşimde bulunmak, hikayesel bir derinlik katıyor. Yani, hatırlatayım, dert dinleyip yan görevler alacağız, kesin! Sonuçta oyun sadece savaşmak üzerine inşa edilmemiş, içinde aşk, macera ve gizem barındıracağına da eminim.

Başında da söyledim ya, oyun gecesi yapmak zorlaştı diye. Artık insanların “Kurallarını öğrenmek için 45 dakika sessizce kural kitabına gömülmek gerek!” dayatmasını herkes benim gibi istemiyor. Bazen “Hadi, işin mekaniklerini bizim yerimize başkası halletsin! Biz sadece maceramıza bakalım!” diyebileceğimiz bir oyun arıyoruz. İşte Sunderfolk, tam olarak bunu sunan bir yapım olarak benim karşımda. 2025 yılında bizimle olması tasarlanıyor ama öncesinde kapalı beta için kayıtlar açılmış. Şahsen ben kaydımı yaptım, telefonumu hazırladım ve maceranın başlayacağı günü dört gözle bekliyorum. Şu bir gerçek ki, bir oyun gecesine olan ihtiyacım her zamankinden daha fazla! Gıdıklayıcı bir macera bizleri bekliyor gibi görünüyor, oynamaya can atıyorum!


Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?