Futbol, benim için yalnızca bir spor değil, aynı zamanda derin bir tutku. Herkes gibi ben de futbolu bir yaşam tarzı olarak benimsedim. Küçük yaşlardan itibaren futbol oyunlarıyla iç içe büyüdüm ve bu oyunlar hayatımın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Bu nedenle, her yıl çıkan yeni futbol oyunlarını büyük bir heyecanla bekliyorum ve saatlerimi bu oyunların başında geçiriyorum. İşte bu heyecanla FIFA 21‘in başına oturdum, ancak EA’nın Ultimate Team haricinde pek de önemsemediği FIFA, bir kez daha beni hayal kırıklığına uğrattı.
Elbette, futbol oyunlarını rekabetçi bir ortamda milyonlarca insanla oynamak son derece keyifli ve heyecan verici, fakat eğer bir futbol oyunu yalnızca bu rekabete odaklanmışsa, bu durum içimi burkuyor. Oyunun teknik detaylarına ve yeni gelişmelere birazdan değineceğim, ama benim düşünceme göre artık hepimiz keyifle oynayacağımız bir futbol oyununu hak ediyoruz ve ne yazık ki bu oyun FIFA 21 değil.
EA’nin Bize Sürprizleri Neler
Oyunu incelemeden önce hemen belirtmeliyim ki, benim oynadığım sürüm 1.03. FIFA’yı yakından takip edenler bilir ki, her yeni güncelleme neredeyse oyunu baştan yaratıyor. Bu nedenle burada okuyacağınız oynanış mekanikleri, iki ay sonra geçerliliğini yitirebilir.
Futbol oyunları benim için uzun bir geçmişe dayandığı için oyunu açar açmaz takım kadrolarında gezinip taktiklere göz atıyorum. Ancak, bazı transferlerin henüz yapılmamış olduğunu görmek beni üzdü. Ardından, büyük bir pişmanlıkla Ultimate Team moduna girdim ve bazı değişiklikler beni karşıladı. Menü tamamen yenilenmiş, fakat aşırı derecede kasma sorunları yaşanıyor. Geçen sene gelen görev ve tecrübe puanı sistemi aynen korunmuş. Duyurulan Co-Op birlikte oynama modu ise oldukça keyifli olmuş.
Henüz FUT Champions dönemi başlamadığı için fiyatlar biraz düşük. Hızla bir Serie A karması oluşturdum ve oynamaya hazır hale geldim. İlk sıralama maçlarından önce biraz Squad Battles oynayınca oyundaki temel değişiklikler gözlemleniyor. Savunma yapmak çok daha zor hale gelmiş; hangi sistemle oynarsanız oynayın, orta sahada bir şey yok ve herkes (yapay zeka dahil) L1+Üçgen kombinasyonunu spamlıyor. Ayrıca yeni hareketler oyunu oldukça değiştirmiş; alan bulmak hiç olmadığı kadar kolaylaşmış. Üstüne bir de şutlar ekstra güçlü olunca, 8-7 gibi çılgın skorlu maçlarla karşılaşabiliyoruz.
Kaka Leite Bizleri Bekliyor
FIFA’nın içerisinde her zaman 2-3 farklı futbol oyunu vardır. Bu, Ultimate Team modunda oynadığınız oyunun, Online Sezonlar kısmında oynadığınız oyunla aynı şey olmadığı anlamına geliyor. Keza Kariyer Modu ve Santra modunun da oynanışı ve mekanikleri neredeyse tamamen farklı. Ultimate Team odaklı bir inceleme yazmak istemediğim için o pişmanlığı kapatıp diğer modlara bakmaya karar verdim. Çok fazla hareket ve çalım sevmediğim (beceremediğim) için Volta moduna kısa bir göz attım. Beklentim çok yüksek değildi ama tüm bu şov hareketlerini futbol sahası yerine sokakta yapınca oldukça keyifli bir hale geldi. İlk maçın ardından gelen ara sahnede Milan efsanesi Kaka Leite‘yi görünce tatlı bir şaşkınlık yaşadım; futbol dünyasının en güler yüzlü isimlerinden birinin oyunda ICON kartı dışında yer alması hoş bir sürpriz olmuş.
