FPS pazarında yer almak her zaman zor bir mücadele olarak karşımıza çıkıyor. Oyun dünyasında kendinizi kanıtlamanın en çetin yollarından biri bu alanda ayakta kalabilmek. Seçeneklerin bu kadar fazla olduğu bir ortamda, en küçük bir hata bile sizi geri plana itebilir. Son zamanlarda Medal of Honor serisinden pek bir haber almak mümkün değil. VR oyunu dışında, serinin bir daha geri dönüş yapması oldukça düşük ihtimal. Battlefield 2042’nin ardından EA’nin, seriyi yeniden canlandırmak için büyük çaba göstermesi gerekiyordu. İlk tanıtımıyla birlikte oyuncular arasında büyük bir heyecan yaratan Battlefield 6, bu amaca ulaşmak için tasarlandı.
Dagger 13 Emrinizdedir Komutanım! Battlefield oyunlarının genelde hikaye modları ile öne çıkmadığını biliyoruz; ama bazen etkileyici deneyimlere de ev sahipliği yapabiliyorlar. Battlefield V’in kısa ve hızlı unutulan senaryosu ve Battlefield 2042’nin neredeyse hiç olmayan modları sonrası, en azından “iş görür” bir hikaye bekliyordum. Fakat maalesef sonuçlar pek de iç açıcı değil. Yıl 2027 ve bir zamanlar gözde olan NATO ittifakı artık işlevselliğini yitirmiş durumda. Dünyadaki ekonomik sıkıntılar, vekalet savaşları ve siyasi çatışmalar, bazı ülkeleri jeopolitik çalkantılar içinde savunmasız bırakıyor. Bu durum, özellikle Avrupa ülkeleri arasında NATO’dan çekilmelere yol açıyor. Kaos ortamında ise dev bir özel askeri şirket olan Pax Armata ön plana çıkıyor. NATO’nun çöküşüyle oluşan boşluğu doldurmak adına, çeşitli ülkelerden destek alarak güçleniyorlar.
Pax Armata’yı durdurmak için kendimizi bir savaşın göbeğinde buluyoruz. Amerikan Deniz Piyadelerinden oluşan Dagger 13 isimli NATO takımını yönetiyor ve muharebeye katkı sağlıyoruz. Oyundaki dört ana sınıfın her birinden karakterler içeren bu ekip, birbirine derin bir bağlılık içerisinde ama bu bağlılığın senaryo moduna ne kadar emek verdiği üzerine eleştirilerim var. Çünkü hikaye çoğu kez dağınık bir anlatıma sahip, bu da düşündüğünüzde tam bir bütünlük sunmaktan uzak.
Emaneti kapat, tetiğe bas… Silah aksiyonunu merkezine alan bir oyunda en dikkat edilmesi gereken unsur, kesinlikle silahların sağladığı heyecan ve zevktir. Battlefield 6 bu konuda ciddi bir çaba harcamış. Tetiğe her basışınızda, silahın tepkime süreci ve rakibi vurduğunuz an gelen geri bildirim, oyuncuya harika bir deneyim sunuyor. Silahı kullanırken bu hissiyatı derinlemesine yaşıyorsunuz. Ancak silah kullanımının bir anlamı yok; yan detaylar da oldukça önemli. Oyunun temposunu belirleyen hareket sistemi, bu sebeple çok kritik. Geçen yıl çıkan Call of Duty: Black Ops 6 ile birlikte rakip seri, serbest yönlü hareket sistemine geçiş yapmıştı. Battlefield 6’nın böyle devrimsel bir yenilik açısından adım atmaması bence oldukça olumlu. Ancak bu durum, bazı oyunculardan “Bu oyun Call of Duty olmuş” gibi yorumlar almasına neden olacak. çünkü genel hızın, önceki oyunlara göre biraz arttığı gözlemleniyor. Özellikle bıçak ya da defibrilatör gibi küçük ekipmanlar kullanıldığında, hızlı bir tempoda ilerlemek mümkün.
Ayrıca, eklenen yeni mekanikler de oyuna farklı bir dinamizm katıyor. Siper arkasına girdiğinizde nişan alarak kafanızı çıkarabiliyor ve düşmanları beklenmedik şekilde avlayabiliyorsunuz. Özellikle düşen takım arkadaşınızı siper arkasına sürükleme imkanı, yoğun çatışmalar sırasında büyük avantaj sağlıyor. Serinin kendine has kalan taktiksel yıkım durumu ise yine etkileyici bir şekilde işlenmiş. Üçüncü silahınız gibi değerlendirebileceğiniz yıkım özelliği, stratejik avantaj sağlamada oldukça faydalı.
