Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

6 dakika okunma süresi

5

Deathloop: Zaman Döngüsü İçinde Kaybolmuş Bir Adamın Hikayesi

Zaman döngüsünde kaybolan bir adamın hikayesini keşfedin! Ölümden kaçış mı, yoksa sürekli kahvaltı mı? Her gün yeni bir şans!

admin

7 saat önce

Deathloop: Zaman Döngüsü İçinde Kaybolmuş Bir Adamın Hikayesi

Öyle bir oyun düşünün ki, zaman döngüsü içinde sıkışıp kalmış bir adamın başından geçenleri anlatıyor. Bu oyun, Arkane Studios’un merakla beklenen yapımı Deathloop. Yani, eğer zaman yolculuğuna meraklıysanız, bu oyun tam size göre! Ama merak etmeyin, bu sadece bir bilim kurgu değil; aynı zamanda bir baş belası, çünkü baş karakterimiz Colt, her sabah aynı gün uyanıyor – üstelik bir de partide herkesin onu öldürmeye çalıştığı bir senaryoda! Yani gerçekten sıkıcı bir sabah kahvaltısı düşünmeyin, burada işler çok daha çılgın.

Röportajda Arkane Lyon’dan Dinga Bakaba ve Sebastien Mitton ile konuşmuşuz. Onlar da sağ olsun, sorularımıza içten yanıtlar vermişler. Hadi gelin, bu çılgın zaman döngüsü ve onun yaratım süreci hakkında daha fazla bilgi edinelim.

Mooncrash ve Deathloop: Zaman Yolculuğu İkizleri

Birçok oyun sever, Arkane’in Prey: Mooncrash ile Deathloop arasındaki bağlantıyı sorguluyor. Dinga Bakaba’nın bu konudaki açıklamaları oldukça ilginç. Mooncrash, belki de Arkane’nin Roguelike öğeleri ilk denemesi olarak görülebilir. Ama Dinga, her iki oyun için farklı bir yolculuğa çıktıklarını belirtiyor. Yani Mooncrash, Deathloop’un “büyüme” aşaması değil; ikisi de kendi başlarına birer şaheser.

Bir düşünün, kendinizi sürekli ölümden sonra doğarken buluyorsunuz. Bunu nasıl aşarsınız? Dinga, “İki ekibin de bu fikre kapılması muhtemelen zamanın ruhunun bir yansımasıydı” diyor. Yani, evrensel bir geçiş var burada; belki de hepimiz bir gün bir döngüye gireceğiz ve oradan çıkmanın yollarını arayacağız. Ya da belki de sadece sabah kahvaltısını kaçırmamak için bir yol bulmalıyız!

Senaryo: Kafalar Karışık!

Deathloop’un senaryosu, tam bir bulmacayı andırıyor. Robert Meeus, senaryo hakkında sorular sorarken Dinga, “Aşılması gerçekten güç bir engel oldu” diyor. Yani, döngü içinde geçen bir hikaye yazmak, bir yandan çılgınca eğlenceli, diğer yandan sinir bozucu. Zaman döngüsü, karakterin her seferinde farklı seçimler yapmasına olanak tanıyor. Hikaye, oyuncunun seçimlerine göre şekilleniyor! Bu da demektir ki; her oyuncu, kendi çılgın hikayesini yaratabilecek.

Dinga, “İlk seferinizde ‘bugün şu sokağa gideyim’ derken, ertesi gün ‘şimdi diğer caddede ilerleyeyim’ diye düşünebilirsiniz” diyor. Yani, bir nevi zaman yolculuğu yapıyorsunuz ama bu sefer gitmek istediğiniz yeri seçmek sizin elinizde. İşte burada olayın tadı çıkıyor! Ama unutmayın, her seçim bir sonuç doğuracak ve bu sonuçlar sizi çılgın bir döngüye sokabilir.

Colt’un Sırrı: Neden Herkes Onu Öldürmek İstiyor?

