Bu topraklardan çıkan yapımlara “Türk yapımı” adıyla yaklaşımı bir kenara bıraktığımızda, belki de sektörümüzün gelişmeye başlamasını sağlayabiliriz. Şu dönemde, mevcut kaynakları daha verimli kullanarak, yenilikçi ve akılcı yapımlara yönelme isteğimiz oldukça fazlalaştı. Kendi tarzını yaratarak farklılaşmaya çalışan oyunlar ilgimizi çekiyor. Death Relives ile bu bağlamda olumlu bir deneyim yaşadığımı ifade etmeliyim. Oyunun yapım sürecindeki bazı zorluklara rağmen, prodüksiyon kalitesi önyargılarımı arkamda bırakmamı sağladı.
Aztek Efsaneleri, birinci şahıs bakış açısıyla oynanan korku macera oyunu olma özelliği taşıyor. Hikâye, Aztek Tanrısı Xipe Totec’ten kaçışımız etrafında şekilleniyor. Oyunda yönetiminde olduğumuz Adrian isimli karakterle, hemen baştan itibaren bir aksiyon içine dalıyoruz. Annemizle birlikte arabada giderken, yan yolda duran bir cesedi incelemek üzere duruyoruz. Annemiz cesede yaklaşınca aniden ceset hareket ediyor ve onu bayıltıp ormana doğru kaçıyor. Biz de annemizi bulmak için yola koyuluyoruz; bu noktadan sonra bir dizi olay gelişiyor.
Başlangıçta, hikayenin zeminini Aztek Tanrısı Xipe Totec ve İspanyolların Aztekleri istilası oluşturuyor. Aztek Mitolojisine göre Xipe Totec, tarım, ölüm ve yeniden doğuşun tanrısı olarak geçiyor. Oyun, tarihi gerçeklere dayansa da alternatif bir senaryo sunarak, Azteklerin İspanyollardan galip geldiği ve Xipe Totec’in güçlenmesini simgeliyor. Bu durumu, Yeden adlı hayali bir kahramanın hikâyesi etrafında geliştiriyor. Oyunda ilerledikçe geçmişten Yeden’in halkı için yaptığı fedakârlıkları ve tanrılarla olan diyaloglarını görsel olarak deneyimleyebiliyor; bu da oynanışımıza anlam katıyor.
Yaşayan Korku kısmına geçersek, oynanış tarafında her şeyin mükemmel olmadığını söylemeliyim. Kontrolleri öğrendiğiniz ilk 15-20 dakikada, oyun içindeki kimlik karmaşasını hissedebiliyorsunuz. Gerçekten de Death Relives bir korku oyunu; ancak baştaki birkaç korkutucu unsur, ani sesler ve görüntülerle kendini gösterip sonrasında sessiz bir atmosfer sunuyor. Bu durum, ne bekleyeceğinizi kestirmenizi zorlaştırıyor ve korkunun kalitesinden şüphe etmenize neden olabiliyor. Neyse ki, bu durum uzun sürmüyor ve daha atmosferik bir baskı hissi devreye giriyor.
Havayı bir hayli yoğunlaştıran bu atmosferin sebebi, evin içinde sürekli dolaşan Aztek Tanrısı Xipe Totec. Annemizi ararken, bulmacalar çözmeye çalışırken bir yandan da Xipe Totec’in peşinizde koştuğunu hissediyorsunuz. Elimizdeki imkanlar sınırlı; ya saklanmalı ya da onu etkisiz hale getirmeliyiz. Aman dikkat, saklanma mekanizması basit; dolaba girdiğiniz an tanrı sizi bulamaz hale geliyor ve tehditler savurmaya başlıyor. Ancak oyun dünyasında bulunan birçok dolap ve sandığın boş olması, bulmacaların çözümünü oldukça kolay hale getiriyor.
Xipe Totec’i öldürmek veya saklanmak gibi seçenekler mevcut olsa da, bu yöntemlerin her biri tam anlamıyla bir çözüm sunmuyor. Saklandığınız dolapta tanrının sizi bulma çabası sırasında, bazen mini oyunlar devreye giriyor; bu noktada optimizasyon sorunlarıyla karşılaşabiliyorsunuz. Xipe Totec’i etkisiz hale getirmek üzerine kurulu bir taktik geliştirseniz bile, öldüğünüzde birkaç kez tekrarlamak zorunda kalıyorsunuz. Bunun yanı sıra, Xipe Totec’in geri döndüğünde sizi bulma yetenekleri de artıyor.
Ölümden Kaçış Yok… Başlangıçta, zorluk seviyesini seçebilirken ben oyunu “zor” modda deneyimledim. Bu zorluk seviyesinde, arayüz görselleri kayboluyor, mermilerinizin veya diğer kaynaklarınızın durumunu göremiyorsunuz. Daha üst seviye olan hardcore mod ise, oyunu kaybetmeniz anlamına geliyor. Xipe Totec’in farklı “Fatality”leri, sizi oldukça geriyor; yeri geldiğinde kalbinizi söküyor veya mızraklar fırlatıyor. Ancak, bu kaçış ve kovalama durumu zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Oyunun getirdiği zorluk seviyesi arttıkça, Xipe Totec daha hızlı hareket ediyor ve sizin de ona karşı reaksiyon göstermeniz zorunlu hale geliyor.
Oyun boyunca saklanmak, eşya toplamak ve aynı zamanda bulmacaları çözmek büyük bir stres yaratıyor. Bu gergin anlarda, saklandığınız dolaba gizlenmiş bir tanrının etrafını sarması izlenimi yaratıyor. Dolabın içinden baktığınızda Xipe Totec’in hareketlerini sezmek ve yavaş yavaş daha fazlasını keşfetmeye çabalarken, oyun içerisinde etkileşim kurabileceğiniz notlar veya detayların eksikliği hissediliyor.
Kalite Kontrol açısından değerlendirdiğimizde, oyunda bir bitmemişlik hissi bulunduğunu söyleyebilirim. 2024 yılına ait bir demo sürümüne göre yapılan incelemede izlenimler arasında pek bir değişiklik söz konusu olmamış gibi görünüyor; oyunun başlangıç ekranında hâlâ aynı tarih çıkıyor. Bazı grafik unsurların final sürümünde olmayabileceği belirtilse de, tanıtım videolarında gösterilen içeriklerin bir kısmı mevcudiyet göstermiyor. Kamera hareketlerinin sıklığı ve optimizasyon zafiyetleri, genel oyun deneyimini olumsuz etkiliyor. Oyunla ilgili bolca hata sunulması ve kayıt noktalarının sınırlı olması, tüm ilerlemenizin kaybolmasını sağlayabiliyor. Yine de, Xipe Totec’in etkileyici modellemesi ile ortalama 6-7 saatlik bir oyun deneyimi sunuyor; Türkçe seslendirme kullanılmasının tatmin edici bir dokunuş olduğunu söyleyebilirim. Ancak oyun dinamiklerinin sürekli hatalarla birleşmesi, optimizasyon sorunlarıyla birleşince sınırlı bir keyif sunuyor. Fırsatçı indirimlerle ya da teknik olarak daha stabil hale geldiğinde, oyunu deneyimlemenizi öneririm.
