Dile kolay, Donkey Kong’un (DK) 1981 yılında Mario’nun (diğer adıyla “Jumpman”) Pauline’i kurtarırken engel oluşturan bir goril olarak Atari salonlarını ele geçirmesinin üstünden tam 44 yıl geçti. O zamandan bu yana Donkey Kong efsanesi, oyuncuların gönlünde köklü bir yer edinmeyi başardı. Rare tarafından geliştirilen Donkey Kong Country üçlemesi (SNES dönemi), 2D platform severlerin ilgisini çekerken, Donkey Kong 64 ile 3D dünyalara da ilk adım atılmıştı. Donkey Kong Country Returns ve Tropical Freeze ile birlikte oyunların zorluk seviyeleri bir hayli artsa da temel mekanikler değişmeden kalmıştı, ve henüz gerçekten özgün ve yenilikçi bir 3D Donkey Kong oyunu için düğmelere basılmamıştı… Belki de doğru konsol, doğru oyun ve uygun zaman henüz gelmemişti.
Ancak Super Mario Odyssey’in Nintendo Switch’teki başarısının ardından, Donkey Kong’un da böyle bir vizyoner oyunu hak ettiği gerçeği su götürmez bir durumdu. Hayranlar Nintendo binalarının önünde toplanmamış olsa da, kulislerde dolaşan söylentiler, bekleyişin sona erdiğini işaret ediyordu. Bu doğrultuda Nintendo EPD’nin Donkey Kong’u tekrar zirveye taşımakta kararlı olması kimseyi şaşırtmadı. EPD, ya da bilinen adıyla Production Group 8, Super Mario Odyssey kafasında bir Donkey Kong oyunu üzerinde çalışmaya başladığından beri gelişmeler yaşanmaktaydı ve Donkey Kong Bananza projeleri de bu haberlerin gölgesinde şekillenmeye başlamıştı. Aslen bir Nintendo Switch oyunu olarak tasarlanan Donkey Kong Bananza, sonrasında oyunun kapsamı ve teknik gereksinimlerinin geniş olması nedeniyle Switch 2’ye yönlendirilmişti. Donkey Kong Bananza, Super Mario Odyssey’nin yaratıcı ekibi tarafından geliştirilen, Switch 2’ye özel sunulan devasa bir platform oyunu olarak ön plana çıkıyor. Tam da şu sıcak yaz günlerinde, muzlu milkshake gibi ferahlatıcı ve eğlenceli bir deneyim sunmayı hedefliyor.
İşte bu beni düşündürdü: Sürekli yumruk, sürekli keşif! Donkey Kong Bananza, esasen yeni nesil bir 3D aksiyon-platform oyunu. Nintendo EPD, klasik DK formülünü alıp Super Mario Odyssey’nin yenilikçi tarzıyla harmanlayarak, üzerine bolca yumruk, keşif ve mizah eklemiş. Astro Bot’un türe kattığı yenilikler de göz ardı edilmemiş ve oyuna dahil edilmiş. Oyundaki temel mekanizmamız yumruklamak ve parçalamak üzerine kurulmuş. Gerçekten de her sorunu yumruklayarak çözüyoruz. Temiz bir dayağın çözemeyeceği problem yoktur; karşılaştığımız taş, ağaç veya kuşa göz açıp kapayıncaya kadar yumruk atabiliyoruz. Gizli kutular, kırılabilir duvarlar, zeminler ve tavanlar, bizden bir yumruk yemeyi bekleyen düşmanlar, gizli yollar ve hayatımızı kolaylaştıracak geçitler… Hepsi bir yumruk uzaklığında. Sarsılmaz bir yıkım isteğiyle her yere yumruk atıyor, koca goril ellerimizle etrafa dağılmayı hedefliyoruz. Ve size söyleyeyim, vuruş hissinin tatmin ediciliği o denli yüksek ki, insan sabahlara kadar etrafa yumruk atmak istiyor. Günlük yaşamın stresli anlarından bunalanlar, bu oyun sayesinde sağa sola yumruk atarak rahatlayabilirler. Oyun, bu derece rahatlama hissi veriyor.