Büyük bir hayranı olduğum Kariyer Modu ile ilgili bazı güncellemelerin geleceğini öğrenmiştim. FIFA 20’de de uzun süre oynadığım bu modda bazı değişiklikler gözlemleniyor. Artık maçları Football Manager‘in top adam sistemine benzer bir şekilde izleyip, istediğiniz anda sahaya girip kontrolü devralabiliyorsunuz. Bu özellik, EA adına düşünecek olursak inanılmaz bir gelişme ve oldukça işlevsel. Ayrıca, kiralık oyuncu transfer ederken satın alma opsiyonu ekleyebiliyorsunuz. Oyundaki en büyük değişim ise kondisyon sistemi ve antrenman özelliği olmuş. Artık oyuncuların yalnızca tek bir kondisyonu yok, aynı zamanda FM‘deki gibi bir maç ritmi özelliği de mevcut; bu kondisyon/maç ritmi dengesini ayarlamanın en iyi yolu antrenmanlar. Sadece dinlenme ve antrenman arasında seçim yapabilsek bile böyle bir özelliğin eklenmesi gerçekçiliği artırmış.
Ayrıca, artık taktiklerde oyuncuları istediğiniz pozisyonlara koymanın bazı negatif yönleri var. Bir futbolcuyu oynayabildiği pozisyonların dışında bir yere koyduğunuzda özelliklerinden eksiliyor ve size gelip “Ben burada oynamak istemiyorum” ya da “Burada oynamaktan keyif aldım, bana inandığın için teşekkür ederim.” gibi şeyler söyleyebiliyor. Bu yeni pozisyon sistemi, bireysel antrenmanları da beraberinde getiriyor. Artık seçtiğiniz 5 futbolcuya değil, tüm takıma bireysel antrenman atayabiliyorsunuz. Bu yeni sistemde ayrıca pozisyon değişikliği özelliği de var. Örneğin, bir sol kanat oyuncusunu forvet olarak eğitebilir ve forvet için gerekli bitiricilik, pozisyon alma gibi özelliklerini geliştirebilirsiniz. Bunların dışında, kariyer modu FIFA 20’nin hemen hemen aynısı; basın toplantıları bir süre sonra tekrara bağlıyor ve futbolcu replikleri hemen hemen hep aynı hale geliyor.
Sallanan Direkler
Oyunda çok fazla animasyon var. Hem futbolcuları kontrol ederken araya çok fazla animasyon giriyor ve top kaybı yapabiliyorsunuz, hem de saha kenarı ya da içindeki olaylar sürekli değişiyor. Bu yeni animasyonlardan en etkileyicisi, topun direkten döndüğü zaman direklerin zangır zangır titremesi. Ancak, EA bu özelliği ön plana çıkarmak için topların direkten dönme yüzdesini bir tık arttırmış gibi görünüyor. Ayrıca, oyuna eklenen kale arkası konfetileri ve yeni maç başlangıç ekranı oldukça güzel. Görsellik açısından oyunun pek sıkıntısı yok ama oynanış açısından aynı şeyleri söylemek mümkün değil.
Bağlı çalım hareketleriyle tüm sahayı kat edip, karşınıza çıkan savunma oyuncularını yok saymak kulağa eğlenceli geliyor olabilir. Ancak, aynı şey size yapıldığında sinirden kolu fırlatmak işten bile değil. Eğer bu oyunu rekabetçi ve üst düzey bir seviyede oynayacaksanız, kendinize yedek bir gamepad almayı unutmayın ya da benim gibi bazı şeyleri görmezden gelerek elimizdeki kötünün iyisi bu futbol oyunundan keyif almaya bakın. Çünkü benim gibi bu oyunları bağımlılık derecesinde oynayanlar bilir ki, futbol oyunu oynamadan bir yılın geçmesi neredeyse imkansız.
Şampiyonlar Ligi ve Libertadores Kupası
FIFA 19 ile birlikte Şampiyonlar Ligi’nin lisansı yeniden EA’ye dönünce belki de sebepsiz yere bir heyecan yaşandı. Geçmişte Şampiyonlar Ligi için ayrı oyun bile üreten EA, bu hakları alınca yalnızca kariyer modunda kendini sürekli tekrarlayan spiker replikleri ve FUT içerisinde yer alan özel kartlar dışında hiçbir şekilde kullanmadı. En büyük hayalim, şu an Fut Champions olarak bilinen eski adıyla Weekend League’in bir şekilde Şampiyonlar Ligi temasıyla karşımıza çıkmasıydı, ancak EA bunu düşünmedi bile. En azından şu sıkıcı Squad Battles atmosferini Şampiyonlar Ligi yapmayı deneseydiniz, o bile yok. Yine, kös kös aynı şeyleri binlerce kez yaparak yolumuza devam ediyoruz.
