Türk oyun sektörü, adeta bir maraton koşucusu hızında, sürekli yeni türlere ve alanlara koşuyor. Bazen bu koşunun sonunda madalya alıp şampiyon olabiliyor, bazen de düştüğü yerde başıyle birlikte yüzünü yerden kaldırmaya çalışıyor. O kadar çok oyun çıkıyor ki, kimisi günün sonunda internetin en derin köşelerinde kayboluyor, kimisi ise yüzlerce stream izleyicisiyle adını duyuruyor. Ancak sonucuna yaklaşmadan önce, her birinin aslında sektörün bir parçası olarak ilerlemesine katkıda bulunduğunu unutmamak gerekiyor. Her ne kadar yolları bazen çamurla kaplansa da, bazen de zeytin ağaçları gibi serin gölgelerde huzur bulabiliyoruz.

Bu konuda sizlere biraz Contain oyunundan bahsetmek istiyorum. Türk yapımı olan bu oyun, biraz cesaret gerektiren bir karar olarak, daha sıkıcı platform oyunları ve rol yapma oyunlarının gölgesinden kurtulmayı hedefliyor. Her FPS meraklısının klasik “Ben yaratıcı değilim, öyle yenilikçi bu oyun iyi kötü” cümlelerine bir yanıt veriyor. Gelişmiş bir oyun deneyimi sunmak adına “Hadi bakalım, bu sefer iş ciddi!” diyor. İlk etapta sizi koşturacak, zeka akrobatiklerine sokacak, ardından bütün işlerinizi sanki bir kahraman gibi çözmenizi sağlayacak bir yolculuğa davet ediyor.

Contain, klasik co-op “yine aynı haritalardayız” algısını kırmak için inovatif bir deneyim sunuyor. Eğer herkes “benim arkadaşlarım yok” diye mızmızlanıyorsa, o zaman siz de yalnız oynama seçeneğiyle hikayeler içinde kaybolup gidebilirsiniz. Bu, yalnızlık çeken ruhlar için ne kadar güzel bir fırsat değil mi? Birbirinden farklı anomalilerle dolu bir dünyaya adım atarken, “Ben hazırım!” dediğinizde başlamak için sabırsızlanıyor olacaksınız. Ayrıca, ben işin tekil oyuncu yönünü deneyimleyip; arkadaşlarımın hiç gelmediği bu macerayı sevdim, sırf onların gelmesini beklemeden hemen başlayabildiğim için.

Contain, ismiyle hem korkutuyor hem de meraklandırıyor. “Hadi bakalım, Anomaliler bizdeyiz!” dediği an, gözlerinizdeki heyecanı hemen takvimlere kaydedin. Çünkü çoğu zaman sıkıntılı anlarla karşılaşmak istemedikçe, bu türde yeni bir adım atmak oldukça cesurca bir hamle. Oyun, Control gibi bazı derinliklere inen gerilim unsurları içeren bir atmosfer sunuyor. Hani bir yere kadar korkuyorsunuz ama yüzlerinizde gülümseme var, işte tam o anlar sunan bir yapım diyebilirim.

Geliştirici ekip, oyundaki her bir detaya çocuk gibi özen gösterdiği için, silah seçiminizden animasyonlarına kadar bir FPS oyununda aradığımız tüm detayların üzerine gitmiş durumda. Oyun, havalı bir tat yaratıyor; elbette bazen duvarlardan nişan almakta sıkıntı yaşatıyor ama işte bu meraklı kitle için oldukça keyif verici bir unsur. Göz alıcı silah özelleştirmeleri, görev çeşitliliği ve oyun içindeki bölümlerin görsel yapısı, Türkiye’de yapılmış bir FPS oyunu için oldukça cesur ve yenilikçi bir isim yaratmış.

Ayrıca, görevler söz konusu olduğunda, olmanız gereken yere adeta karakterinizle rüzgar gibi giriyorsunuz. Detaylar var; zorluk dengesi oldukça hoş ayarlanmış. Bazen FPS oyunlarında karşımıza çıkan sıkıntılı rakiplerin yapay zekası, aslında kısıtlı çerçeveyle sizi bazen bıraksa da bu durum çok fazla problem yaratmadan geçiştirilmiş. Ancak burada en büyük eksiklik yapay zekanın tam anlamıyla gelişmemiş olması. Aniden göz önünde beliren düşmanlar karşısında tireme eylemleri bazen zayıf kalabiliyor. Bunun yanı sıra, küçük yerlerde bariz netlik sorunlarıyla karşılaşabilirsiniz. Ama kim bilir? Geliştiriciler, kullanıcı geri bildirimlerini ciddiye alarak çalışmaya devam ediyorlar; bu, gelecekte daha fazla güzel gelişmenin olabileceği anlamına geliyor.

Oyun içinde seçtiğiniz silahı ustalıkla kontrol etmek, bazen gecikmeli tepkiler sebebiyle can sıkıcı olabiliyor. Düşmanın pusu planlayarak sağını solunu kontrol etmesi gerekirken, bazen siz de “Neredeyim?” diye sorgulamak zorunda kalıyorsunuz. Kalabalıkta kaybolmuş bir çiçek gibi, dolu dolu ilerlemeye çalışan oyun, azalmış can durumunuzda da “Sarhoş olma” efektleriyle sizi iyice zor duruma düşürüyor. Durum kötüleşince benden “Vahşi bir hayvan avcısı gibi davranmak” yerine, “Kendimi biraz koruyayım” mantığına geçiş yapmanızı tavsiye ederim.

Bu arada, oyunun kendisini dışarıya yansıtan grafiksel ve ses tasarımı konusunda bazı ufak sıkıntılar olduğu doğrudur. Gelecek güncellemelerde bunların da üstesinden gelinme ihtimali yüksek. En azından, hata yapmadığınızda hızla düzeltilmekte olan ve sonrasında yeni mekânlarda yeniden mücadele edeceğiniz bir oyun mevcut.

Ayrıca ARTILAR:

• Görev anlatımları ve yapılması gerekenlerin anlaşılabilirliği oldukça iyi.
• Zorluk dereceleri, gerçekten tatlı bir dengede kalmış.
• Silah çeşitliliği büyük bir başarı
• Bölüm tasarımları oldukça dikkat çekici.
• Geliştirici ekip oldukça aktif, sürekli geri bildirim alıp oyunu güncelliyorlar.

Fakat dikkat, EKSİLER:

• Yapay zekâ hala bazı konularda gelişmesi gerekiyor.
• Bazı tuşlar ve eylemler yavaş ya da gecikmeli tepki verebiliyor.
• Düşmanlar bazen, mekânın klasiği hâline geliyor.
• Ses tasarımında birkaç yerde problemler var.
• Can azaldıkça gelen sallanma efekti baş ağrıtıcı hale gelebiliyor.
• Türkçe dil seçeneği var ama ehr İngilizce kalıyor.

SON KARAR: Erken Erişim Kartı, Contain için bence oldukça yeterli bir durak. Geliştirici ekip, değerli bir oyun yaratmışsa, o halde kendinizi bu kıyasıya mücadeleye kaptırmak için büyük bir şans verin! Kahkahalarla düştüğünüz yerden doğrulmak için ideal bir oyun.