Hitman 3 İncelemesi: Dünya Çapında Suikastçının Dönüşü

Hitman 3, suikastçının geri dönüşünü muhteşem bir şekilde sunuyor. Strateji, aksiyon ve gizliliğin mükemmel birleşimi için incelememizi okuyun!

admin

Bazı oyunları incelemek gerçekten zorlayıcı olabilir. Hikayeleri genellikle ağır bir tempoya sahiptir ve bir anda açılır. Hiç olmadığı kadar, bazı önemli özellikler oyunun sonlarına doğru etkin hale gelince ne düşüneceğinizi bilemezsiniz. Ancak “World of Assassination” adıyla yenilenen Hitman üçlemesine ait oyunları oynarken bu tür hisleri hiç yaşamadım. Çünkü ilk oyunun sunduğu Ajan 47’nin yeteneklerini yeniden deneyimledikten sonra geriye sadece bölümleri keşfetmek kalıyor. “World of Assassination” dünyasında 47 numaralı suikastçının hedeflerini tek tek indirirken bana sunulan hikaye ilgi çekici ve mekanlar da göz alıcıysa, bu benim “Hitman olmuş” demem için yeterli oluyor. Hitman’in en iyi yaptığı şey, oyuncularına ister hikayesini takip ettiği, ister yaratıcılığın sınırlarını zorladığı, isterse de verilen görevleri tamamlamaya çalışacağı tekrar tekrar oynanabilir kum havuzları sunmaktır.

Dün dünyanın en başarılı kiralık katiliyken, bugün ne ara evsiz kaldım, ben de anlamadım. 47 Numarayı son bıraktığımızda Providence’da kalan son hedefi Arthur Edwards’ın peşine düşmüştü. Hitman 3’te de durum çok farklı değil. Ajan 47, neredeyse bütün ortaklarını öldürerek örgütteki güç dengelerini alt üst etmiş durumda; bu durum pek çok yeni hedefin de ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu hedeflerden bazıları gerçekten tuhaf karakterler. Aralarında gizli örgüt üyeleri, bilim insanları ve suç lordları gibi birçok ilginç isim bulunuyor. Hepsi de 47’nin onları yaratıcı bir biçimde ortadan kaldırmasını bekliyor.

Görevlerin Çeşitliliği

Hitman 3’te toplamda 6 görev ve altı özgün nokta var. Bunlar sırasıyla Dubai, Dartmoor (İngiltere), Berlin, Chongqing, Mendoza ve Karpat Dağları (Romanya) olarak sıralanıyor. Son bölümü saymazsak, tüm bu lokasyonlar devasa bir kum havuzu niteliğinde ve ne yapmak istediğiniz tamamen sizin yaratıcılığınıza bağlı. Eğer benim gibi kolay yoldan gitmeyi seven bir oyuncuysanız, hikaye fırsatlarını yakalamanız oldukça faydalı olacaktır. Ajan 47, doğru yerde ve zamanda olmayı başardığında, hedefine ulaşmasını sağlayacak özel bilgilere ulaşabiliyor. Bazen bir hedefin koruması değişirken, bazen davetlilere özel bir partinin haberiyle karşılaşabiliyorsunuz. Bu sayede, ufak bir çabayla hedefinizle istediğinizden çok daha kolay bir şekilde karşılaşabiliyorsunuz. Açıkçası, bu oyun, önceki iki oyuna göre bir tık daha kolay olmuş. Hem görevler oyuncuyu fazla yönlendiriyor hem de hikayeyi tamamlarsanız düşmanlarınızla başa çıkmak, sadece tek bir tuşla çözülebilecek kadar basit hale geliyor.

Yaratıcılığın Sınırları

Bana hikaye anlatma kardeşim! Ancak elbette zoru seven oyuncular için işin zor yolu da mevcut. Hikayeleri bir kenara bırakıp, kostüm değiştirerek kalabalığa karışmak ve hedefleri ortadan kaldırmak oldukça tatmin edici bir deneyim sunuyor. Hitman’in mekanları her zamanki gibi göz kamaştırıcı. Keşfedilecek sayısız koridor, oda ve olay var ki, tek bir oynanışta bir oyuncunun bütün olasılıkları görmesi neredeyse imkansız. IO Interactive, oyunculardan böyle bir şey beklemiyor. Aksine, tekrar oynanabilirliği artırmak adına farklı başlangıç noktaları, görevler ve saklanmış paketlere ulaşma imkanı sunuyor. Belki Dubai’deki aktörler gelmeden önce kullandığınız taktik, farklı bir başlangıç noktası nedeniyle işe yaramayabilir. Ayrıca, hedefi farklı şekillerde ortadan kaldırmak, hiç görünmeden veya kostüm giymeden görevleri tamamlamak için ciddi bir çaba sarf etmeniz gerekecek.

