Borderlands 3: Yeni Gezegenler ve Patlayıcı Aksiyon
Sınırların ötesinde, yeni gezegenler ve patlayıcı aksiyon sizi bekliyor! Tabancanızı kapın, komik anlara hazır olun!
2 gün önce

Borderlands 3: Geri Dönüşün Tadı ve Kalabalık Patlamalar
Gün, yıllar yılı Pandora’nın salaş atmosferinde aynı haydutların ağız kokusunu çekmenin, aynı cüceleri tekmelemenin, aynı Skag’lere bomba yedirmenin, aynı ufukta aynı patlamaları seyretmenin tedavülden kalktığı gün. İşte o gün geldi çattı! Şimdi gözlerimizi yeni ufuklara çevirmenin, yeni gezegenleri talan etmenin, yeni manyaklarla tanışıp kaynaşmanın ve akabinde kapışmanın günü. İlk Borderlands’in çıkışından bu yana geçen 10 yıla yakın süre içerisinde Pandora’nın tüm hayvanlarını, insanlarını, iklimlerini, mimarilerini, kültürlerini deştik. Artık Borderlands 3’ün şen tahtası eksik göçebeleri olmaya hazırlanıyoruz. Bakalım yol haritamızda yeni neler var?
Mayıs başında düzenlenen etkinlikle Borderlands 3’ün oynanışına hep beraber ilk defa göz atma şansı yakaladık. Bu etkinlik sırasında yapımcılar oyunla ilgili pek çok detay vererek aklımızdaki soruların büyük bir kısmını sildi. Bize tüm bu bilgileri derleyip toparlayarak detaylı bir ilk bakış hazırlamak düştü elbette. Peşin peşin söylemek gerek ki; Borderlands 3’ün ufkunda bolca havai fişek var gibi görünüyor. Tabi, bu havai fişeklerin patlarken çıkardığı ses, eski haydutların ağız kokusunu unutturacak mı bilinmez!
Taramayı Herkes Yapar
Borderlands, absürt mizahıyla harmanlayıp saatler boyu bolca kahkaha vaat eden bir marka. Ancak bir “looter shooter” olduğunu göz önünde bulundurunca, en başta konuşmak gereken kısım özeliyle geneliyle mekanikler olacaktır elbette. Kısaca tarıyoruz ama ne kadar iyi tarıyoruz? Oyunun çatışmaları, temelinde yatan fikir bozulmadan, birkaç ufak değişiklik ve modernizasyonla çok daha keyiflenmiş gibi gözüküyor. Borderlands 2’nin üzerinden geçen 7 sene içerisinde pek çok FPS’de gördüğümüz, bir yerde standartlaşan yerden kayma ve zıplayıp yakınımızdaki yükseltilere tutunma özellikleri Borderlands 3’te de yer alıyor. Yani, artık düşmanları tararken aynı zamanda akrobatik hareketler yaparak “Bana bak! Ben bir FPS kahramanıyım!” diye bağırabileceğiz.
- Yetenekli Düşman Avcıları! Artık dövüş içindeki hareket kabiliyetimiz ve mesafe kapatma seçeneklerimiz ciddi oranda artmış durumda. Yani el becerisi kendini daha çok gösterecek. Tüm bunların yanında, çevreyle etkileşim opsiyonumuz da daha fazla. Siperleri yok edebiliyoruz. Etraftaki elemental hasar varillerini yakın dövüş saldırılarımızla istediğimiz yöne itip ateş ederek patlatabiliyoruz. Bir nevi “Patlayıcı Sanatçı” oluyoruz!
- Patlatmak İse Torgue’a Mahsustur! Elemental hasar demişken, etkisi altına aldığı düşmanlara daha fazla hasar vermemizi sağlayan Slag elementi artık yok. Bunun yerine, sürekli DOT hasarı vuran ve yakındaki herkese bulaşabilen radyasyon hasarı eklenmiş. Radyasyon etkisi altındaki düşmanlar öldüklerinde patlayarak hem çevreye hasar veriyor hem de halihazırda radyasyon bulaşmamış düşmanlara da bu etkiyi bulaştırabiliyor. “Hadi bakalım, patla da görelim!” dedirten bir özellik. İşte bu yüzden Borderlands 3’te düşmanlar, “Patlayıcı Dostluk” ilişkisini keşfediyorlar.