NEW YORK MEYDAN MUHAREBESİ Battlefield 6, etkin bir harita ve oyun modları rotasyonuyla karşımıza çıkıyor. Oyunun kalitesini belirleyen noktalar, aslında bu unsurların bir araya gelerek sunduğu toplam deneyim. Çok oyunculu bir deneyimin gerekliliklerinden biri olan harita rotasyonları, oyunun genel keyfini etkiliyor. Ancak inceleme sürecinde çok oyunculu modlara tam erişim sağlayamadık. Bu da kısıtlı oyun deneyiminin oluşmasına neden oldu; çünkü bazı harita ve modlara ulaşamadık.
Çatışma anlarında yaşadığım deneyimlerden çok keyif aldım; her anım akıcı geçti ve sıkılmadım. Battlefield 6, önceki oyunlardan tanıdığımız modlarla, özellikle Takımlı Ölüm Maçı ile beni tekrar kendine bağladı. Diğer modlar da bu açıdan oldukça zengin. Ancak, kritik bir nokta var; haritalar, önceki oyunlar kadar büyük hissettirmiyor. Haritanın bir ucundan diğerine iki dakikada ulaşabiliyorken, o “KOCAMAN BİR SAVAŞ ALANI” hissiyatı tam anlamıyla oluşmuyor. Bu durum moral bozacak kadar önemli değil çünkü yoğun çatışmalara girmek, daha dinamik anlar yaşamak için avantaj sağlıyor.
Köklere Geri Dönen Sınıflar! Battlefield 2042’nin sıkıcılığı ve sorunları herkesin malumu. Geliştiriciler de oyundaki hatalarını kabul etmiş olacak ki, Battlefield 6 ile birlikte yeni sınıf sistemine geri dönmüşler. Assault, Engineer, Recon ve Support sınıflarında yapılan değişikliklerle, her birinin savaşta farklı bir role sahip olduğu hissediliyor. Özelleştirme kısmında ise belirli pasif yeteneklerin her sınıfa yönelik “Training Path” seçeneklerine atanmış olması oldukça dikkat çekici. Bu sayede her oyuncu, farklı oyun tarzına göre kendisine özel bir deneyim oluşturma fırsatına sahip.
Özelleştirmenin en etkileyici yanı ise silahların özelleştirilmesinde. Battlefield 6, eklentilerin sadece silaha dayalı olarak açılması konusunda doğru bir karar almış. Böylece, başka silahlarla uğraşmadan istediğiniz parçayı kullanmanız mümkün. Kozmetik tarafında ise silahlarınıza takmak istediğiniz kamuflajları açmak için o silahın seviyesini yükseltmeniz gerekiyor.
Şuraya bir Portal mı açsak? Battlefield 6’nın geliştiricileri, geçmişteki deneyimlerin yanı sıra başarılı oyunların trendlerinden de faydalanmış. Portal adını verdikleri harita yapma modu, oyuna dikkat çekici bir özgürlük sunuyor. Geliştirilen Godot motoru ile temellendirilmiş olan bu mod, topluluk tarafından oluşturulacak haritalar için büyük bir potansiyele sahip. Ancak, süreç henüz erken olduğu için başta hiçbir detay bunun kadar etkileyici değil.
Tüm bu detayların yanında, açık beta dönemine dair geri bildirimler oldukça değerlidir. En çok eleştirilen konu Time to Kill (TTK) durumuydu. Beta dönemindekine göre tam sürümde hiç sorun yaşamadım. Mermiler doğru hedefe ulaşıyor ve rakipler gerekli sürede yok oluyor. Haritaların ölçek sorunları ve pompalı silahın gücü de iyileştirilmiş durumda. Bu da oyunun genel dengisini olumlu yönde etkilemiştir.
Harika optimizasyon ve atmosfer… Battlefield 6’nın beni en çok etkileyen yönü, ray tracing teknolojisinin olmaması. Aksine, bu durum oyunun optimizasyonunu mükemmel hale getirdi. Özgün atmosferiyle karşımıza çıkan bu oyun, görsellerinden hiç eksik kalmıyor.
Sonuç olarak, EA’nin oyuncuların geri bildirimlerine kulak vererek geliştirdiği Battlefield 6, yalnızca kısa bir hikaye modu sunmasına rağmen, yüzlerce saatlik bir oyun deneyimi vadediyor. Battlefield 2042 travmasından sonra bu oyuna kesinlikle bir şans vermelisiniz; çünkü sadece yılın değil, önümüzdeki yılların da en etkileyici FPS oyunlarından biri olmaya aday.