Bear Parker’dan Death Stranding: PS1 Dönemine Yolculuk

Bear Parker, Death Stranding’i PS1 dönemine taşıyor! Kontrolü elden kaçırmadan, nostalji ve kahkaha dolu bir yolculuğa hazır olun!

admin

Bear Parker’dan Death Stranding: PS1 Dönemine Yolculuk!

Ah, Bear Parker! Kendisini Metal Gear Solid ile tanıdık, ama şimdi de Death Stranding için kolları sıvamış. Bu adamın aklında ne var, bilemiyoruz ama kesinlikle yaratıcı bir deha! Hayal edin, Death Stranding, PlayStation 1 döneminde çıkmış olsaydı, nasıl bir hal alırdı? Tam bir nostalji bombası!

Bear, bu projede hem görsel hem de oynanış açısından PS1 dönemine uygun bir atmosfer yaratmayı başarmış. Bir düşünün, o devasa grafikler yerine, piksellerle dolu bir dünya! Hani “Neden bu kadar kare?” diye sormadan edemeyeceğiniz bir grafik tasarım var. O eski günlerin ruhunu yakalamak için elinden geleni ardına koymamış. Oynamak için sabırsızlanıyoruz ama ekranın piksel kalabalığına bakmak zorunda kalacağız. Hadi ama, nostaljiye saygı duruşu yapalım!

Bear, geçmişe dönme çabasında sadece görsellerle kalmamış, aynı zamanda oyunun oynanışını da o döneme uygun hale getirmiş. Yani, o devasa “yolculuk” kısmını düşünün; şimdi onu pikselleştirilmiş bir karakterle yapıyorsunuz! Merdivenlere tırmanırken “Aman Tanrım, bu adam neden bu kadar yavaş?” diye düşünebilirsiniz. Gerçekten de, eski oyunların zorluğuna geri dönüş yapmış gibi görünüyor. Ama merak etmeyin, Bear’ın emekleri boşa gitmemiş, her detayda onu hissedebiliyorsunuz!

Ve tabii ki, Bear’ın çalışmasında BT’ler de yer alıyor. Hani şu korkutucu yaratıklar var ya, onları düşünün. PS1 döneminde, muhtemelen elden geçirilmiş bir versiyonlarıyla karşımıza çıkacaklar. Parlak gözleriyle sizi izlerken, “Beni görme, ben de seni görmüyorum” diyebilirsiniz. Kim bilir, belki de bu sefer onların da piksel piksel korkutucu bir versiyonu olacak!

  • Death Stranding’in Son Fragmanında Dikkat Çeken 5 Detay

Özetle, Bear Parker yine harika bir iş çıkarmış. O eski oyun günlerinin ruhunu yakalamak için çabalarken, sadece nostaljik değil, aynı zamanda komik bir deneyim de sunuyor. Sizce de bu çalışma başarılı olmamış mı? Sonuçta, piksel piksel bir dünyada “ölüm” ile “hayat” arasında gidip gelmek, hem eğlenceli hem de bir o kadar gülünç değil mi? Haydi, Bear’a bir alkış!

İlgili Gönderiler

Exit mobile version