Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

7 dakika okunma süresi

5

Deliver at All Costs: Eğlencenin Yeniden Keşfi

Eğlencenin yeniden keşfi için 'Deliver at All Costs' temasıyla büyüleyici bir yolculuğa çıkın. Eğlencenin doruklarına ulaşın!

admin

3 saat önce

Deliver at All Costs: Eğlencenin Yeniden Keşfi

Sayın oyun severler, gelin bir arada zaman geçirecek bir konu üzerinde duralım. Oyun oynamanın temel sebebi eğlenmek elbette, ama amacımız biraz daha derinlere inersek, özellikle belli bir yaştan sonra oyun oynamak günlük hayatımızın bir parçası olmuyor mu? En azından benim için öyle, özellikle son zamanlarda bu durum iyice belirginleşti. Oyun oynama, artık iyi vakit geçirme aktivitesi olmaktan öteye geçti; konfor alanımda nefes almak, bildiğim ve yapmayı sevdiğim şeyleri yapmak; bunun bir görevi tamamlamak gibi bir şey haline geldi sanki. Yani “Sıkıldım, biraz Starcraft oynayayım” demek yerine, elim otomatik olarak konsola ya da bilgisayara gidiyor. Kendimi tamamlanması gereken bir görevi bitirirken buluyorum ve ardından yaşadığım kısa hazla bir sonraki oyuna geçiyorum. Böyle başlamamıştık yahu, değil mi?

Deliver at All Costs: Eğlencenin Yeniden Keşfi

Fakat bazen, bir oyun çıkar ve oynamanın eğlenceli ve özgürleştirici yanını yeniden hatırlatır. İşte Deliver at All Costs tam da böyle bir deneyim sunuyor. Gelin bu davete birlikte katılalım.

Bir küçük beklenti meselesi

Deliver at All Costs: Eğlencenin Yeniden Keşfi

Deliver at All Costs tam anlamıyla ilginç bir oyun. Beklentilerinizi doğru ayarlarsanız, gerçekten büyük bir eğlence potansiyeline sahip. Ancak yüksek beklenti ile yaklaşmanız, hayal kırıklığına yol açabilir. Bu yüzden biraz optimizasyon yapmak faydalı olacaktır. DaAC, öyle olağanüstü bir yapım değil; eğlenceli bir fizik motoru etrafında dönüyor. Ancak, teknik anlamda bazı eksiklikleri mevcut. Günümüz standartlarına pek uygun olmayan karakter modellemeleri, alışılmadık bir seyir, oldukça basit oynanış mekanikleri ile karşı karşıyayız. Yine de, tüm bunları unutturacak kadar eğlenceli bir deneyim vaat ediyor. 2000’lerin ruhuyla bu teknik eksiklikleri örterek, her kumanda elinize aldığınızda sizi eğlendirecek yeni şeyler sunmayı başarıyor.

Özetle: görkemli ya da epik bir oyundan bahsetmiyoruz. Dramatik ve kaliteli bir hikaye sunan, güçlü bir sanat tasarımına sahip bir indie oyun da değil. Tam tersine, düşünün ki kalın ve yün bir battaniye altında, televizyon önünde, soğuk bir kış akşamı vakit geçiriyorsunuz. Babamız kumanda ile anlamsız bir kanalda saçma bir aksiyon filmi açıyor ve siz de yarı uyur bir şekilde filme göz atıyorsunuz. Bir anda uyanıyorsunuz; üzerinize bir huzur çökmüş, Jackie Chan’ın durumu kurtarmak için düşmanlarla savaştığını görüyorsunuz. İşte bu sahne sizde garip bir keyif uyandırıyorsa, bu oyunla ilgili beklentilerinizi doğru ayarlamışsınız demektir.

Deliver at All Costs: Eğlencenin Yeniden Keşfi

Ablacım bi’ kod alabilir miyim? Tamamdır daire kapısı önüne bırakıyorum

Oyunumuza gelince, ana karakterimiz Winston. Winston oldukça zeki, hatta dahi denebilecek bir mühendis; fakat biraz içe kapanık bir kişilik. Ülkede maddi sıkıntılar yaşadığı için bir kargo şirketinde kurye olarak çalışmaya başlıyor. Ancak hikaye bununla sınırlı değil; Winston’ın geçmişi oldukça karanlık. Mesela, neden bu mesleği seçtiği, geçmişte neler yaşadığı gibi soruların yanıtları oyun ilerledikçe açığa çıkıyor. Hikaye ilerledikçe sürükleyici ve tahmin edilemez bir hal alıyor. Evet, senaryodan bahsediyorum; oyunun tanıtım videolarında ya da görsellerinde böyle bir senaryoya dair izlenim edinmedim. Fakat DaAC beni bu konuda şaşırttı. Oyun, hikaye anlatımına aşırı önem veriyor ve bu akış oldukça etkileyici hale geliyor. Yanlış anlaşılmasın, bu bir Death Stranding tarzı epik bir kurye hikayesi değil; ama çok da sıradışı bir şey yok. Ancak, oyunun yapısı itibarıyla tam olarak böyle bir senaryoya ihtiyaç var ve oyun bunu ciddiye almıyor; biz neden alalım ki?

