Blue Prince: Evde Gezinmenin Sırları ve Karmaşık Bulmacalar

Her sabah uyandığında aynı ama farklı koridorlarda dolaşan bir çocuk, karmaşık aile ilişkileri, siyasi çalkantılarla dolu bir ülke ve bolca sırla karşılaşır. Blue Prince’e başladığımda, son zamanlarda oynadığım en iyi bulmaca oyunlarından biri olacağını düşünmemiştim. Aslında o kadar az bilgiye sahiptim ki, dergi toplantısında birisi “Aaa çok iyi bir bulmaca oyunuymuş!” dediğinde hemen ilgimi çekti. Çünkü bulmaca severim; başka birisi “Bu arada, roguelike elementleri de varmış…” demesiyle birlikte sadece bir “HÖ?” dedim. Gerçekten roguelike türlerinde pek iyi değilim; kaybetmek zorunda olduğum eşyalarla başa çıkmak bana zor geliyor, sürekli aynı yerlerde dolaşmaktan sıkılıyorum ve… Yalan söylemeyeceğim, bu tür bir rahatsızlığı Blue Prince’te de yaşadım. Ancak, bu durum onun son zamanlarda oynadığım en iyi bulmaca oyunu olmasına engel olmadı.

Blue Prince’in mekanikleri oldukça basit. Büyükbabanızdan miras kalan evinize geldiğinizde, 45 odalı bir malikanenin 46. odasına ulaşmanız gerektiğini öğreniyorsunuz. Fakat her adım attığınızda evin içindeki odalar yer değiştiriyor ve adım-sayarınızdan bir adım eksiliyor! Ve ne ilginçtir ki, bu yeni yerleşimi siz belirliyorsunuz… M.C. Escher’in eserlerine benzer şekilde, bir gün orası mutfak, diğer gün teras, başka bir kapı ise akvaryum oluyor! Blue Prince’de her gece evin planı sıfırlanıyor. Her sabah evin girişinde bulunan üç kapıdan birini açtığınızda, size üç oda alternatifi sunuluyor ve birini seçtiğinizde karşılaştığınız yeni kapının arkasında yine üç seçenekle karşılaşıyorsunuz. Yatak odasını mutfağa katmayı düşünelim… Mutfak çıkmazsa aç kalırız! Mekanik basit olsa da içinden çıkabilmek hiç de kolay değil. Bazen sola dönmeyi umarken, her kapı sağa açılıyor. Üç seçenekten sadece birinde kapı vardır ve o da önünde bir duvar olduğu için geçilemez. Tam olarak ilerlediğinizi düşündüğünüz anda, 45 kareyi yarılayamadan ev tıkanıyor ve “Ben bu evin müteahhitine, mimarına, sıvacısına…” derken kendinizi yatağınızda buluyorsunuz. Sabah, yeniden başlanıyor!

Elbette, bir bulmaca oyununu yalnızca rastgele ilerlemekle çözmek pek mümkün değil. İşte bu noktada evin karmaşıkları başlıyor. Blue Prince’te birçok bulmaca, alışık olduğumuz dört işlem ya da mantık çıkarımına dayanan türlerden oluşuyor. Bazı ilişkileri kurmak kolay. Örneğin, mor odalar genellikle adım-sayarımıza adım eklerken, turuncu odalar basit bir koridordan büyük bir kapı seline uzanabiliyor; sarı odalarda topladığımız paralarla satın alma işlemleri gerçekleştirebiliriz. Kırmızı odaların ise, adım kaybettiren olumsuz etkileri var.

• Blue Prince’te Bilardo Odası Bulmacası Nasıl Çözülür?

Bazı bulmacaları çözebilmek için evde birden fazla oda bulunması gerekiyor (örneğin havuz ve pompa dairesi ya da laboratuvar ve kazan dairesi gibi). Kimilerini çözmek için bir büyüteç ya da özel bir anahtar gibi eşyalar gerekebiliyor. Bulmacaları çözdükçe, bazen anahtar ve mücevher gibi tek kullanımlık ödüller kazanıyoruz, bazen ise adım-sayarınıza kalıcı olarak adım eklemek için bazı özellikler ediniyoruz. Bu da evin içinde dolaşmayı ve gerekirse geri gelmeyi daha kolay hale getiriyor. Evin içinde gezinirken, bu hikâyenin sadece 46. odayı bulmakla bitmeyeceğini fark ediyorsunuz.

Bir ev var evden içeri, yolum vardır evden dışarı… Türkçe’ye Yapraklar Evi olarak kazandırılan House of Leaves’deki eve yaklaşmak için sanırım en fazla bu kadar yakınlaşabiliriz, bu yüzden Blue Prince’i ayrıca sevdim. Başta, meraklı bir çocuğa verilen absürt bir görev gibi gözüken Blue Prince’i oynarken, sadece malikanenin gizemleri değil, bu ailenin karmaşık bağları ve olayların gerçekleştiği ülkenin siyasi çekişmeleri de gün yüzüne çıkıyor. Tüm bu karmaşanın içinde bağlantıları kurmaya çalışırken, bazı ipuçlarının ve belgelerin çelişkili olduğunu, bazı olayların da geçmişte veya günümüzde sunulduğu gibi olmayabileceğini keşfediyoruz.

Bu nedenle, oyunun sunduğu “asıl” amaca ulaşamasanız bile, nadiren bir günü boşa geçirmiş oluyorsunuz. Devamlı değişen ev ve arazisi, çok sayıda gizemi ortaya çıkarmaya hazır. Tüm bu sırların açığa çıkarılması, 46. odaya ulaşmaktan çok daha uzun bir süreci gerektiriyor ki, ben henüz hepsini çözemediğim için bu konuda açıkçası kararsızım. İnadım yüzünden ipuçlarına bakmadım. Şu ana kadar arka odaya ulaşmanın iki yolunu buldum, bunlardan biriyle ancak başarılı olabildim.

Bazen gerçekten rastgeleliğin ağırlığını üzerimde hissettim. Tam elimde doğru malzemeler olduğunda, kapılar ters geldi, en heyecanlı yerde adımlarım tükendi, bazı bağlantıları geç kurdum ve bazılarını hâlâ çözemediğim için sinirleniyorum. En can sıkıcısı, bazı çözümleri kafamda tasarlamış olmamdı; buna eminim ama ne kadar güncellemeye sahip olursam olayım, yine de aklımdaki çözümü denemek için odaları ve malzemeleri bir araya getiremiyorum! Bu noktada, Blue Prince’in RNG’sinde bir dengesizlik mi var yoksa benim beceriksizliğim mi, yoksa roguelike’lardan dolayı acele ettiğim mi, net bir karar veremedim.

Spoiler vermeden söyleyebileceğim tek şey, eğer Blue Prince’in ne olduğunu anlamak için video izlemeye düşünüyorsanız, asla bakmayın. Walkthrough? Bakmayın. Hiçbir şeye bakmayın! Bu inceleme bile fazla; bırakın okumayı… Bir kalem kâğıt alıp, Blue Prince’e gözlerinizi kapatarak dalın! YAHU OKUMA BIRAK DİYORUM! HADİSENE!!!