Dragon Age: Dreadwolf için Heyecan Verici Gelişmeler, Oyun Alfa Aşamasında!
Ejderha Çağı: Dreadwolf'ta, ejderhayı geçtim, alfabeyi geçme aşamasındayız! Hazır mısınız? Oyun, komik maceralara hazır!
7 saat önce

BioWare, hayranlarını heyecanlandıracak bir duyuru ile Dragon Age: Dreadwolf’un önemli bir aşamaya geldiğini müjdeledi. General müdür Gary McKay, yaptığı açıklamada oyunun artık baştan sona oynanabilir hale geldiğini belirtti. Özellikle alfa dönüm noktasına ulaştığımızdan bahsetmesi, akıllara “Nihayet, bir adım ileri!” cümlesini getiriyor. Ancak, işin eğlenceli yanı şu ki, hâlâ Eurovision gibi bir tarih açıklanmış değil; yani, oyunu ne zaman oynayabileceğimizle ilgili en küçük bir ipucu yok. Bu durum, hepimizi bir kedi gibi merakta bırakıyor; ne zaman çıkacak diye pencere kenarına oturup bekleyen bir çocuğa dönüşüveriyoruz.
McKay, “Şu ana kadar oyunun çeşitli kısımları üzerinde oldukça sıkı çalışıyorduk ama oyunun bir araya gelmesi anca alfa dönüm noktasına ulaştığında mümkün oluyor,” diyerek gelişim sürecinin nasıl bir seyrettiğine dair bazı bilgiler paylaşıyor. Ama tüm bunları duymak güzel olsa da, gönlümüz biraz daha detay istiyor. Sanki bir arkadaşım “Yarın bando geliyor,” dedi ama saat kaçta olduğunu söylemedi gibi hissediyorum. “Şimdiyse, ilk kez, tüm oyunu deneyimleyebiliyoruz; ilk görevin açılış sahnelerinden oyunun sonuna kadar. Tüm deneyimi bütün olarak görebiliyor, işitebiliyor, hissedebiliyor ve oynayabiliyoruz,” diyor McKay. Burada, bütün bu deneyimlerin bile gelmesini beklerken erine erine şu “oynayabileceğimizi” duyduğumuza bile sevinemiyoruz!
Alfa aşamasına gelmek gerçekten önemli bir olay. Bu nokta, geliştiricilerin grafikleri iyileştirmeye, oyun mekaniği üzerinde çalışmaya ve elbette ki hikaye anlatımının doğru olup olmadığını kontrol etmeye başlamak için mükemmel bir fırsat sunar. Şimdi diyeceksiniz ki, bu ne demek? Yani çoğunlukla placeholder grafikler, arkaplanlar ve düşmanlarla oynamamız gerektiğini düşünürsek, bu aşamada görünüşte bir karmaşa var. Fakat bu karmaşaya bir bütün olarak bakmak ve almak heyecan verici bir deneyim olmalı. Yani düşmanlar nedir, kimdir, nerelerde gizlenmişler, kaçtıklarında arkamızda parçalamış oldukları grafikleri görebiliyor muyuz? Bunlarla dolu ne çok macera var!
McKay, “Şimdi tüm oyunu deneyimleyebiliyorken favori kısmımın karakterler olduğunu söyleyebilirim. Bunları detaylıca tartışmaya başlamak için sabırsızlanıyorum,” diyor. Haydi bakalım McKay, bu karakterler neye benziyor? Kırmızı bellerini takan bir osmanlı padişahına mı? Yoksa dondurmacı dede gibi bıyıklarıyla gizemli bir karakter mi? Kim bilir, bu aşamasında bile aklımızdaki sorular bitmiyor. Biz de sabırsızız. Gerçekten, bu oyunun karakterleri neden bu kadar ilginç? Belki de özlem duyduğumuz karakteristik özellikleri yansıtacaklardır. Yaşlı büyücü dede, asabi okçumuz veya yarı insan yarı çiçek, kısacası her biri bizi gülümsetirken kalbimizi de kazanacak mı? İşte, bu sorularla dolup taşıyoruz.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?