Efendim lütfen açar mısınız kapıyı?

Deliver at All Costs: Eğlencenin Yeniden Keşfi

Senaryo açısından kabul edilebilir ancak, oyun deneyimini asıl etkileyen nokta hikaye değil. Oynanış ögeleri gayet dengeli bir şekilde hazırlanmış. Ben şahsen izometrik GTA oyunlarının tadını alıyorum. Temel olarak açık dünya olan oyunumuz, üç ana bölümden oluşuyor. İlk iki bölüm benzer deneyim sunuyor; Winston ilk bölümde yeni işine adapte olmaya çalışırken, ikinci bölümde şirket ile Winston’a dair pek çok şey açığa çıkıyor. Ancak, oynanış ögeleri paralel ilerliyor. Winston, evinden çıkıp şirkete gidiyor ve kargo teslimi için bir görev alıyor. Ortam her seferinde karmaşık hale geliyor. Oyun sonunda ise kargo taşıma görevi bir kenara bırakıyor ve daha hikaye odaklı bir yapıya geçiyor.

Bilmiyorum, çoğu görev kargo alıp kargo teslim etmekle ilgileniyor gibi görünüyor. Ancak her kargonun kendine özgü bir deliliği ve mekaniği var. Örneğin, bir görevde nükleer bomba taşıdığınızda, en ufak bir hasarda bomba patlayabiliyor; bir diğerinde ise sinirli UFO’ların fotoğraflarını çekmeye çalışıyorsunuz. Bir görevde patlayan bir yanardağdan kaçarken, başka bir görevde belediye başkanı heykeline kuşların pislemesini engellemek için aşırı hızlı gitmeniz gerekiyor. Tam anlamıyla tuhaf ve eğlenceli bir deneyim.

Deliver at All Costs: Eğlencenin Yeniden Keşfi

Siz yine de kargo aracı deyip geçmeyin

Ayrıca, oyuna puan katacak unsurlardan biri de araç ve çevre fiziği mekanikleri. Araç kullanmak gerçekten çok keyifli ve akıcı. Şirket arabamızı çeşitli materyallerle geliştirebiliyoruz. Bunun yanında diğer araçları kullanmak da oldukça eğlenceli bir deneyim sunuyor. Ancak, araç dinamikleri kadar araç dışındaki aktiviteler de oldukça basit. Karakter modellemeleri zayıf ve hareketleri sınırlı. Diğer insanları yalnızca itebiliyoruz ve onlar da bizi itebilir. Eğer bir polisle tartışırsanız, onu itip düşürebiliyorsunuz; o kadar. Yani ortada bir dövüş ya da aksiyon yok. Araçtan inmek istemiyor insan.

Deliver at All Costs: Eğlencenin Yeniden Keşfi

Ayrıca, yalnızca araçta değil; aracın çarptığı, ezdiği ve parçalayarak yıktığı yapılar da oldukça tatmin edici. Fizik motoru ve çevresel etmenler oldukça başarılı. Neredeyse her şey parçalanabilir durumda ve bu durum tatmin edici bir deneyim sunuyor. Oyunların iyilik meleği olan bir oyuncu olarak, bu oyunda yıkılmadık yer bırakmadım.

Atmosferik kurye caz

Deliver at All Costs: Eğlencenin Yeniden Keşfi

Oyun 1950’lerde geçiyor ve o dönemin atmosferini oldukça iyi yansıtıyor. İlk ve orta bölümlerde, geçmişin neşeli yönü ve caz atmosferi oldukça belirgin; ancak zamanla daha karamsar, yağmurlu, dedektiflik filmi havasına bürünen bir atmosfer sunuyor. Her iki atmosferi de başarılı bir şekilde aktarıyor. Atmosferle ilgili en büyük eleştirim ise müzikler. Dönemi göz önünde bulundurursak ve hedeflenen duyguları düşünürsek, oyuncunun kafasında müziklerin çalması normal. Ancak oyun, müzik çeşitliliği bakımından oldukça zayıf ve bu durum bazen oyuncuyu sıkabiliyor. Özellikle müzik konusuna daha fazla dikkat edilmesi gerekiyor; sonuçta çoğu zaman arabada geçiyor ve müzikler bu kadar önemli.

Olur öyle ufak tefek şeyler ya

Deliver at All Costs: Eğlencenin Yeniden Keşfi

Oynanış, dolu dolu olmasına rağmen bazı teknik eksiklikler de göze çarpıyor. Örneğin, karakter animasyonları oldukça eski; araç dışı aktiviteler yüzeysel, yükleme ekranları da oyunun temposunu zaman zaman düşürebiliyor. Ancak tüm bunlar, oyunun değerini düşürmeye yetmiyor. Görevlerdeki çeşitlilik ve çevredeki yıkım unsurları o kadar iyi sunulmuş ki, göz önündeki olumsuz şeyler gölgede kalıyor. “Öff, hadi geç bunları oyuna devam edelim” hissiyatını pek hissetmiyoruz. Eğer eğlence peşindeyseniz, Deliver at All Costs doğru bir tercih olarak önünüze çıkacak.

Deliver at All Costs: Eğlencenin Yeniden Keşfi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?