The Living Lands: Yoldaşlarınızla Macera Dolu Bir Yolculuk

The Living Lands’teki maceralarınız sırasında, kamp alanımıza toplamda dört karakter konuk olacak. Onlar sırayla bize katılacaklar; ancak hemen dikkat! Aynı anda yalnızca iki tanesini yanımıza alabiliyoruz. Diğer ikisi, kamp alanında beklemeye mahkûm. Açıkçası, bu sistem biraz The Outer Worlds’ninkine benziyor, ama uygulamada çok daha iyi entegre edildiğini söyleyebilirim. Yoldaşlarımız, çoğu zaman, doğru şeyler yapmak için bize komut vermemizi beklemiyorlar bile; sanki gizli bir anlaşmaya varmışız gibi! İşte, bu yüzden doğruca yola çıkıyoruz!

Kamp alanında ilerleyerek yoldaşlarımızla samimiyet geliştirdikçe, birbirimizle muhabbet ederken çeşitli kalıcı yetenekler öğrenme fırsatını yakalayacağız. Bu yüzden kendinizi şanslı hissedin ve onlara sıkıca sarılın. Yok yok, sadece onları bağrınıza basın, sarılmak yok, biraz fazla samimi olabilirsiniz!

KAI ile başlayalım. Daha limana ayak atar atmaz bizimle tanışan ilk karakterlerden biri. Zamanında Rautai ordusunda denizcilik yapmış, Deadfire’da yelken açmış bir sahil aumaua’sı. Artık yeni bir başlangıç yapmak için The Living Lands’e gelmiş. Thirdborn’a sığındıktan sonra, oyunun geçtiği tarihten birkaç yıl öncesinde Paradis’e doğru yola çıkmış. O günden beridir, Dawnshore taraflarında paralı askerlik yapıyor. Evet, artık para büyük!

Kai, oyunun “tank” diyebileceğimiz yoldaşlarından biri. Düşmanın ilgisini üzerinizde tutmak ve örümcek ağlarıyla kapanmış yolları yakarak açmak için sıkça ona başvuracaksınız. Her ne kadar bu yoldaşımız ciddiyetiyle tanınsın, kendisini Brandon Keener seslendiriyor. Yani Mass Effect’ten Garrus’un sesini özlediyseniz, bunu gidermek için ideal bir karakter!

Biraz huysuz ama bir o kadar da başarılı bir iz sürücü ve avcı olan MARIUS, başlarda yanınıza katılıyor. Kai ile eski dostlar olmaları ve birbirlerine okkalı sataşmalar yapmaları çok komik. Başta Marius’un mantalitesi daha çok “Ben kendi paçama kurtarmaya bakarım, siz kendi kendinizi kurtarın” iken, tanıdıkça birbirinize ısınmaya başlıyorsunuz. O pamuk gibi tonton bir dağ cücesi! Galawain’s Tusks bölgesindeki izole cüce şehri Solace’tan sürgün edilmesi konusundaki hikâyesi oldukça ilginç. Zaten bunu öğrenmek için birkaç gününüzü harcayabilirsiniz!

Vahşi doğada hayatta kalma konusundaki tavsiyelerini dinlemek de ayrı bir keyif. Eğer etrafınızdaki hazineleri bulmakta zorlanıyorsanız, Marius sizin için bunları işaretleyerek büyük bir yardımseverlik yapıyor. Unutmayın, onunla her konuşma, bir macera; her macera ise bir gülümseme demek!

Grubumuza GIATTA katıldığında, Emerald Stairs’taki Fior mes Ivèrno şehrine ulaştık. Kendisi okyanus insanı bir animans ve Vailia Cumhuriyeti’nden gelen bir ailenin kızı. Kızgın bir okyanus, kayıplarına karşı derin bir takıntı geliştirmiş! Annesinin dolaba koyduğu animancy deneyi de ona bir ebedi hazineler mirası bırakmamış! Fakat, bu büyük kaybın ardından güçlü bir karaktere dönüştüğünü söylemek mümkün. Daha sonra, *korku hikâyeleri anlatma* konusunda bir yetenek geliştirmiş ve özellikle de Marius’u korkutmaya bayılıyor.

Path of the Damned zorluğunda oynamayı düşünüyorsanız, Giatta’nın yetenekleri kesinlikle işinize yarayacak. Hem şifa büyüleri var, hem üzerinize maksimum canınızı arttıran kalkanlar koyabiliyor, hem de hızınızı artırabiliyor. Giatta ile ilgilenmekten asla pişman olmayacaksınız!

En sonunda, deli dolu ve enerjik orlan büyücüsü YATZLI ile karşılaşıyoruz. Emerald Stairs’a adım atar atmaz tanışıyoruz ama grup için katılması biraz gecikecek. Yatzli, herkesle flört etmekten keyif alıyor ama gönlü Quilicci’den yana. Bu, onun pek de ciddiye alınmaması gerektiği gerçeğini doğuruyor! Godless uygarlığı konusunda muhtemelen Eora’daki akademik olarak en bilgili kişi olduğu için sürekli Godless yıkıntılarına doğru çekiliyor. Yatzli’nin büyüleri, hem alanda hem tek hedefe etkili olabiliyor. Ayrıca, illüzyonları bozma yeteneği ile grupla devamlılık sağlaması gelecekte çok işinize yarayabilir.

Unutmayın, The Living Lands’taki yolculuğunuz zorlu ama bir o kadar da keyifli olacak. Yoldaşlarınızla birlikte atılacağınız bu macerada, her birinizin kendine has hikâyesi ve yetenekleri ile eğlencenin dibine vuracaksınız! Amacınız yalnızca hayatta kalmak değil, aynı zamanda her adımda bir hikâye yazarak ilerlemek olacak. Ve bu hikâyenin kahramanları siz olacaksınız!