Hikâyeye gelecek olursak: Muz görünümündeki Banandium değerli taşlarını çalan Void Co. üyelerinin peşinden, Ingot Adası’ndan dünyanın merkezine doğru iniyoruz. Yer altını kazdıkça yeni bir dünya keşfediyoruz ve bu dünyanın sakinlerinin sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Ardından Void Co. peşinden yeni bir katman altındaki dünyaya süzülüyoruz. Eğer bundan daha fazlasını bekliyorsanız, üzgünüm, ancak bu oyunun en güçlü yönü hikâyesi değil. Hikâye, kırıp döktüğümüz sıra dışı dünyaların ardında kalan bir amaçtan öte bir üretim alanı gibi işlev görüyor.
Mekan ve çevre tasarımları ise kesinlikle göz alıcı. Yer altında keşfettiğimiz her bölge; estetik, gizem, yaratıcılık ve platform bulmacalarıyla dolup taşıyor. Her köşede “Orada bir şey olabilir!” hissiyatı insanı etkisi altına alıyor ve keşfe dalmamıza sebep oluyor. Üstelik efsanevi şekilde dağıtılmış toplanabilir eşyalar, gizli görevler ve zekice Platform kombinasyonları oyunu oldukça sürükleyici kılıyor. Bu harika döngüyle Bananza, adeta beni içine hapsetti.
Bununla birlikte karşılaştığımız birçok gizli bölümde oyunun sunduğu mekanizmaların çeşitliliği de dikkat çekici. Bazı bölümler, bizi zaman makinesine sokarak daha önceki Donkey Kong Country günlerinden kalan 2D bölümlere fırlatırken, diğer bölümler zıplama yeteneğimizi sorguluyor ya da zamanlamamızı test ediyor. Tüm bu seviyelerde tek değişmeyen şey, hepsinin son derece eğlenceli ve keyif verici oluşu. Zorluk seviyeleri değişiklik gösteren bu gizli bölümler, neredeyse başlı başına bir oyun deneyimi sunuyor. Donkey Kong Bananza’nın bolca dağıttığı gizli bölümlerle keyif alacağınızı düşünüyorum.
Artık eğlencenin kapılarını aralayalım: Kong Bananza formları! Oyundaki yeniliklerden biri, Donkey Kong’un yeni formlara dönüşebilme yeteneğidir. “Bananza” adını verdiğimiz bu formlar, oyunun oynanışını köklü bir şekilde değiştiriyor. Bu formlar şu şekilde:
- Kong Bananza: Yumruk gücünü artırarak büyük engelleri kırma yeteneği verir.
- Zebra Bananza: Kaygan zeminlerde dengeli hareket eder, yüksek hız kazandırır.
- Ostrich Bananza: Havada süzülebilir ve yumurta bombaları atabilir.
- Elephant Bananza: Hortumuyla nesneleri çekip fırlatma yeteneği kazanır.
- Snake Bananza: Çift zıplama, yüksek sıçrama ve belirli bir süre için zamanı yavaşlatma imkanı sunar.
Bu formlar, Elders (bilge goriller) aracılığıyla açılmakta ve oyunda ilerledikçe sırayla erişim sağlanmaktadır. Aralarında anında geçiş yapmak da mümkündür. Bu durum, platform dinamiklerini ve oynanış çeşitliliğini oldukça zenginleştiriyor. Bazı bulmacalarda, doğru Kong Bananza formunu bulmak ve onu kullanmak gerekmekte. Yani, başarısızlık bir son değil, sadece oynanışımızı yeniden düzenlememiz gerektiğine dair bir işaret.
Pauline: Kraliçeden Rehberliğe Donkey Kong tarihinin ilk kurtarılan karakteri olan Pauline, oyun boyunca rehber figür olarak karşımıza çıkıyor. Fakat artık pasif bir prenses değil; hem gidilecek yolları gösteriyor, hem de engellerle aşmamıza yardımcı oluyor! Kendi geçmişi ve DK ile ilişkisi üzerinde kurgulanan hikâyesi, yüzümüzde nostaljik bir gülümseme bırakıyor. Oyunu iki kişi oynamak isteyenlerden birinin Donkey Kong’u, diğerinin ise Pauline’i kontrol etmesiyle iki karakterin görevleri netleşiyor. Maalesef, çok oyunculu seçeneklerin bununla sınırlı olması bir hayal kırıklığına neden olabilir.
