Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

5 dakika okunma süresi

5

Göksu Uğur ile Ragnarök’un Arka Planında: Oyun Geliştirmenin Keyifli Yolculuğu

Göksu Uğur ile Ragnarök'un arka planında kaybolmak mı? Oyun geliştirme serüvenini gülme krizine hazırlanın!

admin

4 saat önce

Göksu Uğur ile Ragnarök’un Arka Planında: Oyun Geliştirmenin Keyifli Yolculuğu

Öncelikle, tutkuyla oluşturulan bir oyunun arka planındaki özverili çabaları anlatan bir röportajı paylaşmak gerçekten çok keyifli. Hani böyle filmlerde, oyunlarda “Credits” ekranı akarken arada Türk ismi görünce şahsen tanımıyor olsak bile bir gururlanma ve mutlu olma hissi gelir ya, işte tam da bu his, Ragnarök’u bitirdikten sonra akıp giden isimler arasında Göksu Uğur’un adını gördüğümde içimde depreşti. Hayatıma aniden bir komedi unsuru girdi; “Ya aslında bir röportaj yapabilsek, ne kadar eğlenceli olurdu!” diye düşündüm. Ancak, bunların hepsi bir yudum ve kahkaha dolu bir hayal olarak kalabilir, tıpkı yüzümüze sırıtıveren gülümseme gibi. Ama şansımız var ki, Sony’den gelen röportaj teklifiyle birlikte, taleplerimiz gerçek oldu ve kendimizi sohbet havasında bulduk. İşte, bu röportajın bir parçası olan keyifli sohbet.

Göksu Uğur ile Ragnarök'un Arka Planında: Oyun Geliştirmenin Keyifli Yolculuğu

Can: İlk olarak şunu merak ediyorum; Ragnarök gibi dünyanın dört bir yanından oyuncuları kendine çeken bu kadar büyük bir projede yer almak nasıl bir duygu? Sabırsızlıkla bekliyoruz.

Göksu: Ah, çok güzel bir duygu tabii ki! 4,5 yıldır bu muhteşem projede çalışıyoruz ve dilediğimden çok fazla emek harcadık. Şimdiye kadar gelen yorumlar da çok şahane oldu. Gerçekten heyecan doluyum, tıpkı çocukken yeni bir oyunun çıkmasını beklemek gibi!

Can: Ben de oyunu elimden geldiğince oynadım; öncekini bu kadar tamamlayıcı ve etkileyici bulmak beni de çok mutlu etti. Ama sırf bu mu değil, Santa Monica’ya kadar uzanan serüveninizi duymak isterim. Sektördeki ilk adımlarınızı atarken, “ben oyun yapımcısı olacağım” dediğiniz anlar var mıydı?

Göksu: Aslında çok net bir hayalim yoktu. Çocukluğumda, ‘Ben büyüyünce doktor olacağım’ gibi klişeler geçmedi kafamdan. Lise yıllarımda Sabancı Üniversitesi’nde öğrenci olduğumda, ne yapacağımı tam bilemiyordum. Görsel İletişim Tasarımı ve programcılığı denemek gibi çeşitli yollara girdim. Ama sonuç olarak programcılık benim kalbime daha yakın bir şey. Dolayısıyla, Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Hayatıma yön vermem hiç de kolay olmadı ama yaratıcı işler yapma isteği içimde hep vardı. Ve oyun sektörü, yaratıcılığımı en iyi şekilde gösterebileceğim bir alan olarak öne çıktı.

Göksu Uğur ile Ragnarök'un Arka Planında: Oyun Geliştirmenin Keyifli Yolculuğu

Üstelik, okuduğum dönemde Facebook ve Flash oyunları patlama yapmıştı. Türkiye’de küçük bir oyun şirketinde çalışarak bu alanda tecrübelerimi arttırdım. Kendimi geliştirmeye çalışırken, Carnegie Mellon University’deki Entertainment Technology yüksek lisans programını keşfettim. Orada, birçok alandan gelen insanlarla birlikte çalışma şansım oldu. İnan bana, oyun üretiminin ne kadar çok bileşenden oluştuğunu burada daha iyi kavradım. Hatta ilk senemin sonunda NBA 2K’yı yapan şirket olan Visual Concepts’te iş buldum ve oradaki tecrübelerim, beni konsol ve AAA oyun alanına yönlendirdi. 2017’de Santa Monica Studios’a başvurdum, o zamandan beri burada çalışıyorum. İşte böyle!

Can: Önceki oyunda Oynanış Programcısı olarak görev yaptığınızı söylediniz, orada yaptığınız işler hakkında biraz daha bilgi verebilir misiniz?

Göksu: İlk başladığımda elimde tek bir alan yoktu; her şeyi deniyordum. Yani, dövüş sisteminden fizik motoruna kadar birçok alanda çalışmak benim için büyük bir zevkti. Sonunda, yapay zeka konusuna eğilmeye karar verdim ve yavaş yavaş bu alana geçtim. Şu an Ragnarök’ta Yapay Zeka takımının lideriyim. Yani, büyük bir yükümlülük ama aynı zamanda eğlenceli bir iş!

Can: Ragnarök gerçekten yapay zeka açısından ön plana çıkan bir oyun oldu. Zorluk derecelerinin değiştiği yerlerde yapay zekanın daha agresif hale geldiğini hissedebildim. Yapay zeka takımını yönetmek nasıl bir responsablilikti sizce?

Göksu: Yapay zeka takımı, oyun tasarımcılığı departmanıyla çok yakın çalışıyor. Eğer karşı aldığımız düşmanlar, savaş esnasında sergiledikleri davranışlar, oyuncunun yanında yer almayan karakterlerin davranışları gibi birçok sistemi biz geliştiriyoruz. O yüzden bu tanımlamalar bazen birleşim değil, aslında çok farklı ekiplerle ortaklaşa yürütülen bir süreç. Ancak, işin özü, birbirimizle iş birliği yapmayı başarmak!

Can: Peki, Ragnarök’tan en çok gurur duyduğunuz bir parça var mı? Yani, “Evet, bu benim eserim!” diyeceğiniz türden bir şey?

Göksu: Spoiler vermek istemiyorum ama her bölümde ekip olarak çok fazla değişiklik yaptık. Oyunun alanı genişledi ve bu büyüme, bizim için yeni fırsatlar doğurdu. O yüzden tek bir parça seçmek benim için gerçekten zor. Şu an aklımda Grim’lerle olan dinamik savaş alanları var; onların üzerinde çalışma yaparken hissettiğim duygusal bağ bambaşka. Onlar benim için biraz çocuk büyütmek gibi oldu!

Can: İlk başlarda beni biraz yıpratsalar da alışana kadar böyle düşünmüyorum. Her an üzerime bir şey atılma hissi oldukça ilginçti!

Göksu: Sanırım eğlenceli bir yolculuk! Umarım özlemiş olduğunuz her şeyi hissedebilirsiniz. Çünkü Santa Monica’nın en önemli özelliklerinden biri en ince detaylara kadar her şeyi irdelemesi ve bu oyunda da bunu görebileceğinizi umuyorum!

Can: Ben oynarken fazlasıyla hissettim! Bu oyun, bu yıl oynadığım oyunlar arasında öne çıkan bir deneyim oldu benim için. Hem bu keyifli sohbet hem emekleriniz için çok teşekkür ederim!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?