Banishers: Ghosts of New Eden İncelemesi – Hayaletlerle Dolu Bir Yolculuk

Banishers: Ghosts of New Eden incelemesi ile hayaletlerle dolu etkileyici bir yolculuğa çıkın. Keşfetmeye hazır, benzersiz bir deneyim sizi bekliyor!

admin

Banishers, Don’t Nod’un bugüne dek geliştirdiği en cesur oyun olma potansiyelini taşıyordu ve bu beklentim doğrulandı. Zaten aşina olduğunuz etkileyici hikâye anlatımına ek olarak, aksiyon unsurlarında da önemli bir gelişim göstermişler. Ortaya çıkan eser gerçekten etkileyici. Banishers, bana birçok oyunu hatırlattı; God of War’daki animasyonlar ve harita tasarımı, The Witcher 3’teki hikâye derinliği ve Greedfall’ın atmosferi. Bu oyunların birleşimi oldukça lezzetli bir deneyim sunmuş.

Hayalet Sevgilim 1695 yılı, Kuzey Amerika ve New England. Koloni dönemi, dolayısıyla İngiltere’den gelen gruplar yeni yerleşimler kurarken, yerli halk üzerinde zulüm uygulanıyor. Ana karakterlerimiz, “Banisher” adlı mesleği seçmiş olan iki aşığımız; Red, bir İskoç, ve Antea, bir Kübalı. New Eden adındaki yeni yerleşimde tuhaf olaylar gerçekleşiyor ve halk bunun bir lanetle ilgili olduğuna inanıyor. Bizim görevimiz, “Banisher” olarak bu laneti çözmek, insanlara musallat olan ruhları gerçek dünyadan kovmak. Ancak işler beklediği gibi gitmeyince, Antea ölüyor ve ruhu Red’in yanına geri dönüyor. Red ise New Eden’ın dışında bir mağarada kendine geliyor. Alanında uzman olan bizler, Antea’yı geri getirmek veya onun ölümünü kabullenip ruhunu ebediyete göndermek arasında bir seçim yapmak zorundayız. Bu karar, oyunun seyrini etkileyecek musallat olaylarına göre şekillenecek. Her halükarda, Antea’nın bedenini geri almak için New Eden kasabasına doğru yola çıkıyoruz.

Her Türlü Musallat İtinayla Çözülür New Eden’a ulaşana kadar dört ayrı ana bölgeyi keşfediyoruz. Bu bölgeler, ormanlar, karlı dağlar, geniş tarım alanları ve bataklıklarla birbirinden ayrılıyor; her birinde farklı trajediler ve hikâyelerle karşılaşıyoruz. Red olarak Antea’nın ruhsal rehberliğinde musallat vakalarını çözmeye çalışıyor, başıboş ruhları yeniyoruz. Ana hikâye dışında her bölgede çok sayıda musallat vakası mevcut, bu da bana, The Witcher 3’teki kontrat hikâyelerini hatırlatıyor. Bazen trajik, bazense komik olan bu olaylar, hepsi farklı ve iyi yazılmış. Bir örnek vermek gerekirse, kendi kendine musallat olan ruh vakalarından biri mevcut. Antea’nın ruhsal güçleri sayesinde, ölümlü gözlerden gizli delilleri buluyor, bolca mektup ve günlük okuyor ve sonunda vakayı çözmek için karar aşamasına geliyoruz. Bahsettiğim gibi, bu kararlar oyun sonunda Antea’nın kaderini belirliyor.

Musallat vakalarında karar verirken, üç seçenekten birini seçmeliyiz: ruhu huzura kavuşturup “yükseltme” (cennet), sonsuz boşluğa göndermek için “cezalandırma” (cehennem) veya ruhu öldürüp Antea için “çalma”. Çoğu vaka, gri alanlarda olduğu için suçlu bulmak kolay değil; çünkü kötülük yapanların bir sebebi var. Kararlar tamamen vicdanınıza bırakılmış. Ben, olayları değerlendirerek hareket ettim; sadece Antea’nın kurtulması için tüm canlıları öldürme kararını almak istemedim. Bununla birlikte, karar vermek çoğu zaman zorlayıcı oldu. Gerçekten yan görev olup derinlikli ve anlamlı yazılmış vakalarla karşılaştım. Karakterlerin içindeki tarihi dönemi yansıtmaları oldukça başarılı. Yerlileri yerlerinden eden, onlara zulmeden, katı ve bağnaz bir inanç yargısı olan kişiler oyunda yer buluyor. Bütün bunlara Red ve Antea’nın yorumları da katkı sağlıyor ve karakterlerin ilerici ve özgür düşüncelere sahip olması dikkat çekiyor.

Anthea’nın güçleri, yalnızca vakaları çözerken değil, haritada ilerlemek ve ruhlarla savaşırken de kullanışlı. Başlangıçta ulaşılamayan alanlara, Antea’nın yeni güçler edinmesiyle ulaşabiliyoruz; bu da haritada yeni yollar açıyor. Oyun alanı düşündüğümden daha geniş ve ana hikâye bizi farklı bölgelerde dolaştırarak uzun süre aynı yerde kalmamızı engelliyor. Hızlı seyahat, yeteneklerin dağıtılması ve envanter yönetimi kamp alanları aracılığıyla gerçekleşiyor. Ancak bazı kamp alanları çok uzak olabiliyor ve haritada gizlenmiş mağara yolları nedeniyle bazen yön bulmak zorlaşabiliyor. Diğer yandan, keşif yapmak gerçekten keyifli; her bölge kendi atmosferiyle gözleri kamaştırıyor; puslu bataklıklar, sisli ormanlar ve harabe haldeki gemiler, bölgedeki laneti ve platforma ait tarihi çatışmaları, oldukça başarılı bir şekilde yansıtıyor.

