Growbot: Müzik ve Macera ile Sarmalayan Bir Oyun Deneyimi

Growbot, müzik ve macera dolu bir oyun deneyimi sunarak oyuncuları büyülü bir dünyaya davet ediyor. Keşfedin, yaratın ve eğlenin!

admin

LucasArts ve klasik adventure denildiğinde akla ilk olarak Monkey Island, Fate of Atlantis, ve Day of the Tentacle gibi dönemine damga vuran yapımlar gelir. Ancak benim için point and click adventure türünün altın çağındaki en dikkat çekici oyunlardan biri Loom’du. Bobbin Threadbare’in nota çalarak büyüler yaptığı o eşsiz sistem, oldukça yenilikçiydi. Çocukken yazdığım nota kombinasyonları hala bir kenarda duruyor 🙂 Growbot’u oynamaya başladığımda, aslında aynı hissi yaşamıştım. Bulmaca sistemine müziğin katıldığı böyle bir tasarım görmekten son derece keyif aldım. Growbot’ta bazı bulmacalarda büyü olmasa da, kalkan yapma mekanizması var. Bu kalkanları, farklı çiçeklerden öğrendiğimiz ses tonlarını uygun sırayla kullanarak oluşturmamız gerekiyor. Bu tür bulmacalar iyi bir ses kulağı gerektirse de, işin eğlenceli tarafı orası.

Her neyse, müziği bir tarafa bırakıp Growbot’a odaklanalım. Bu oyun, aslında oldukça değişik bir macera deneyimi sunuyor. İlk bakışta Machinarium gibi diğer oyunlarla karıştırılabiliyor; ama gerçek şudur ki, bolca diyalog barındırıyor. Hatta oyunun oldukça detaylı bir lore’u var ve bu nedenlerden dolayı, başlangıçta oyuncular için kafa karıştırıcı olabilir. Hikaye, uzay istasyonunu kurtarmak isteyen bir robot üzerine kurulu; fakat bu robotun nasıl bilinç kazandığı, farklı yaratıkların bu dünyadaki rolleri, hologramlar, ve ışık spraytları gibi pek çok sorunun cevabını da yolculuk esnasında buluyoruz.

Growbot’un elle çizilmiş grafikleri gerçekten göz alıcı ve inanılmaz derecede dinlendirici. Ortada kötü karakterlerin olduğu bir hikaye olmasına rağmen, grafiklerin etkisiyle oyunu oynarken stres duymuyorsunuz. Sayfadaki görsellere bakıldığında bile insanı saran bir huzur var; o yüzden bunu başka şekilde tarif etmek oldukça zor.

Oyun zorluğu konusunda ise biraz kararsız kaldım. Bulmacalarda neye odaklandığınızı belirlemek bazen oldukça zorlayıcı olabiliyor ve nedenini anlayamıyorsunuz. Ancak, bir noktaya ulaştığınızda bu bulmacaların dünyanın en basit çözümleri haline geldiğini görmek de ilginç. Bunu nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum, ama belki de Growbot’un bulmacalarını anlatma konusunda pek de başarılı değilim.

Growbot aslında oldukça kısa bir macera oyunu; ben 3.5 saatte bitirdim (bir ara başka işlerle ilgilendiğim için oyunu açık unuttuğumu da söylemeliyim). Eğer çok fazla zamanınızı almayacak bir oyun arıyorsanız, bunu kesinlikle öneririm. Fakat iyi derecede İngilizce bilginiz yoksa, oyunun derin hikayesini anlamakta zorlanabileceğinizi belirtmeliyim. Başında da söylediğim gibi, karakterler birbirine benziyor olsa da, bu yapım, hikayesini konuşma balonları ya da grafiksel yollarla anlatmaktan ziyade farklı bir yaklaşım sergiliyor. Fiyatını da düşündüğünüzde, macera oyunu sevenlerin hoşuna gidecek keyifli bir seçenek, tam anlamıyla çıtır çerezlik bir oyun.

İlgili Gönderiler

Exit mobile version