HighFleet: Uzayda Bir Savaş Stratejisi ve Rol Yapma Deneyimi

HighFleet, uzayda inşa edilen bir savaş stratejisi ve rol yapma deneyimi sunarak keşif ve savaşın heyecanını yaşatıyor.

admin

HighFleet, Dune’a olan benzerliğiyle dikkatimi çekti. Oyun hakkında daha fazla bilgi almak için bir YouTube videosu izlediğimde, FTL havasının da olduğu fark ettim. İçinde rol yapma unsurları barındırdığını görünce ilgim daha da arttı. İlginç karakter tasarımları, kendi geminizi oluşturabilme seçeneği ve etkileyici analog görünümlü arayüz ile aylar geçtikten sonra inceleme yazımı yazarken buldum kendimi. Aslında, oyuna ilk başladığınızda bir düşman gemisinin radarınıza girmesi için çok spesifik bir zevk sahibi olmanıza gerek yok. HighFleet’in ilk görünüşünde pek çok türe dokunduğu anlaşılıyor; başlıca hikayeye odaklanan bir oyun olarak öne çıkıyor.

Rol yapma unsurları sayesinde karakterimizin dünya görüşünü ve çevresiyle olan ilişkilerini yaptığımız seçimlerle etkileme fırsatına sahibiz. Analog uçuşlar ve dövüş sistemi bol aksiyon sunarak taktik yapma imkanı tanıyor. Bizim tasarlayabileceğimiz detaylı bir gemi yapma penceresi mevcut; heyecan verici bir özellik. Eğer oyuna adım attığınızda karşınıza çıkan karmaşık HUD sizi korkutmadıysa, merak etmeyin, onunla fazlasıyla zaman geçirmeniz gerekecek.

Hikaye kısmına geldiğimizde, eğitim sürecini tamamladıktan sonra büyük bir spoiler ile karşılaşma olasılığınız olduğu için özetiyle geçelim: İç savaşta bir imparatorluğun varisi olarak hava filosunun lideri konumuna getiriliyoruz. Olaylar ilerleyip, kendimizi Tarkhan adı verilen yerel lordları yanımıza çekmeye çalışırken buluyoruz. Oyun içerisinde farklı türden hava araçları bulunuyor ve oyun geliştikçe yenilerini de tasarlamak mümkün. Gidişatımız, gemimizin kumanda odasındaki detaylı arayüzdeki her düğmenin belirli bir işlevinin olmasıyla başlıyor; bu düğmelere basarak harita üzerinden rota belirliyoruz ve imparatorluk topraklarında seyahat ediyoruz.

Bu noktaya ulaştığımızda ya da düşman filosuyla karşılaşa geldiğimizde, düşman gemilerini seçip sıraya sokarak savaş ekranına geçiyoruz. Gemimizi WASD ile kontrol ederken, farenin yardımıyla nişan alacak ve ani manevralar yapabilmek için boost kullanacağız. Tüm gemilerimizi sırayla kullanarak düşmanlara karşı hayatta kalma mücadelesi veriyoruz. Silahlarımızın dolma sürelerini göz önünde bulundurmalı ve sürekli ateş etmek yerine, her bir gemimizin yakıtını dikkate alarak gerektiğinde geri çekilmeliyiz. Eğer gemimizin durumu kritiğe erişirse, en azından mürettebatı kurtarmak için kaçış kapsüllerini kullanma şansımız var. Fişek atarak üzerimize gelen füzelerden kaçmak ya da silah değiştirmek gibi opsiyonları da unutmamak gerek. Şimdi düşünün, filonuzdaki her geminin farklı özelliklere sahip olduğunu göz önünde bulundurun.

Ayrıca, hasar alan gemilerinizi tamir için şehre indirmeniz gerektiğini unutmayın; her birini ayrı ayrı indirmek zorundasınız ve bunları, farklı hızlarda tamir eden platformlardan seçerek yapmalısınız. Bu oldukça zahmetli bir süreç gibi görünüyor. Bu arada, oyun tek bir kayıt dosyası üzerinden ilerliyor, bunu belirtmemiştim değil mi?

HighFleet’in rol yapma unsurları da oldukça detaylı. İndiğiniz şehirlerdeki halka olan tavrınız, mürettebatınızı içine soktuğunuz durumlar ve diğer büyük karakterlerle kurduğunuz diyaloglar bazı değerleri etkilemekte. Ancak bu değerlerin ne işe yaradığını tam olarak bilemiyorum; mürettebat nereden geliyor, azalınca neler oluyor? Oyun, açıklamak yerine pek çok sırrı saklıyor gibi görünüyor. Mesela, düşmanın mesajlarını arayüzdeki telefondan inceleyerek frekans ayarı yaparak çözmek eğlenceli, fakat gelen mesajların anlamı hakkında pek bilgim yok. Koordinatları belirtiyorlar veya hangi rotalardan geçeceğimizi işaret ediyorlar ama bu bilgi çoğu zaman faydasız kalıyor. Haritada cetvelle uzaklık ölçmek, kalemle işaretlemek ve düşman gemilerinin yollarını kesmek gibi detaylar, oyunun derinliğini arttırıyor.

Fakat tüm bunların karşılığında, harcadığımız ekstra yakıtın bir kısmını belki almak dışında bir kazanç sağlıyoruz. Oyun o kadar çok şey sunuyor ki, çoğu zaman bunlardan yalnızca azı anlamlı geliyor. HighFleet’i her açtığımda hafiften sinirlenmeye başlıyorum. Gerçekten çok güzel bir oyun yapılmaya çalışılmış, ancak sonuçta karman çorman bir bulamaç ortaya çıkmış gibi hissediyorum. Uzun süre boyunca bu kadar umutla başladığım fakat sonunda hüsranla bıraktığım bir oyun olmamıştı. Eğer muhteşem görselliğiyle dikkat çekiyorsa, birkaç video izleyerek belki her dakika karşılaşacağınız yeni mekanikler keşfedebilirsiniz. Ancak bir gerçek var ki; HighFleet, maksimum irtifasından çok daha yükseklere uçmaya çalışan dengesiz bir gemi. O kadar yükseklere çıkabildiği için bazen hayranlık duyabilirsiniz ama yolculuk sırasında sık sık midenizin bulanacağını da aklınızda bulundurmalısınız.

İlgili Gönderiler

Exit mobile version