Kapitalizm Büyük Harflerle Yazılır
Oyundaki beceri sistemi bu kadar genişlemişken, Borderlands’in alametifarikası olan uçuk kaçık silah ve ekipmanlar da çeşitlenmede eksik kalmamalı elbette. Önceki oyunlardaki markalarımız bu oyunda da yerli yerinde: Tediore, Dahl, Maliwan, Jakobs, Pangolin, Torgue, Hyperion, Vladof. Artık Tediore silahları, el bombası niyetine atıldığında etrafına enerjiden oluşma bir küre oluşturarak “ay, uy” sesleri eşliğinde savaş alanında hoplayıp zıplayabiliyor. Bunu görünce “Yeter artık, ben de bir Tediore silahı olmak istiyorum!” diye düşündüm.
Var oğlu var kısacası arkadaşlar, bu oyunun çeşitliliğinde kaybolacağız, bana bir şeyler oluyor… (Ufak bir dipnot: Söylenene göre bu oyunda, diğer tüm silahlar bir tarafa, Legendary silahlar diğer tarafa olacak. Önceki oyunlara kıyasla daha ilginç silaha özel mekanikler barındıracakları söyleniyor bu sefer.)
İnsan Toplayıcı Bir Varlıktır
Oyun savaş sırasında yerde bıraktığımız tüm eşyaları bizim için alıp saklayacak. “Hangisini alayım, hangisini yerde bırakayım?” diye diye Acun Ilıcalı’nın gergin karar anlarından yaşamayacağız artık. Arkadaşlarla oynamak demişken, işin o kısmında da epey güzel yenilikler var. Öncelikle artık herkesin ekipman yağması kendine. Bunun yanında seviye ölçekleme sistemi sayesinde fazla oynayan insanların az oynayan insanlarla seviye farkından dolayı keyif alarak oynayamaması durumu da ortadan kalkıyor. Düşük seviyeli bir arkadaşınızın oyununa girdiğinizde oyun size düşen ekipmanların seviyelerini sizinkine ayarlıyor, verdiğiniz hasarıysa düşürüp arkadaşınızla aynı düzeye getiriyor. Bir nevi “eşitlik” ilkesinin oyun dünyasındaki yansıması!
Birinci Vazifemiz Yeni Patlamalara Yelken Açmaktır
Borderlands 3, daha bile büyük çünkü artık, seride ilk defa, Pandora dışında gezegenlere de gidiyoruz! İkinci oyunun sonundaki haritanın ipucunu verdiği şekilde evrene açılıyor, diğer gezegenlerdeki Vault’ları bulmaya gidiyoruz! Çünkü Children of the Vault tarikatının lideri ve aynı zamanda bir Siren olan ana kötümüz Tyreen Calypso’yla yarış halindeyiz. Kendisi canlıların yaşam enerjilerini çekebilmek kabiliyetine sahip olduğundan, bu özelliğini Vault’ları koruyan devasa yaratıklar üzerinde kullanmak istiyor. Yani, “Hayat enerjimi çekme!” diyerek ona meydan okuyacağız.
Düşününce Borderlands 2’nin ilk hali mekân çeşitliliği konusunda tatmin edici değildi, ancak şimdi yeni gezegenler ve yeni düşmanlarla dolu bir macera bizi bekliyor. Tüm bu yenilikler, oyuncuların yüzünü güldüren, hem de bol bol güldüren bir oyun deneyimi sunuyor. Şu raddede oyunla ilgili halen cevaplanmamış olan soru işaretleri senaryoyla alakalı. Önceki Borderlands’ler kendini ciddiye almayan ve her daim oyuncusunu trollerken kahkahaya boğmayı başaran bir yazıma sahipti. Aynı kalitenin yakalanıp yakalanamayacağı meçhul. Ancak en azından nostaljimizi güzel yaşayacağımız kesin, çünkü gördüğümüz karakterler epey umut vaat edici.
Değişenlerden tek bildiğimiz Tales from the Borderlands’de Rhys rolünde gördüğümüz Troy Baker, Rhys bu oyunda FFXV’in Noctis’i Ray Chase tarafından seslendiriliyor ama o kadar da olsun artık. Gördüğüm kadarıyla Borderlands 3 piyasadaki diğer tüm looter shooter oyunlarının tozunu attırmaya geliyor. Eğer her şey yolunda gider de Borderlands 3 gerçekten beklediğimiz patlamalı çatlamalı büyük buluşma olursa, yılın oyununa adaylığını kafadan koyacaktır. Şimdi, bu patlamalar için hazırlanın ve en yakın arkadaşlarınızı yanınıza alın; çünkü bu macera tam anlamıyla başlıyor!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?