CreatorCrate: İki Boyutlu Platform Oyunları İçin Zorlu Bir Deneyim
CreatorCrate ile iki boyutlu platform oyunlarında zorlu ve heyecan dolu bir deneyime hazır olun. Eğlenceli maceralar sizi bekliyor!
4 saat önce

İki boyutlu platform oyunları, gözükenin aksine oldukça karmaşık bir türdür. Bu tarz oyunların geliştirilmesi ve başarılı bir şekilde pazarlanması düşündüğünüzden çok daha zorlayıcı olabilir. Evet, bu tür oyunların sunduğu kitle oldukça geniş. Eğer doğru bir oyun yapmayı başarabilirseniz, tatmin edici bir gelir elde edebilirsiniz. Ancak günümüzde çıkan her iki boyutlu platform oyunu; Celeste, Dead Cells, Spelunky, Ori ve Shovel Knight gibi başarılı örneklerle yarışmak durumunda. Toplamda bu oyunlarla direkt olarak yarışmasanız bile, mutlaka karşılaştırmalı bir değerlendirme yapılmaktadır. Oyuncuların alıştığı standartlar, öyle bir seviyeye ulaşmış ki gerçekten ayırt edici bir özellik olmadan bu kategoriye girmek oldukça zor. Eğer bir oyun yapacaksanız, kendinize ciddi anlamda güven duymanız gerekiyor. İlk önce kontrollerin kusursuz olması şart; en kötü ihtimalle ilginç bir oyun mekaniği ya da görsel estetik sağlamalısınız. Maalesef CreatorCrate, bu kriterlere yeterince karşılık veremiyor. Doğruyu söylemek gerekirse tam olarak başarıya ulaşacakken ucundan dönüyor. Örnek vermek gerekirse, bir oyunun en önemli unsurlarından biri olan kontrolleri düşünelim. CreatorCrate, hızlı ve kaotik bir oyun olma çabasında; bu nedenle geliştirici kontrolleri de buna göre tasarlamış. Ancak hareket eden karakterimizin momentum hissiyatı yok. Yön tuşuna bastığımız anda yalnızca tepki veriyor. Zıplama durumunda da benzer bir durum söz konusu. Tuzak basılı tutulduğunda karakter yükseliyor; ama tuşu bıraktığınız an, sanki kafası tavana çarpmış gibi dengesiz bir düşüşe geçiyor. Bu durum, teorik olarak kontrol akıcılığını artırıyor gibi görünse de, oyunun dinamiklerinde oldukça yapay duruyor. Hiperaktif kamera da devreye girdiğinde baş dönmesi kaçınılmaz hale gelebilir. Geliştirici, bunun farkında olmalı ki, kamera hareketini azaltma seçeneği eklemiş; fakat bu ayar, gözle görülür bir fark yaratmıyor.
Geri dönüşüm önemli (olabilirdi)
Şimdi kontrollerden uzaklaşalım ve oyunun ana mekaniğine göz atalım. CreatorCrate, Wall-E modelinde bir geri dönüşüm robotu olarak karşımıza çıkıyor. Çevredeki atıkları öğütüp belirli aletleri üretebiliyor. Ancak bu durumda kullanabileceğiniz eşyalar, yalnızca öğüttüğü atıklardan oluşmakta. Anlık olarak yalnızca üç adet öğütülmüş eşya taşıyabilen robot, sadece bunları üretebiliyor. Üretebildiği eşyaların sayısı ise öğüttüğü toplam madde miktarı ile sınırlıdır. Aynı zamanda, depoladığı materyallerle kendini de tamir edebiliyor. İlk başta mühimmat, sağlık ve küçük navigasyon bulmacalarını çözmek için gerekli kaynakların bir arada olması ilginç bir fikir gibi görünse de, herhangi bir silaha ya da eşya olmadan bile engelleri aşmanız mümkün. Alternatif bir yol izlemek, en fazla 5 saniyenizi alıyor. Hızlı hareket ettiğinizde düşmanın yanına çok çabuk ulaşabiliyor ve onu öğütebiliyorsunuz. Bu nedenle çoğu zaman silah kullanmaya bile gerek kalmıyor. Kaynakları genelde sağlık yenilemek için harcıyorsunuz; fakat belirli bir noktadan sonra oyun zorlaşmaya başlıyor ve bir anda ölmeniz kaçınılmaz hale geliyor. Ölüm anında oyun, sizi bir önceki kayıt noktasına döndürüyor ve o noktadan itibaren bölümler rastgele yeniden oluşturuluyor. Ancak bu bölümler zamanla birbirine benzemeye başlıyor ve sıkıcı bir hal alıyor. Neyse ki, takıldığınız bir noktada oyunun kolay modunu açma şansınız oluyor. Kişisel olarak, yarısına geldikten sonra sabredemeyip ölümsüzlük modunu açarak oyunu o şekilde tamamlamak zorunda kaldım.
Sevdiğine emin misin? Bir daha göz at!
Peki, zor ve sıkıcı bölümleri oynamaktan daha kötü ne olabilir? İşte, aynı zor ve sıkıcı bölümleri daha zorlayıcı ve yerçekimsiz bir ortamda ikinci kez oynamak! Evet, oyunun ikinci yarısı trajik bir şekilde böyle. Yüzeylere yapışarak her yerde yürüyebilirsiniz; fakat tuzakların etrafından dolanmak ya da düşmanlardan kaçmak için zıplamanız gerekebiliyor. Bu durumda dört seçeneğiniz bulunmakta: Gözlerinizi kapatıp dua etmek, uçmayı kolaylaştıran bir fanı kullanarak süzülmek, tabancadan ateş ederek yön almak veya elinizdeki eşyayı fırlatarak momentum kazanmak. Son seçenek üzerine biraz daha detay vermek istiyorum çünkü oyundaki en anlam veremediğim mekaniklerden biri. Elimizdeki eşyayı bir düşmanın kafasına atarak silah olarak kullanabilirsiniz. Ya da momentum kazanmak için yerçekimsiz ortamda süzülürken bu eşyayı kullanabilirsiniz. Ancak, bu süreç o kadar kolay değil. Fiziksel olarak kolunuzu sallayıp doğru zamanda bırakmanız gerekiyor. Daha önce bir karakterin kolunu fare ile yönetmeye çalıştıysanız yaşadığım zorlukları tahmin edebilirsiniz. Üstelik kol her zaman farenin yönüne bakıyor, bu nedenle elimizde bir şey varsa farenin pozisyonuna dikkat etmemiz gerekli. Aksi taktirde, elimizdeki eşya duvarlara ya da ayaklarımızın altına takılabilir. Geliştirici, elindeki eşyayı otomatik olarak hedefe doğru fırlatabilseydi, işlevsel bir mekanik olabilirdi. Gerçekten neden böyle bir seçim yapıldığı pek anlaşılır değil.
Oyun içindeki bu eksiklik durumu, görsellerde de gözlemleniyor. Her nesne bireysel olarak kötü görünmese de, hepsi farklı oyunlardan alınmış gibi gözüküyor. Eğer bu yazdıklarım sonucu hâlâ ikna olmadıysanız, oyunun demosunu indirip kendiniz deneyebilirsiniz. Evet, oyunla ilgili belki de iki olumlu yönünden biri, bir demosunun olması. Diğer bir avantajı ise, bol miktarda New Game+ modunun mevcut olması. Eğer bir nedenden ötürü CreatorCrate’i benimsemişseniz, bu modlar sayesinde tekrar tekrar oynamak için birçok sebep bulabilirsiniz.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?