Öne Çıkan Bölümler

Hitman 3’ün en dikkat çekici bölümlerinden ikisi, Dartmoor ve Berlin’de geçiyor. Dartmoor, biraz daha “Knives Out” filmini anımsatan bir cinayet romanı atmosferinde geçiyor. Siz alana girerken, orada bir dedektifin de bulunduğunu görüyorsunuz ve dilerseniz onun kılığına girip cinayeti çözmeye çalışabiliyorsunuz. Bunun için delil toplamak ve aile üyeleriyle uzun uzadıya konuşmak gerekiyor. Eğer katilin kim olduğunu bulursanız, ödül olarak hedefinizle baş başa “kaliteli” zaman geçirme şansınız oluyor. Dedektif yerine fotoğrafçı veya mezarcı gibi karakterlerle malikaneye girdiğinizde bambaşka bir deneyimle karşılaşıyorsunuz. Karakterlerin tepkileri, diyalogları değişiyor ve belki de şanslıysanız daha önce bulamadığınız gizli duvarlar ve odaları keşfetmek işten bile değil.

Bir diğer kaliteli bölüm ise Berlin’de geçen Apex Predator. Burada Hitman, kendisini avlayan 10 hedefin hakkından gelmeye çalışıyor. Hedeflerin tamamı, 47 numaranın varlığından haberdar. Dikkatli gözlem ve planlama ile teker teker avcıları avlamaya başlıyorsunuz. Toplamda 10 hedef var ve bazıları, tıpkı sizin gibi kalabalık arasında kaybolmuş karakterler olabiliyor. 5 avcı öldüğünde görev tamamlanıyor, bu da Apex Predator görevini tamamlamanın pek çok yolu olduğu anlamına geliyor. Tüm bunlar, Berlin’de ıssız bir gece kulübündeki partide geçiyor ve bu ortam kafanızda daha iyi canlanacaktır.

Son Bölüm ve Problemler

Eğer size silah çeken güvenlik görevlileri varsa, bölümde yeniden başlama zamanı gelmiş demektir. Ancak oyunun ve yeni üçlemenin en zayıf bölümü, üzücü bir şekilde son bölümde ortaya çıkıyor. Çok fazla spoiler vermek istemesem de, ardı ardına gelen basit cevapları olan koridorlarda ilerlemeniz gerekiyor. Önceki bölümlerde olduğu gibi kılıktan kılığa geçip, özel sekanslara ulaşmak veya hikayeyi ilerleten alternatif senaryolar mevcut değil. Haldur huldur ilerleyip, Edward’a ulaşmaya çalışıyorsunuz. Oyuncuya bu kadar serbestlik veren, tek bir haritada onlarca farklı senaryoyu anlatan bir üçlemenin finalinin bu olmaması gerektiğini düşünüyorum.

Önceki iki oyunla karşılaştırıldığında Ajan 47’nin repertuarında çok büyük yenilikler yok. Elbette kullanıma uygun ve özel animasyonlu ölümcül silahlar mevcut, ancak Agent 47’nin daha önce yapamadığı ve şimdi yapabildiği fazla özellik yok. Eğer sadece hikaye için oynuyorsanız (ki kim Hitman’i sadece hikayesi için oynar, o ayrı bir tartışma), açılan hikayelerdeki yönergeleri takip ederek 5-6 saat içinde kolaylıkla bitirebilirsiniz. Yan görevler ve seçeneklerle bu süre rahatlıkla 30-40 saati bulabilir. Benim gibi sabırsız ve meraklı bir suikastçiyseniz, bu süre daha da uzayabilir.

47 Numara için her alet sanatını yapabilmek için kullandığı bir fırça olsa gerek. Hitman’in bu kadar uzun ömrü olup olmadığı, tüm görevlerin yapmaya değer olup olmadığı ise bambaşka bir konu. İtiraf etmeliyim ki, Dubai’de o gökdelenin koridorlarını adım gibi biliyor olmamın yarattığı bir huzur hissi var. Ancak bölümlerde yeterince zaman geçirirseniz, o yaşayan ortam bir süre sonra sistematik ve robotik bir deneyim sunmaya başlıyor. Bu da ister istemez Hitman’in yarattığı illüzyonun sona ermesine yol açıyor.

Hitman 3 ile ilgili tek sıkıntım, oyun tasarımındaki senaryo konusunun sürekli sorunlu olması. Çünkü Hitman, keşfedip uyum sağlamaya dayalı bir oyunken, Hitman 3’de hikayeyi sonlandırma ihtiyacı nedeniyle çizgisel anlatımlar da mevcut. Oyun, bir yandan kendini ciddiye alıp bana Providence’den, ICU’dan bahsederken diğer yandan da beyin yakan steampunk bilim adamlarını öldürmeye gönderirse, ister istemez bir tutarsızlık ortaya çıkıyor. Bence çizgisel hikaye anlatımı Hitman serisine yakışmıyor. Bu durumu açık dünya dahilinde anlatmak, yapımcıların aşması gereken bir problem ve bunu büyük oranda başaramamışlar.

Ancak Hitman 3, bu haliyle bile gözüm kapalı tavsiye edebileceğim oyunlardan biri olmayı başardı. Dartmoor ve Apex Predator, rahatlıkla söyleyebilirim ki, şimdiye kadar yapılmış en iyi Hitman bölümleri arasında yer alıyor. Bölümler, önceki oyunlara göre biraz daha uzun ve bu da daha fazla suikast seçeneği ve kum havuzunda daha fazla oyuncak sunuyor. Eğer hikayeye hakim değilseniz bile Hitman 3’ü denemenizi öneririm, çünkü hikayeden bağımsız olarak birbirinden güzel sahneleri deneyimlemek bile bu seriyi anlamak için yeterli olacaktır.

İlgili Gönderiler

Exit mobile version