Libertadores Kupası ile birlikte Güney Amerika’nın heyecanı ve tutkusu FIFA’ya geldi demek isterdim. Ancak, tıpkı Şampiyonlar Ligi’nde olduğu gibi Libertadores’te de aynı şeyler geçerli. Özel FUT kartları ve tek kişilik oyundaki maçlar dışında hiçbir ekstra şey yok. Oynanış olarak şu an için birçok sorunu olan, futbolun temel aritmetiğine uymayan bir futbol oyunu var elimizde. Hani belki ucundan köşesinden yakalarsanız, biraz seyirci gazı oyunda yer alıyor. Özellikle son dönemdeki seyircisiz maçları görünce, FIFA’da en azından seyirci var. Ancak dikkatli olmak lazım; işler böyle giderse EA, seneye “Seyircili maç paketi” adı altında bir DLC çıkarıp bunu satmaya çalışabilir…
Oyunda bana göre en keyifli mod olan Pro Clubs’a ise çok sevindirici güncellemeler gelmiş. Artık arkadaşlarınızla oynadığınız takımı tamamen özelleştirebiliyorsunuz ve takımınızdaki YZ oyuncuların adını değiştirmek de buna dahil. Belki ufak bir detay ama futbolcularla bağ kuran benim gibi oyuncular için güzel bir gelişme. Pro Clubs’ın da oynanışı, yine diğer tüm modlardan farklı. Bu kabul edilebilir bir durum çünkü bu mod, esasen 11 kişinin farklı gerçek oyuncular tarafından kontrol edilmesi üzerine tasarlanmış. Eğer FIFA oynayan bir arkadaş çevreniz varsa ve hala Pro Clubs denemediyseniz, kesinlikle tavsiye ederim; son yıllarda FIFA’nın en keyif veren kısmı.
Daha Kolay Gol, Daha Kolay Paket
Oyun çıkmadan önce duyurulan daha çevik top sürme sistemi, ayarlardan açılıp kapanabiliyor. Açık kalması, top kaybını bir tık daha zorlaştırdığı için, oynadığım tüm rakipler bu özelliği kullanıyordu. Yine çıkmadan önce duyurulan pozisyon bilgisi özelliği yerinde ise yeller esiyor; savunma oyuncuları ve özellikle defansif orta sahalar sürekli kademe hatası yapıyor ve iş çığırından çıkıyor. Klasik L1+X verkaç kombinasyonu, arkaya kaçmanın ve L1+Üçgen kombinasyonunun gücüyle daha da durdurulamaz bir hal almış. En işlevsel özellik, yaratıcı koşu yaratma gibi gözüküyor ama çoğu zaman onu uygulayacak zamanı bulamıyorsunuz ya da daha basit bir pas atmak zorunda kalıyorsunuz. Aynı şey, oyuncuya kilitlenme özelliği için de geçerli; oyunda orta sahalar aktif olup pas oyunu oynamaya imkan sağlayan bir yapı çıkarsa, bu iki özelliğin kullanımı da epey artacaktır.
FIFA, NBA ve Football Manager gibi oyunların kendine ait bir kitlesi var. Bu kitle, oyun ne kadar farklı veya kötü olursa olsun, oyunu almaktan vazgeçmiyor. Zaten Ultimate Team ve FIFA Point sistemi ile büyük bir gelir elde eden EA, ne olursa olsun oyundan büyük bir kar elde edeceğinin farkında. Bu yüzden bu yazıyı okuyanların birçoğu, çoktan FUT kadrolarını kurmuş ve önümüzdeki FUT Champions’u bekliyor olabilir. Ancak benim sözüm, henüz oyunu almamış ve merak eden kişilere. Şu an için 500 liradan satılan FIFA’ya, FUT bağımlısı değilseniz bu parayı vermenizi kesinlikle tavsiye etmem. Hele elinizde FIFA 20 varsa, eskiden yaptığımız gibi manuel olarak yeni transferleri yapıp kendi güncel kadrolarınızla FIFA 20 oynamak çok daha akıllıca olacaktır. İndirim zamanı geldiğinde, oynanış düzeldiyse tercih edilebilir. Bunun dışında, zaten FUT bağımlısı olan kesim, dediğim gibi çoktan oyuna başladı bile. Momentum sizinle olsun.