Oyun hayatım esasen büyük ölçüde Nintendo, Sony ve Sega konsollarıyla şekillendi. PC oyunlarına ve Microsoft konsollarına fazla yaklaşmadım. Bu nedenle, Cover Shooter türünü oldukça seven biri olarak Gears of War serisini denemek için sabırsızlanıyordum. Uzun bir bekleyişin ardından serinin Playstation’a geçiş yapmasıyla bu isteğim nihayet gerçekleşti. Bu incelemede, oyunun bu sürümündeki farklılıkları değil, seriyi ilk kez deneyimleyen birinin görüşlerini ele alacağım.
Bildiğiniz gibi, Gears of War serisi günümüzde Cover Shooter türünün en bilinen örneklerinden birisidir. Bu türün temelleri Nintendo 64 dönemindeki Operation Winback’a kadar uzansa da, dünya genelinde popülerlik kazandıran ilk ve en etkili örneklerden biri olduğu söylenebilir. Bu Reloaded sürümü ise oyunun 2015 yılında çıkan Remastered Ultimate Edition versiyonunu baz alıyor. Grafiksel açıdan 60 fps ve 4K desteği sunan bu sürüm, şimdiye kadar piyasaya sürülen tüm DLC paketlerini de içeriyor ve ana senaryoya entegre edilmiş bir şekilde sunuluyor. (Ah o acımasız Brumak savaşı!) En beğendiğim özelliklerden biri, öykü modunu baştan sona iki ekran bölerek oynayabilme şansıydı. İkiye bölünmüş ekranda oynama imkânı, artık neredeyse kaybolmaya yüz tutmuş bir oyun kültürü olduğu için bana bir vaha gibi geldi. İsterseniz bunu çevrimiçi olarak başka oyuncularla da gerçekleştirme olanağı var.
Oyun, PS5’in kontrolcüsünün özelliklerini oldukça etkin bir şekilde kullanıyor. Tüm radyo diyalogları ve silah sesleri, DualSense üzerindeki hoparlörden aktarılıyor; ateş sırasında uyarlanabilir tetik özelliği de devreye giriyor ve yakın çatışmalarda elektrikli testere kullanırken kontrolcünün titremesi etkileyici bir deneyim sunuyor. Ancak bu özellikler oyunun atmosferine katkıda bulunsa da, kontrolcünün şarjını hızla tükettiğini belirtmeliyim. Bu özellikler Ultimate Edition’da da mevcut ise özür dilerim, fakat ben oyunu ilk kez deneyimliyorum.
Gears of War’u oynarken, PS3 dönemine ait oyunları ne kadar özlediğimi fark ettim. Oyunun öğrenme süreci yok; 2 saatlik kesitlere ya da uzun açılış süreçlerine katlanmak zorunda değilsiniz; oyun açıldığında hemen aksiyonun içine dalıyorsunuz. (Modern oyunlardaki canımı sıkan bu uzun bekleme süreleri benim için çok nahoş.) Hızla ilerleyen oyun yapısı sayesinde zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Şarjör değiştirme sistemi de tempo kaybettirmeyecek şekilde tasarlanmış; doldurma işlemi esnasında ortaya çıkan küçük bar, doğru zamanlamayla basıldığında çok daha hızlı bir şarjör değiştirme sağlıyor. Bu mekanik, Gears of War’un öncülerinden biri olarak kabul edilebilir.
Oyun, birkaç farklı seçim yapma imkânı sunuyor ve bu seçimler, mekanlar ve çatışmalar üzerinde kısa süreli etkiler yaratabiliyor. Bu mekanik, oyunu tekrar oynama isteği uyandıran bir özellikken, ekip arkadaşlarınıza “Toplan”, “Ateş Et” ve “Ateşi Kes” gibi komutlar verebileceğiniz bir sistem bulunuyor. Ancak bu sistemin işlevselliği pek etkileyici değil; ekip arkadaşlarınızın pek akıllıca hareket etmediğini ve sıkça kayıplar verdiklerini söyleyebilirim.
