Doom’un Unutulmaz Metal Müzikleri

Doom’un unutulmaz metal müzikleriyle ruhunuzu besleyin! Müzik dinlerken başınızı sallamak, kasvetten kurtulmak için en iyi yol!

admin

Unutulmaz Oyun Müzikleri: Doom’un Metal Dalgası

Haftalık Unutulmaz Oyun Müzikleri köşemizde, hafızalarımızdan çıkmak bilmeyen, hepimizde derin izler ve tatlı anılar bırakan oyun müziklerini birlikte hatırlıyoruz. Şimdi biraz Doom’a dalalım, ama dikkat! Çok derinlere inersek, şeytanlar peşimize düşebilir!

İlk Doom oyunu 1993 yılında piyasaya çıktığında, metal müzik tam olarak zirve dönemini yaşıyordu. O zamanlar her köşe başında bir metal grubu, bir konser ya da en azından bir ‘headbang’ yaşanıyordu. Yani, o dönemde sahnede gitar çalan bir adamın, “Bu şarkıyı Doom için besteledim” demesi, herkesin “Tabii ki, ne güzel olur!” demesine neden oluyordu. Ancak şunu da belirtmek gerekiyor ki, o zamanlar Doom’un müziği, oyuncuların ruhunu besleyen bir metal ziyafeti gibiydi.

Doom’un Müzik Tarihi

  • E1M1: Doom’un ilk bölüm müziği, efsanevi bir başlangıçtır. O melodi çalmaya başladığında, “Artık bir şeytan avcısıyım!” hissi kaplar insanı. Düşmanın arkasında beliren o korkunç yaratıklara karşı bir yandan müziğin ritmiyle dans ederken, bir yandan da mermileri fırtına gibi yağdırmak tam bir ikili ilişki gibi!
  • Mick Gordon’un Dönemi: Yıllar sonra Bethesda, Doom’u yeniden yapmaya karar verdi. Mick Gordon, bu yeni müzikleri yapması için görevlendirildi. “Metal müziğin popülaritesi kayboldu!” diyenlere inat, Gordon eline elektro gitarı aldı ve “Doom’un müziği, metal olmadan olamaz!” dedi. Sonuç? Tarihin en gaz müziklerinden biri olan “Rip & Tear”.

Rip & Tear: Gücün Melodisi

Bu parça, Doomguy’ın sinirini resmeden, oyuncuya da o siniri tam olarak yansıtmayı başaran bir şaheser. Gittiğimiz her mekânda çatır çatır şeytan öldürürken arka planda çalan bu müzik, adeta içimizdeki canavarı uyandırıyor. “Hadi bakalım, bir şeytan daha!” demek için sabırsızlandığımız anlarda, bu müziğin ritmiyle dans ederiz.

Bir Zamanlar Doom Oynayanların Anıları

Şimdi gelin bir nostalji yolculuğuna çıkalım. Eğer bir zamanlar Doom oynadıysanız, muhtemelen şu düşünceleri yaşamışsınızdır:

  • “Doom’u silmek mi? Aman Tanrım!”: Bir yanlışlık sonucu makinenizden Doom’u silmek, o yıllarda yaşanan en büyük felaketlerden biriydi. Arkadaşlarınızla oynamak için sabırsızlandığınız o gün, bir şekilde oyununuzun kaybolması, tam anlamıyla bir felaketti. O an, “Neden bunu yaptım?” diye kendinize sorduğunuz anlardan biriydi.
  • “Şeytanların Korkulu Rüyası”: Doom’da her şey o kadar hızlı ve heyecan vericiydi ki, bazen kendinizi gerçekten şeytan avcısı gibi hissederdiniz. “Bu sefer kesin galip geleceğim!” diye düşündüğünüz her seferde, bir anda arkanızda beliren bir yaratıkla karşılaşmak tam bir hayal kırıklığıydı. Ama işte o an müzik çalmaya başladığında, “Hadi bakalım, bu sefer seni yeneceğim!” diyerek kendinizi motive ederdiniz.

Sonuç Olarak

Doom, sadece bir oyun değil, aynı zamanda müziğiyle ruhumuzu besleyen bir deneyimdir. Metal müzik ve Doom’un birleşimi, oyuncular için bir nevi terapi gibidir. Oyun oynarken, müziğin ritmine kapıldığınızda, tüm stres ve kaygılarınız geride kalır. Unutmayın, Doom’u silmek büyük bir hatadır, ama bir kez daha o gaz parçalarını dinlemek için geri dönmek her zaman mümkündür!

İlgili Gönderiler

Exit mobile version