Ruh Yumruklamak Bu Kadar Keyifli Miydi Ya? Banishers’ta aksiyon kısmına baştan şüpheyle yaklaştım ve beklentim düşük kalmıştı. İlk başlarda “heyecan verici bir şey yok” diye düşündüm ama zamanla mekanikler oldukça doyurucu hale geldi ve yanıldığımı anladım. Red, yakın dövüş yeteneğine ve tüfek kullanımına sahipken, Antea’nın ruhsal yumruk gücü ve alan hasarı verebilen yetenekleri bulunuyor. Dövüş sırasında (ya da haritada gezerken) tek bir tuşla Antea’ya geçiş yapabiliyoruz, fakat bu sürenin sınırlı olduğunu unutmayalım çünkü Antea çok daha güçlü. Bu süreyi, ekipmanlarla artırabiliyoruz. Dört ayrı dala yayılan yetenek ağacı ve farklı özelliklere sahip ekipmanlar sayesinde istenen oyun tarzını oluşturmak mümkün. Antea’nın saldırılarını daha sık kullanıyorsanız onu güçlendirmek ya da tüfek hasarına yönelmek gibi seçenekler var. Ayrıca Red ve Antea’nın kullanabileceği kombolar da mevcut. Doğru zamanlamayı tutturduysanız, Parry ile başarılı bir savunma yapabilirsiniz. Vurulan “şey” bir hayalet olsa da, dövüşlerin tatmini oldukça yüksek; Antea’nın yumrukları hissediliyor. Red’in tüfeğini kullanmayı çok sevdim, özellikle hayaletlerin zayıf noktalarına ciddi hasarlar verebiliyorsunuz.

Ekipmanlar, haritada gizlenmiş sandıklardan ya da bulmacaları çözerek ulaşacağınız “mini bir roguelike” alanlarından çıkıyor. Her ekipmanı beş seviyeye kadar yükseltebiliyoruz; topladığımız bitkiler, madenler ve hayaletlerden düşen eşyalarla bu yükseltmeleri yapabiliyoruz. Toplama işlemi kolay; etrafta gezerken bir tuşla yapılıyor ama boss’umsu hayaletlerden bazı malzemeleri kapmak gerekiyor. Void alanları tekrar edilebilir aktiviteler olduğundan, bu alanı temizlemeden ölmeniz durumunda baştan başlamanız gerekiyor; düşmanların da sağlıkları hızlıca doluyor. Ancak en iyi ekipmanları, bu dövüşlerin ardından edinebilirsiniz. Aksiyon konusunda tek sıkıntım, düşman çeşitliliğinin az olmasıydı. Bir noktadan sonra aynı tür düşmanları yenmekten sıkıldım ama hayalet kıtlığı da anlaşılabilir bir durum.

Ölüm Bizi Ayırana Dek Oyunun ana teması ölümün iki sevgiliyi ayırması olduğundan, bunun duygusal yönünün nasıl yansıtıldığına dikkat etmek önemli. Red ve Antea oyun boyunca açıkça duygu ve düşüncelerini paylaşıyor; birbirlerine takılıp eğlenceli espriler yapıyor, bazen atışıyor, bazen de geçmişteki hikayeleri paylaşıyorlar. İlişkilerinin tatlı olduğunu düşündüm ama Antea’nın karakteri gereği biraz sert ve soğuk geldiği söyleyebilirim. Belki de ruhu dolayısıyla öyle, kim bilir? Red daha duygusal ve affediciydi; onun karakteri gözümde daha çok büyüdü. Özellikle Red’in İskoç aksanı da bu durumu güçlendirdi. Karakterlerin neredeyse tamamı İngiliz olduğu için, aksanları hoşuna gidecek olanlar için seslendirmeler de oldukça başarılı.

Oyunun başında Antea’ya bir söz veriyorsunuz; sonunda onu geri hayata döndüreceğinize ya da ölümünü kabullenip ruhunu serbest bırakacağınıza dair. Bu kararı oyunun ortalarında değiştirme şansınız mevcut ama ben başlangıçta verdiğim sözü tutmayı seçtim ve final oldukça duygusal bir yolculuk oldu. Diğer sonunu merak ediyorum ama oyunu yaklaşık 55 saat içinde bitirdiğim için ikinci kez oynamak vaktim olmayacak, bu nedenle diğer sonu görme şansım Youtube’a bağlı kalacak. Farklı kararlar alarak oyun içinde başka sonları görmek mümkün; bu açıdan Banishers’ı ikinci kez oynamak oldukça mantıklı. Ana hikâyeyi geçmek için yan görevleri yapmadığınızda, ortalama 25-30 saat içinde tamamlayabilirsiniz ama mutlaka tüm vakaları denemenizi öneririm.

Banishers: Ghosts of New Eden, kalite açısından beklentimin çok üstünde bir yapıt. Don’t Nod, ön yargıyla yaklaştığım aksiyon kısmında da başarılı olmuş ve çok iyi yaptığı şeyleri yine iyi bir şekilde sunmuş; ortaya 2024’ün akılda kalacak oyunlarından biri çıkmış. Belki bu oyunun devamı da gelir, umarım gelir.

İlgili Gönderiler

Exit mobile version