Bananza’nın en dikkat çekici yönlerinden biri mizahi öğeleri ve renkli karakterleri. Karşımıza çıkan her yeni karakter belirli bir amaca hizmet ediyor. Ya bir şeyler satıyor, ya bir bulmacayı çözüme kavuşturuyor, ya da sadece “Ben burada ne yapıyorum?!” dedirtiyor. Diyaloglar esprili bir şekilde yazılmış ve bulunduğu ortamı tamamlıyor. Eski dostlar ve cameolar da hoş bir detay olarak yer alıyor.
Ayrıca müzikler için de bir paragraf ayırmak gerekiyor. Eğer siz de benim gibi Donkey Kong oyunlarını yıllardır oynamış bir oyuncuysanız, kulağınızın pasını sileceği kadar nostaljik tınılar duyacaksınız. Müzikler sadık bir şekilde eski havayı korurken, bir o kadar da yenilikçi ve akılda kalıcı. Bu açıdan müzikleri ve sesleri genel olarak çok beğendiğimi belirtmem gerekiyor; eleştirilecek bir yanı yok.
Oyun, zengin oynanış çeşitliliği kadar kişiselleştirme konusunda da cömert. Donkey Kong’a ve Pauline’e kıyafetler, aksesuarlar ve çeşitli kozmetik seçenekler seçebiliyoruz. Bazıları, oynanışa hizmet ederek ekstra yetenekler sağlıyor. Her bölümden ayrı ayrı topladığımız fosillerle o bölgedeki dükkanlarda alışveriş yapabiliyoruz. Kozmetikler hem komik hem de şık. DK’ya kravat mı takmak istersiniz yoksa Pauline’e zebra kostümü mü? Tercih sizin…
Oyuncuyu meşgul tutma konusunda oldukça başarılı bir yapım olduğunu göreceksiniz. Her bölge, gizli eşyalar, saklanmış muzlar ve karakter geliştirme imkanlarıyla dolu. “Bir muz daha bulayım da şöyle bırakayım” derken, iki saatin nasıl geçtiğini anlamayabilirsiniz! İlerleyiş de organik, ödüllendirici ve tekrara düşmeden gerçekleşiyor. Topladığımız Banandium’larla Donkey Kong’u geliştirmek de oyuna ekstra bir derinlik ve kişiselleştirme olanağı katıyor. Ne kadar muz, o kadar güçlü uzaylı goril!
Bana performanstan bahset! Switch 2’nin gücünü hissettiren bir yapım Donkey Kong Bananza. Hem ışıklandırma hem de çevresel detaylar açısından oldukça tatmin edici bir deneyim sunuyor. Arada frame düşüşleri yaşanıyor olsa da genel olarak performans açısından memnun kaldığımı belirtmek isterim. Yükleme süreleri kendilerini belli ediyor ancak rahatsız edici bir durum oluşturmadı. Kamera açılarında dar alanlarda sıkışma zaman zaman can sıkıcı olabiliyor. Kendimi sıklıkla “Neredeyim, ne yapıyorum?” diye sorgularken buldum. Bu, yerin altına doğru kaza kaza ilerleyen bir oyundan beklenen bir durum. Bu kadar farklı alan ve bileşen içeren bir oyunda bu sorunlar beklenir diye düşünüyorum. Yamalarla daha da fazla toparlanabilir.
Oyun deneyimim sırasında yalnızca bir kez kilitlenme sorunu yaşadım ve oyunu yeniden başlatmak zorunda kaldım. Neyse ki, yeniden başlattığımda birkaç saniye önce otomatik kaydettiğini fark ettim ve çok fazla zaman kaybetmeden kaldığım yerden devam edebildim.
Dünyanın Sonuna Yolculuk Donkey Kong Bananza, Nintendo açısından 3D platform oyunlarına yeni bir referans noktası olmayı başardı. Super Mario Odyssey’in keşif gücünü, geçmişine duyduğu saygıyı ve geçen yıl yılın oyunu seçilen Astro Bot’un çevre etkileşimi ve yaratıcı mekaniklerini bir araya getiriyor. Mükemmel mekan tasarımları, zengin dönüşüm mekanikleri ve muz, maymun ile dolu mizah anlayışı sizi kendine hakikaten bağlıyor. Nintendo, “Bir goril platform oyunu ne kadar iyi olabilir?” sorusu için oldukça net bir cevap veriyor: Çok ama çok iyi olabilir. Bu oyun, size bunun kanıtını sunuyor.