Bir yılı daha acısıyla tatlısıyla geride bırakmaya hazırlandığımız bugünlerde, oyun dünyasında yaşanan hayal kırıklıklarını irdelemek için kolları sıvıyoruz. 2018’de de tat vermeyen oyunlar vardı ama 2019, adeta bu alanda bir rekora imza attı! Anthem ile başlayan hayal kırıklığı, Breakpoint ile bambaşka bir boyut kazandı, WWE ile de bizi gülme krizlerine soktu! Şimdi gelin, radarımıza takılan bu oyunların detaylarına bakalım:
Crackdown 3 – Xbox One için çıkan Xbox 360 oyunu…
Crackdown 3 için durum en baştan belliydi. Yılan hikayesine dönen yapım süreci ve sürekli ertelenen çıkış tarihi bir yana, duyurusu ile çıkışı arasında neredeyse bir jenerasyon geçmesi, bu durumun ne kadar kötü olabileceğine dair ipuçları veriyordu. Oyunculara sunulacak devasa yıkım fiziği vaadi de fiyaskoya dönüşerek, sonuç olarak Crackdown 3’ü yıkımın altında bıraktı. Tam bir “yıkım” hikayesi! Belki de Crackdown 3, aslında bir tür simülasyondu; çünkü hayal kırıklığı yaratmadaki başarıları kesinlikle takdire şayan!
Anthem – BioWare’in EA ile imtihanı…
İlk duyurulduğu zamanlar içimizi bir tereddüt kaplamıştı. “BioWare yahu, bugüne kadar yüzümüzü güldürdü, bu sefer de üzmez herhalde!” derken, “ama bu çevrimiçi çok oyunculu oyun ne olacak?” diye düşünmeden edemedik. Korktuğumuz başımıza geldi ve Anthem, yılın en büyük hayal kırıklığı olarak tarihe geçti. Javelin ile göklerde süzülmek gibi güzel anlar yaşadık ama görev sistemi, hikaye ve diğer detaylar, adeta bir kabusun merkezine bizi yerleştirdi. BioWare ve bizler için acı bir tecrübe oldu. EA’nın müdahalesinin sonuçları, bir kez daha gözler önüne serildi; sonuçta, bir işe ne kadar müdahil olurlarsa, risk o kadar büyüyormuş!
Left Alive – Yıldızlar karması takım oyununda zayıf mı kaldı?
Left Alive, çıkışından önce sık sık haberlere konu olan bir yapımdı, ama sonuç hiç de beklenildiği gibi olmadı. Toshifumi Nabeshima, Yoji Shinkawa ve Takayuki Yanase gibi dikkat çekici isimler vardı ama ortada bir oyun yoktu. Grafikler bir öncekine göre gerçekten zayıf kalmıştı. Oyun, hafızalarımızda yer edebilecek şeyler sunmakta başarısız bir performans sergiledi. Bir tür üzücü komedi gibiydi; izlerken gülmemek elde değil ama bir yandan da “Bunu beklemiyordum” demekten kendimizi alamıyorduk!
Generation Zero – Bir bilene danışsaydınız keşke…
Generation Zero, kişisel hayal kırıklıklarım listesinde de yeri olan bir oyun. Gerçekten ilgi çekici bir tema vardı ama tasarımda tekrara düşme, hikaye anlatımındaki sorunlar ve diğer aksaklıklar, deneyimimizi baltaladı. Normalde bir oyun, bu kadar ilgi çekici bir tema ile çıkış yapıp, nasıl bu kadar kötü olabiliyor? Oyun, adeta bir “nasıl yapmamalıyız” dersiydi. “Kötü tasarım” kitabının kapağına konulmayı hak ediyor!
Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint – Kedi her zaman ciğer yemez!
Breakpoint ile ilgili söylenmesi gerekeni aslında Ubisoft söyledi. Oyun, beklentilerin çok gerisinde kaldı ve bunun sebebi de “sürekli aynı oyunu yapmak” olarak belirlendi. Yani, Ubisoft’un “kedi ciğer yemez” dediği noktada, oyuncular olarak biz de “kedi, ciğerin tadını unuttu” dedik! Her yeni oyunda aynı deneyimi yaşamak, oyuncuları canından bezdirdi. Bir işin içine ne kadar “tekrar” girerse, o kadar hayal kırıklığı kaçınılmaz oluyor gibi görünüyor.
WWE 2K20 – Glitch’lerin efendisi…
Açıkçası inceleme işi bana kaldığında üzülsem mi sevinsem mi bilemedim! Bir yandan gülüp eğlenecek malzeme çıktı, öte yandan bir noktadan sonra can sıkıcı bir hal aldı. İçerik açısından dolu bir oyun vardı ama bug’lar ve glitch’ler havada uçuşuyordu. Bir önceki oyuna göre grafik kalitesinin düşmesi de cabasıydı. İnternetteki geyikler viral oldu, adeta bir salgına dönüştü. İncelemelerimizde bu durumu not alırken, bir yandan da “Acaba bu oyun gerçekten bu kadar kötü mü?” diye düşündüm. Gülmekten karnımıza ağrılar girmediği için şanslıydık!
Bu yılın en büyük hayal kırıklıkları böyle. Eğer sizin de sukut-u hayale uğratan başka oyunlar varsa, onları yorumlarda paylaşın. Bakalım bu yılın göze en çok batan oyunu hangisi olmuş? Gülmek ve eğlenmek için oyun dünyasının absürt yönlerini keşfetmeye devam edelim!