Lakin, türle ilgili deneyim sahibi biri olarak söylemeliyim ki, oyundaki düşman ve silah çeşitliliği, o döneme ait oyunlar için bile oldukça sınırlı. Maalesef bunlardan sadece 1-2’si gerçekten işe yarar durumda. Özellikle keskin nişancı tüfeği The Longshot oyunun en büyük destekçisi; bunu sakın yanınızdan çıkarmayın. Oyunu Normal zorluk seviyesinde tamamladım ve bence aşırı kolaydı. Normal seviyesinin bu kadar kolay olmaması gerektiğini düşünüyorum; toplamda belki 3-4 kez öldüm (o da odaklanmadan oynadığım için). Zorluk seviyesini Hard’a yükselttiğimde, düşmanların daha akıllı hareket etmelerini ve kendi dayanıklılığımızın düşüşünü bekliyordum ama tüm düşmanların kurşun süngeri gibi davrandığını ve benden sürekli headshot beklediğini gördüm. Klasik cover shooter ve FPS oyuncuları için, bu zorluk seviyesi mantıklı değil.
Ayrıca, DLC paketinden gelen Brumak savaşı da oldukça dengesiz olarak karşımıza çıkıyor. Onu alt etmek için çok çabalarken son boss’u sadece birkaç saniye içinde indirdim. Bu tür olaylar da oyunun genel zorluk dengesini bozuyor. Ancak belirtmek gerekir ki, Gears of War Reloaded, görsel ve ek özelliklerine rağmen, esasen PS3/Xbox 360 dönemine ait bir oyun. Çatışmalar içinde ilerlemeye ve nadiren aynı senaryolarla karşılaşmaya dayalı bir yapıda, bu nedenle temposu yüksek; fakat günümüz oyunlarına kıyasla detay eksikliği bulunuyor. Oyunda silah satın alma ya da geliştirme mekanizması bile yok. Dolayısıyla, düz yapısı modern oyuncular için biraz sığ gelebilir. Ancak eğer amacınız rahatlayıp eğlenceli bir aksiyon yaşamaksa doğru yerdesiniz. Seriyi ilk deneyimleyen biri olarak ben oldukça keyif aldım, üstelik devam oyunlarını da merak eder hale geldim. Bu noktada kararınızı buna göre vermenizi tavsiye ederim.
ÇOKLU OYUNCU NE ALEMDE? – Sabri Tıpkı o dönemde Xbox tarafından yayınlanan her oyun gibi, Gears of War’un çoklu oyuncu modu da serinin hatırlanma nedenlerinden biri. Ancak dürüst olmam gerekirse, seriye yeni katılanlar için hikaye açısından güzel olsa da, çoklu oyuncu modunun neden bu kadar sevildiğini anlayamıyorum. İlk oyunun çoklu oyuncu bileşenleri, sonraki oyunlarla karşılaştırıldığında oldukça eksik. Oynanış olarak daha yavaş ilerlemesi ve oyun modu sayısının kısıtlı olması başlıca sorunlar arasında. Fakat bu “Reloaded” versiyonunda birçok problem ile karşılaşıyoruz. 10 yıl önce Xbox One ve PC’ye sunulan Ultimate Edition’a dayanan bu oyun, hâlâ o dönemin sıkıntılarıyla başa çıkmak zorunda kalıyor. Altyapı kaynaklı sorunların olduğunu düşünüyorum; bağlantı zorlukları, rakiplerinizle olan vuruş bağlantısındaki sorunlar, Gnasher’ın zaman zaman etkisiz kalması ve eşleşmelerin dengesizliği gibi problemler mevcut. Üstelik, uzun yıllardır Gears oynayan küçük ama aktif bir oyuncu kitlesi mevcut. Bu durum, yeni ya da sıradan oyuncular için çoklu oyuncu modunu eğlenceden uzaklaştırıyor. Çoklu oyuncu olan PVE modu olan Horde’un ilk oyunda olmaması ise ayrı bir eksi. |
The Coalition‘ın bu sorunları çözeceğine dair pek bir umudum yok; bu yüzden Gears of War: Reloaded’ın çoklu oyuncu modunu önermem oldukça zor. Yeni oyunculara çoklu oyuncu için Gears of War: E-Day’i beklemelerini öneririm. Muhtemelen daha dengeli ve daha kapsamlı bir deneyim sunacaktır.