Artık Colt’un başına gelenleri merak etmeye başladınız, değil mi? O, her sabah aynı gün uyanıyor çünkü adada bir döngü içinde sıkışmış durumda. Ama neden herkes onun adadan kaçmasını istemiyor? Dinga, “Ortada bir gizem var” diyerek sorunun cevabını veriyor. Colt, başlangıçta hiçbir şey bilmeyen bir karakter. Ama oyun ilerledikçe, etrafındaki herkesin ondan daha fazla şey bildiğini öğreniyor. “Hain” damgası yemesi de cabası!

Juliana, Colt’a karşı büyük bir kin besliyor. “Bu partinin sonsuza kadar sürmesi gerek,” diyorlar. Yani, Colt’un bir an önce bu çılgın döngüden kurtulmasını istemiyorlar. Burada gerçekten de bir parti var ve Colt, bu partinin tek engeli. Yani, sanki her sabah “Partide ben yokum, birileri beni öldürmeye çalışıyor!” diye uyanmak zorunda kalıyorsunuz. Evet, partiyi kaçırmak istemeyen bir grup insanın arasında kaybolmak tam anlamıyla bir baş ağrısı!

Roguelike: Ölüm ve Yeniden Doğuş

Birçok oyuncu için Roguelike türü, “ölüm ve yeniden başlama” fikri pek cazip olmayabilir. Onur, bu konudaki kaygılarını dile getiriyor. Dinga, “Elbette kolay değildi” diyor. Oyunculara daha fazla erişilebilirlik sunmak adına değişiklikler yapmışlar. Yani, ölüp yeniden doğmak, tam anlamıyla bir ceza değil. Colt’un birden fazla kez ölebilmesi gibi bir özellik var. Yani, bu durumda aslında birer deneme yapma fırsatına sahip oluyorsunuz.

Dinga, “Ölüm, bir şeyler öğrenmek için gerekli bir ipucu” diyor. Yani, ölmek aslında bir öğrenme süreci. Bu oldukça ilginç bir yaklaşım, değil mi? Ölüm, sizi daha güçlü ve daha bilgili yapıyor. Böylece, her yeni doğuşunuzda bir önceki hatalarınızı düzeltme şansına sahip oluyorsunuz. Tam bir öğrenme döngüsü gibi! Ama “ölüm” kelimesini çok sık duymak da, insanı biraz bunaltabilir, bunu da unutmamak lazım.

Sanat Tasarımı: Yıllar Arası Yolculuk

Sebastien Mitton, sanat tasarımında 60’lı yılların etkilerini vurguluyor. “James Bond filmleri ve Point Blank gibi eserler, ilham kaynaklarımız arasında” diyor. Yani, yıllar arasında gidip gelen bir tasarım süreci var. Deathloop, bu tarz bir atmosfer yaratmak için Faroe Adaları’nı andıran bir yer tasarlamış. Yani, karanlık ve gizemli bir ortamda geçen bir parti düşünün. Evet, çok çılgın bir ortam!

Bir yandan 60’lı yılların estetiği, diğer yandan çılgın bir parti atmosferi. Yani, Deathloop’ta hem geçmişe bir yolculuk yapıyor, hem de modern bir partiye katılıyoruz. Burada ilginç olan, her şeyin bir döngü içinde dönmesidir. Tıpkı bir parti içinde kaybolmuş gibi! Sanat tasarımı, bu çılgın döngüyü desteklemek için harika bir arka plan oluşturuyor.

Sonuç olarak, Deathloop, zaman döngüsü içinde kaybolmuş bir adamın hikayesini anlatırken, oyunculara ilginç bir deneyim sunuyor. Her seçim, her ölüm ve her yeniden doğuş, oyunun dinamiklerini etkiliyor. Dinga ve Sebastien, bu çılgın projeyi geliştirirken pek çok zorlukla karşılaşmışlar ama sonuç olarak, ortaya harika bir eser çıkmış. Yani, eğer zaman yolculuğu yapmayı düşlüyorsanız, Deathloop tam aradığınız oyun olabilir!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?