Fortune’s Run: Dizzie’nin Drama Dolu Gelişim Süreci ve Hapis Hikayesi

Fortune’s Run’ın Geliştirme Süreci ve Dizzie’nin Hikayesi

Uzun zamandır erken erişimde olan, bilim kurgu tınılarıyla dolu mermi yağmurlarına eşlik eden Fortune’s Run adlı nişancı oyununun geliştirilme süreci, bir hayal kırıklığıyla sona erme yolunda. Oyunun tek geliştiricisi Dizzie, sıradan bir oyun geliştirme sürecinde karşılaşılması muhtemel zorluklardan çok daha fazlasıyla mücadele etmek zorunda kalacak. Eşref saati, Dizzie için hapsin tam köşesinde bekliyor. Gelin bu işlerin nasıl geliştiğine birlikte bakalım.

Steam’de 434’dan fazla erken erişim incelemesi alan bu yapım, %92 gibi yüksek bir olumlu değerlendirme oranına sahip. Oyunculardan gelen ilgi hiç de fena değil. Ama bir oyunda sayfa çevirirken arka planda gelişen kara mizah gizli olabilir. Dizzie, geçtiğimiz günlerde “Acayip Üzücü, Depresif Haberler Bölüm III” başlıklı bir duyuru yayınladı. İçinde kötü haberler barındırması şüphesiz, bu ismi sonuna kadar hak ediyor. Gelişmelere göre dizinin son bölümü, beklenen yeni güncellemeleri bekleyen hayranlar için yürekleri burkan bir haberle çıktı. Ama korkmayın, bu durum sadece merak uyandıran bir senaryo değil; gerçekler böyle işliyor!

Dizzie’nin Drama Dolu Mesajı

Dizzie, “Herkese merhaba! Ben Dizzie,” diyerek bir arkadaş buluşmasına gibi bir sıcaklıkla başlıyor, hemen ardından da bu işin dramatik yanına geçiyor. “Önümüzdeki 3 yıl boyunca hapiste olacağım” dedikten sonra hayranlarının suratında bir börülce kadar ifadesiz kalmasına sebep oluyor. “Benim için çok kısa bir hikâye değil, ama bir oyun geliştiricisi olmadan önce farklı bir hayatta yaşadım,” ifadesi de sahnede yakaladığı pırıltıyı hemen kaybetmesine yol açıyor. Çünkü kimse bir oyun geliştiricisinin “daha önce neden farklı hayatlar yaşadığını” merak etmemiştir, değil mi?

Hüküm giyme hikayesinin arka planında, Dizzie’nin “şiddet dolu bir insan” olduğunu söylemesi, onu daha çok düşündürüyor. Yani, hapsin kapılarını çalan bir tüccar gibi davranıyor. Hemen ardından oyunun geleceğine dair belirsizlikleri dile getirirken, yaşadığı travmaların, yapım sürecine nasıl sekte vurduğunu açıklıyor. Aklınıza gelebilecek en çürük belirsizlikler içinde kaybolmuş ve durmadan yürek burkan bir süreçte yalnız kalmış. “Eğer oyun tamamen ölü değilse de, geleceği pek aydınlık değil,” diyerek adeta bir toplum psikoloğu edasıyla durumu değerlendirmekte.

Hani şu “çok şiddet dolu bir insan” olan Dizzie’nin tâbiri dinlemesi zevkli; ancak bu süreçte diğer geliştiricisinin projeden ayrılması, hiç de eğlenceli değil. Geliştirme süreci içinde kalitenin nasıl ölçüleceği sorusu gündeme gelirken, kalp kırıklığı yaratmamaya çalışmak da kolay değil! “Tek başıma tüm işleri yürütmek zorundayım,” diyerek işin altına tek başına girmesi, her türlü otoritenin sabrını taşıracak bir durum. Ama yine de çalışmaya devam etmiş. Devam ederken neredeyse hiç uyumamış ki, Uyumak mı? Ne o, canım, rüyalar otobüs beklerken mi?

Oyunun Geleceği ve Hayranlara Teşekkür

Dizzie, bir oyun geliştiricisi olması ve hapis süresi boyunca tüm sürecin sebeplerini anladığı için sanki “Kendimi aklayacak mıyım?” sorusuyla boğuşuyor. Lakin kredi notunu az buçuk toparladıktan sonra, birkaç yıl içinde oyunun final sürümüne ulaşmaktan umutsuz değil. “Tamamlanması gereken çok az içerik kaldı,” derken, “Üzerine birer tırnak da koysak yeter!” demek istercesine elimizdeki projeye sahiplendi. Zaman azalmış gibi görünse de Dizzie’nin içindeki tutku hiç eksilmiyor.

Son olarak, sıradan hayranlarına hitap ederken “Discord topluluğuna, Patreon’daki insanlara büyük teşekkürler!” demesi, kolektif duygulara hitap etmesi açısından detaylı bir yaklaşımla ustaca işlenmiş. “Bu kurulmuş olan bir ekip ruhu, destek veren herkes” ifadesinin ardında yatan dayanışma ruhu, karamsar günlerde de olmanın ne demek olduğunu gösterecek kadar samimi… Umarız ki, gelecekte birlikte harika bir kalem (ve oyun) hikayesinin sayfalarını çevirebiliriz. Cıvıl cıvıl bir yaklaşım, garip ama gerçek bir oyun dünyası yaratıyor. Ve hatırlayın, “patron bir gün cezaevinden çıkacak!” belki de bu hayal gücünü ateşleyen bir hikâye olarak anılacak.