Hideo Kojima’nın Mizahi Yansımaları: Death Stranding 2 ve Oyun Dünyasındaki Cameoları

Hideo Kojima, oyun dünyasının en özgün ve ilginç karakterlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Oyunlarını yaparken yaratıcılığını ve mizahını harmanlayarak, sadece oyuncuları değil, kendi ekibini de güldürmeyi başaran bir deha. Bunun en somut örneklerinden biri ise Death Stranding 2. Evet, doğru duydunuz, bu oyun Kojima’nın kendine has, absürt dokunuşlarıyla dolup taşıyor ve bunların çoğu da onun bizzat kendisi tarafından oyuna konulmuş! Artık onun oyunlarında sıkça gördüğümüz bu cameo’lar, neredeyse bir gelenek haline gelmiş durumda. Tıpkı Stephen King‘in kendi eserlerinden uyarlanan filmlerde küçük roller kapması gibi. Kojima’nın ekibine nasıl ‘Camo’ yapmak gerektiğini tam olarak anlatamadığı için, kendisi devreye girmek zorunda kalmış. O kadar da eğlenceli ki bu anılar!

Death Stranding 2: On The Beach, Kojima’nın oyun dünyasını etkisi altına alan mizah anlayışının bir başka güzel örneği. Oyunun içinde Kojima’nın kendisi bile bir takım yıldızı olarak yer alıyor. Gece oyununuzun başında, bu “Kojima takımyıldızı”na bakarsanız, onun silüetiyle karşılaşma şansınız var. Kim bilir, belki de siz onu izlerken o da sizi izliyordur! GameSpark‘a verdiği bir röportajda, ekibiyle yaşadığı bu esprili süreci şöyle cevaplıyor: “Bunların hepsini oyuna ben koydum. Ekibe ‘lütfen bunları koyun!’ dedim, onlarsa ‘ha?’ diye cevap verip anlamazdan geldiler,” diyor. Hani olur ya, bazen ekibinizle aynı sayfada olamazsınız; Kojima açısından bu durum, tam anlamıyla bir şakaya dönüşmüş.

İlk Death Stranding oyununda da benzeri durumlar söz konusuydu. Oyuncular, Sam’in çıplak ayağını takip ederek, katrana bulanmış bir Kojima ile karşılaşabiliyordu. Bu durum bile oyuncular arasında bir efsane haline gelmişti! Düşünsene, başka bir dünyada bir yere gitmek için ayağınızla ilerlerken, aniden Kojima’nın orada belirmesi – bu tam anlamıyla bir sürpriz! Ama bu sadece başlangıç. Oyun içinde yer alan hologramı da unutmayalım, çünkü bu holografik sürprizler, hala oyuncuların aklında tazeliğini koruyor.

Buna ek olarak, Kojima’nın Cyberpunk 2077 gibi diğer popüler oyunlarda da küçük roller aldığını belirtmeme gerek yok. Bu durum, onun sadece bir oyun yaratıcısı değil, aynı zamanda bir misafir yıldız olduğunu da kanıtlıyor. Oyun dünyasında kendi tarzını oluşturmuş ve bu tarzı ile ilgili en ilginç detaylardan biri de, her zaman kendisini oyunun temalarıyla buluşturması. Belki de bir gün, Hideo Kojima’nın bu kadar çok cameo yapmasının arkasında yatan sebep, “Ne kadar çok bulunursam, o kadar çok sevilirim,” mantığıdır. Kim bilir, belki de sırf bu yüzden diğer oyunların içinde de görünüyor.

Özetlemek gerekirse, Hideo Kojima’nın oyunları, sadece birer oyun değil, aynı zamanda birer deneyim. Mizahi yaklaşımı, göz alıcı yaratıcılığı ve absürt detaylarıyla, oyunculara sürekli keyif veren bir yolculuk sunuyor. Death Stranding 2 gibi projelerde kendi dansıyla sahnede olması, onu daha da unutulmaz kılıyor. Her ne kadar ekibinde iletişim sorunları yaşasa da, bu durum onun yaratıcılığından asla ödün vermesine neden olmuyor. Ve belki de bunun en güzel yanı, Hideo Kojima’nın oyunlarını oynarken yüzümüzde oluşan kahkaha çizgileri. Bu, en son gelişmelerin bile ne kadar eğlenceli olabileceğini gösteriyor.