Son zamanlarda /r/Games bölümünde oldukça ilginç bir tartışmaya rastladım. Tartışmanın ana teması, online FPS oyunlarının altın çağında bulunduğumuz oldu ve bu kanaate katılmamak gerçekten zor. Konsol tarafında çok fazla detaya inmek istemiyorum ama Steam üzerinde neredeyse her mümkünde bir çatışma oyunu mevcut. Üstelik, bu oyunların çoğu belirli bir standartın üstünde kalitede. Hell Let Loose, işte bu oyunlardan biri; İkinci Dünya Savaşı atmosferini askeri simülasyon unsurlarıyla ustalıkla harmanlıyor. Mükemmel mi? Hayır. Fakat doyurucu ve tatmin edici olduğu kesin!
İkinci Dünya Savaşı’nı görüp hemen heyecanlanmayın; çünkü bu simülasyonlar genelde biraz niş yapımlardır. Eğer “Eve geldim, yorgunum; bir el maç atayım, 3-5 adam vurayım” düşünceniz varsa, bu oyun sizi tatmin etmeyecektir ve takım arkadaşlarınızın oyun deneyimini de olumsuz etkileyebilirsiniz. Hell Let Loose’un temelinde iletişim yatmakta. Oyun içinde çok az Türk oyuncunun olduğunu da göz önünde bulundurursak, anlık olarak kendinizi ifade edebilecek kadar İngilizce ya da Almanca bilmezseniz, bu oyundan uzak durmanızı öneririm. Squad, ARMA gibi simülasyon oyunlarında olduğu gibi, Hell Let Loose’ta da sağlıklı ve etkili iletişim, emir komuta zincirini takip etmek oyunun büyük kısmını oluşturuyor. Bölük arkadaşlarınıza bağımlı bir şekilde hareket etmelisiniz, aksi takdirde sadece boş yere ölürsünüz. Şansınız yaver gider ve düşmanları tek başınıza yok ederseniz bile, ana göreve büyük katkılarınız olmayabilir. Yani istatistik kasmak için savaşa girecek bir fayda görmeyebilirsiniz. Oyunun ödüllendirme sistemi de ekip çalışmasına odaklı. Bireysel başarılarınız, takımın genel başarılarıyla örtüşmüyorsa, alternatif silah ve kostümleri açmak için ekstra zaman harcamanız gerekecek ve takım bulmakta zorlanacaksınız.
Online bir şekilde “Rambo” gibi oynamak isteyenler için bu gibi unsurların başlıca sebepler olduğuna değinmeliyim. Ölünce takım arkadaşlarının üzerinde yeniden doğmak gibi seçenekler yok. Belirli noktalarda doğup takımınıza katılmak için bazen uzun mesafelere koşmanız gerekebiliyor. Hell Let Loose’da bolca öleceksiniz, özellikle oyuna alışana kadar “Killed in Action” yazısı ile sıkça karşılaşabilirsiniz. Vurulduğunuzda takımınızdaki tıp mensupları sizi kaldırma yeteneğine sahip, ama kendi kendinize oynarsanız yanınızdaki sıhhiye olmayabilir. Pozisyon aldığınızda, destek ateşi açarken veya düşmana karşı savunma yaparken sıhhiyeyi korumak için yer değiştirmek zorunda kalabilirsiniz. Sağlıkçısı ölmüş bir bölüğün savaş alanında büyük risk taşıdığını unutmamalısınız.
Mermiye kafa atmaca yok!
Askeri simülasyonlar genellikle acımasız ve cezalandırıcıdır; Hell Let Loose da bu konuda geride kalmıyor. Tüfekler genellikle tek mermilik vurulmalarla savaş dışı bırakabiliyor. Tabancalar ve makineli tüfekler de vuruş noktasına göre 1 ila 3 mermi arasında sizi öldürebiliyor. Haritalar oldukça geniş; ancak dürbünlü tüfekler sadece belirli sınıfların silahlarında bulunuyor, bu da uzun mesafe çatışmalarını neredeyse anlamsız kılıyor. Hell Let Loose’un çatışmaları çoğunlukla orta ve kısa mesafede gerçekleşiyor. Dürbünlü silahı olan askerlerin esas görevi düşmanı gözlemlemek ve hareketlerini takımına bildirmek oluyor.
ARMA, Squad ve DayZ gibi oyunlara aşina olan oyuncular için bunlar yeni bilgiler değil, fakat yeni katılanlar için çatışma mekaniklerini bilmek faydalı olabilir. Hell Let Loose’un belirli noktalarda benzerlerine göre daha bağışlayıcı olduğunu belirtmek gerek. Taşıtlar, takımları görevlere götürecek şekilde yeterli miktarda ve haritada dengeli dağıtılmış durumda. Ayrıca, haritanın bazı bölgelerinde garnizon kurarak takım arkadaşlarınız için ileri doğma noktaları oluşturabilirsiniz. Ancak bu bölgeler genelde düşman ateşinin hedefi haline gelecektir.
Taşıtlardan bahsetmişken, oyunda hafif, orta ve ağır zırhlı araçların bulunduğunu vurgulamak istiyorum. Yani yalnızca piyade temelli bir çatışma değil, zırhlı araçlar da söz konusu. Özellikle ağır zırhlı araçları cepheden karşılamak zorlu bir mücadele haline geliyor ve çoğu zaman tehlikeli bir risk oluşturuyor. Zırhlı araçlar, piyade desteği olmadan savaşa girmemeli; aksi halde kanatlardan gelecek saldırılara karşı savunmasız kalacak ve kolayca yok edilecektir. Oyunun balistik yapısı oldukça tatmin edici. Tank zırhlarına yaptığı vuruşlarda sekme gibi durumlar yaşanabiliyor. Zırhı zayıf olan bölgelerde bir tank, tek mermiyle bile yok olabiliyor.
O silah seslerini bir güncellemek lazım…
Hell Let Loose, görsel açıdan oldukça başarılı bir yapım. Atmosfer, savaş alanlarındaki yaşanmışlık hissini uyandıracak detaylarla tamamlanmış. Görsel anlamda ne kadar etkileyici olursa olsun, oyunun ses tasarımı benim için yetersiz kalıyor. Oyuncular arasında iletişim kaliteli bir şekilde planlanmış; üç farklı ses kanalı mevcut. Çevredeki oyuncularla, komutanınızla ve o komutanlarla ayrı ayrı iletişim kurabilmek oldukça önemli. İlk bakışta karmaşık gelebilir, ama detaylı işleyen bu iletişim mekanizması oyunun dinamiklerini destekliyor.
Bunun yanı sıra, silah sesleri beklenenin altında. Askeri simülasyon dendiğinde, bu kadar basit bir tasarım ile karşılaşmak son derece hayal kırıklığı yaratıyor. Silah sesleri genelde boğuk ve korkutucu olmaktan uzak kalıyor. Ayrıca mermilerin az farkla kaçtığınızda çıkardığı sesler de oldukça önemli. O an, kalp atış hızınızı artırır ve yaşadığınız gerilimle bir kapıdan geçmek gibi hissettirebilir. Önlerinde önemli örnekler varken, bu tür ince detaylarda başarısız olmaları can sıkıcı; ancak aşılması zor bir sorun olmadığını düşünüyorum. Askeri simülasyon deneyiminde ses efektleri, yaşanan gerilimi artırmalı; bu konuda ısrarcıyım.