Guilty Gear Strive: Dövüş Oyunları Dünyasında Çığır Açan Bir Başlangıç
Guilty Gear Strive, dövüş oyunları dünyasında çığır açan grafikler ve yenilikçi mekanikleriyle dikkat çekiyor. Bu heyecan verici seriyi keşfedin!
7 saat önce

Dövüş oyunları, bazen teknik zenginlikleri ve süregelen derin hikâyeleriyle, yeni oyunculara yabancı bir deneyim sunabiliyor. Örneğin, BlazBlue serisi veya Soul Calibur serisinin ilk beş oyunu, bu duruma örnek gösterilebilir. Ancak, Guilty Gear serisi, 1998’den beri devam eden karmaşık hikâyesi ile bu iki örneğin arasında bir yerde duruyor. Xrd SIGN ve Xrd REVELATOR’a kıyasla, oynaması çok daha akıcı ve rakiplerin hamlelerine karşılık vermeniz daha kolay. Fakat o karmaşık hikâyesi, ilk bakışta insanı çekebiliyor. Ama endişelenmeyin, elimden geldiğince bu konuda size yardımcı olmaya çalışacağım. İlk kez oynasanız bile, bu evren size bir şeyler ifade edecek.
Bir gün yine çılgın bir adam varmış. Guilty Gear evreninin merkezinde, her oyunun kapağında yer alan Sol Badguy, bu dünyanın ilk Gear prototipidir. Bu evrende, insanların teknoloji yerine büyü ile her şeyini çözdüğü bir gelecek var. Bu değişim, elbette savaşları ve seferleri de beraberinde getiriyor. Bu maceralarda, Ky Kiske, Axl ve Leo Whitefang gibi kahramanların yanı sıra, Faust, Ramlethal Valentine ve I-No gibi hain karakterler ortaya çıkıyor. İki önemli karakter de var ki, adlarını anmadan geçmek mümkün değil; “That Man” ve “The Original.” Bu karakterler, Sol Badguy ile Strive’ın hikâyesinin önemli unsurlarını oluşturuyor. Yıllar süren ana hikâyenin bir final noktasına ulaştığını rahatlıkla söyleyebilirim. Keşke her şeyi izlerken detayları açıklayabilseydim, ancak en kritik noktalarda bazı karakterlerin motivasyonlarını anlamak için Wiki okumak veya bir Youtube videosu izlemek faydalı olabilir. Oyunun içinde, bilgilerin sade bir dille sunulduğu ansiklopedik içerik mevcut, ama merak edip okumak tamamen sizin tercihiniz. O bölümleri çok irdelemeden 4-5 saatlik hikâye filmini izlemekten keyif almanız kesin. Çünkü Guilty Gear’ın ana hikâye bölümü, geleneksel olarak bölümlere ayrılmış videolar halinde sunuluyor. Bu film, görsel olarak oldukça etkileyici bir deneyim ve harika grafiklerle sunulmakta.
Arkadaki resim yapan kızın huzurundan istiyorum. Bam güm dalmayın. Tüm bu hikâye karmaşasının ötesinde, sonuçta bu bir dövüş oyunu ve oyuncuların eğlence arayışında olduğunu unutmamak lazım. Başlangıçta sınırlı karakterlere sahipmiş gibi görünse de, her birinin köklü ve oturmuş oynanışları keyif vermeye devam ediyor. Yeni eklenen Nagoriyuki ve Giovanna, biraz ayrıcalıklı bir konumda olabilir; ancak eski karakterlerin de güçlü kalmaya devam ettiğini belirtmeliyim. Özellikle Chipp, Millia ve I-No’nun akıcılığı büyük bir avantaj sağlıyor. Strive öncesi oyunlarla kıyasladığımda, karakterlerin hızlarının düşmüş olduğunu ve yeni modellemelerin daha belirgin hatlara sahip olduğunu düşünüyorum. Bir Sol’ın kılıcı ile rakibin kafasına vurduğunuzda ya da Potemkin ile havada rakibi yakaladığınızda sesin etkisi gerçekten hissediliyor. Ayrıca, Nagoriyuki’nin vampir katanasının her darbesi ölümcül bir his yaratıyor. Arc System Works, 2 boyutlu hissi olan 3 boyutlu grafik konusunda oldukça yetkin bir firma ve burada da etkileyici bir iş çıkarmışlar.
Karakterlerin harika tasarımları ve daha canlı arka planlar, yeni eklenen Wall Break özelliği sayesinde dövüşlerin birkaç mekâna taşınabilmesiyle birleşince, görsel olarak etkileyici anlar yaşatıyor. Wall Break’i gerçekleştirmek için rakibinizi köşeye sıkıştırmanız, sıkı bir kombo yapmanız veya ultinizle ekranı kırıp diğer ekrana geçmeniz gerekiyor. Bu şahane hareket sonrasında rakip başka bir alanla karşılaşacak ve bu durum avantaj sağlamanızda etkili oluyor. Ayrıca geçmişten gelen Roman Cancel, Overdrive saldırıları, Stagger ve R.I.S.C barı taunt’ları da yerli yerinde duruyor. Gatling sistemi de değişikliğe uğramış; zayıf saldırılar artık güçlü saldırıları tamamen iptal edemiyor, dolayısıyla bir kombo içinde kullanmaları gerekli. Counter yapıldığında yavaş çekime geçmesi ve büyük yazılarla bildirilmesi, görsel bir yenilik sunarak bir sonraki hamlenizi düşünme fırsatı sağlıyor. Yani dövüş ortamlarına girmeden önce eğitici içeriklere göz atmanız faydalı olabilir. Ancak, dövüş oyunlarına aşina biri, Strive’ın dinamiklerini kolayca kavrayabilir çünkü Tekken gibi her karakterin binlerce hareketi yok ve birkaç istisna dışında yapılış şekilleri benzer. Belirli zamanlamaları kapmak için pratik yapmak şart ama korkmadan deneyin derim; kontroller oldukça kolay ve netcode oldukça sağlam. Oyunun görselliği ve müzikleri, bu sefer aşırı enerjik ve oyunun yapısına mükemmel bir şekilde entegre olmuş.
Kavgada stil sahibi olmak. Tüm bu harika özelliklere rağmen, içerik açısından biraz kısıtlı görünüyor; öykünün tamamen bağımsız izlenebilmesi, Arcade modunun geçmişteki ruhunu az da olsa kaybettiriyor. Team Battle ve Time Attack gibi modların eksikliği, oyuncuları hızla online ortama yönlendirmek amacıyla yapılan bir hamle gibi duruyor. Neyse ki çevrim içi savaşlar oldukça canlı ve akıcı, bu konuda sıkıntı yaşamazsınız. Özellikle PC’de uygun fiyatıyla oyunu öneririm ama konsolda oldukça pahalı, oradan almayın. Zamanla yeni karakterlerin ekleneceğini de unutmamak lazım. Dolayısıyla, ortamlara ne kadar erken katılırsanız, o kadar uzun süre bu oyundan keyif alabilirsiniz. Ancak hikâyesi gerçekten çok etkileyici, orayı atlamayın; zira bir devrin kapanışına tanıklık ediyorsunuz.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?